Blackdream Yönetici
Zodyak : Mesaj Sayısı : 56296 Yaş : 36 Nereden : Bursa İş : Makine Teknikeri Kayıt tarihi : 24/01/08 Rep Puanı : 28 Rep Puanı : 232054
| Konu: TürK SiyasaL HayaTı 4 Çarş. Ekim 14, 2009 1:50 pm | |
| Partiler ve Parti Sistemi Türkiye’deki parti sisteminin ana özelliklerinin neler olduğunu ve siyasal partilerin bu özelliklere göre nasıl bir siyasal yaşam içinde yer aldıklarını saptayabilmek. Türkiye’de partiler ve parti sistemi, 1970’dan beri parçalanmışlık yaşamaktadır. Bu süreç içinde partiler ideolojik kutuplaşma, seçimsel oynaklık, halk desteğinde görülen düşme ile uzun süredir bir kurumsal çöküş yaşamaktadır. 1946 ile 1960 arasında, Türk parti sistemi iki parti sistemi özelliklerini göstermekteydi; Cumhuriyet Halk Partisi ve Demokrat Parti. 1970’lerde ise Türk parti sisteminin ana özelliği oynaklık, parçalanmışlık ve ideolojik kutuplaşma olarak tanımlanabilir. 2000’li yıllarda da Türk parti sistemi her zamanki olduğundan çok daha parçalanmış durumdadır. Ayrıca yüksek derecede bir oynaklık görülmektedir. Avrupa parti sistemleri ile kesin bir zıtlık olarak ortaya çıkan bu durum, Türkiye’deki siyasal partilerin sivil toplumda güçlü bir şekilde kökleşmediği gerçeğinden kaynaklanır. Ilımlı sağ ve merkez sol eğilimlerin giderek zayıflaması ise parti sistemi açısından bir diğer endişe verici değişimdir. Türk parti sisteminin 1970’lerdeki oynaklık, parçalanmışlık ve kutuplaşma hastalığı 2000’li yıllarda daha güçlü bir şekilde yeniden ortaya çıkmıştır. Partilerin örgütsel zayıflığı ve parti ile özdeşleşme bağlarının zayıflığı da parti sistemindeki bir hastalık olarak görülmektedir. 1970’lere göre tek dikkat çekici olumlu değişiklik, görünüşte demokrasiye daha güçlü elit ve halk bağlılığıdır. Türkiye’deki siyasal partilerin örgütsel özelliklerinin neler olduğunu ve toplumsal olarak hangi süreçleri harekete geçirdiğini açıklayabilmek. Türkiye’de çok partili siyasetin başlanmasından bu yana, siyasal partiler genel olarak, kadro ya da herkesi kucaklayan parti olarak tanımlanmıştır. Parti üyelikleri ise parti taraftarlığından pek farklı olmamıştır. Türkiye’deki parti sisteminin temel özelliğinden birisi merkez-çevre ayrılığıdır. Parti sistemini şekillendiren diğer önemli bir etken de gruplaşmaların birçok taşra toplumlarında ve küçük kasabalarda yaygın olmasıdır. Diğer bir konu da, RP kısmen hariç tutularak, siyasal partiler ve diğer sivil toplum kurumları arasındaki bağlantıların genel zayıflığıdır. Tarihsel olarak bütün siyasal partiler güçlü bir oligarşik eğilim göstermektedir. Bütün partilerin adayları parti liderleri tarafından güçlü bir şekilde kontrol edilen merkez yürütme kurulları yoluyla belirlenmektedir. Aday belirleme üzerindeki merkezi kontrol, oligarşik eğilimin hem nedeni hem de sonucudur. Günümüzdeki bütün partiler serbest Pazar ekonomisini ve üretim araçlarının özel mülkiyetini savundukları için ekonomik konularda sol – sağ ayırımı nispeten önemini kaybetti. Partiler, kendi duruşlarını gösteren konum sorunlarından daha çok temiz yönetim ve ekonomik refah gibi değer sorunları üzerinde yoğunlaşmaktalar. Çok partili siyasetin başlamasından beri, partiler yüksek derecede bir parti disiplini ile nitelendirilmektedir. Türkiye’deki partilerin çoğu kadro partilerinin ve herkesi kucaklayan partilerin bazı özelliklerini, kartel partilerinin özellikleriyle birleştirir. Türkiye’de siyasal islamın 1980’lerden itibaren yükselişinin nedenlerini ve Refah Partisi örneğinin özelliklerini belirleyebilmek. 1980’lerden başlayarak Türk politikasındaki en önemli olaylardan biri, RP’nin temsil ettiği siyasal islam’ın yükselmiş olmasıdır. RP’nin ciddi olarak şeriata dayalı bir İslam devleti kurmaya niyetli mi olduğu yoksa, sosyal hayatın bazı alanlarında, belli, çoğu da sembolik değişimler ile mi yetineceği net değildir. RP dikkatli bir şekilde demokrasinin temel ilkelerine karşı çıkmaktan kaçınmış ve siyasal iktidara giden tek yolu seçimlerin oluşturduğunu söylemiştir. Ekonomi konusunda RP, kapitalizm ve sosyalizmde farklı bunlardan üstün üçüncü bir yol olarak gördükleri İslam ilhamlı adil düzeni önermektedir. 1970’lerden başlayarak RP’yi destekleyen sermaye kesiminin büyüyerek gelişmesi bu partiyi devletçi, korumacı konumdan serbest pazar ekonomisi ve Türkiye’nin küresel ekonomiyle entegrasyonu lehine olan görüşlere kaydırmıştır. Bulgular RP’nin söyleminin büyük ölçüde dini zemine dayandığını, seçmenlerinin neredeyse yarısının partiye ideolojik olmayan nedenlerden dolayı oy verdiğini ve partinin kentli yoksullar arasında güçlü kökleri olduğunu göstermektedir.
|
| |
| |
|