Anayasa Yapımı Siyaseti
Farklı siyasi yapıya sahip ülkelerde demokrasinin pekişmesi açısından
anayasaların ne şekilde hazırlandığını karşılaştırabilmek. Anayasa
yapımı bir ülkede demokrasiye geçiş sürecinde, toplumun ve siyasal
elitlerin desteğini alarak siyasal kurumları ortaya çıkarmak açısından
mükemmel bir fırsattır. Anayasa yapım süreci sadece demokrasiye geçiş
sürecini değil aynı zamanda demokrasinin pekişmesini de etkilemektedir.
Oydaşmacı ya da ortaklıkçı tarz anayasa yapımı demokrasinin pekişmesi
olanağını arttırır.
Türkiye Cumhuriyetinin ilk anayasası olan 1924 Anayasasının ne şekilde gerçekleştirildiğini açıklayabilmek.
Cumhuriyet Türkiyesi’nin ilk anayasası 1923’te seçilen Büyük Millet
Meclisi tarafından gerçekleştirildi. 1924 Anayasası TBMM’nin devletin
yüce organı olmasını devam ettirdi. Bu anayasanın en önemli eksikliği,
seçilmiş çoğunluğun gücünü kontrol edebilecek etkili bir kontrol ve
dengeleme sisteminin olmamasıydı. Tek partiden çok partili demokrasiye
geçiş sürecinde anayasa açısından zorlayıcı hiçbir gerek hissedilmedi.
1924 Anayasası DP’nin iktidari süresince değişmeden kaldı. Bir anayasal
kontrol ve dengeleme sisteminin olmaması da 1924 Anayasası’nın
çökmesinin ana nedeni oldu.
1961 Anayasasının 1960 darbesine bağlı olarak gerçekleştirilmesini, bu
anayasanın belirleyici özelliklerini ve üzerinde yapılan değişiklikleri
saptayabilmek.
1960 askeri darbesi sonucunda oluşturulan Milli Birlik Komitesi yeni
bir demokratik anayasa hazırladı. Kurucu Meclis tarafından hazırlanan
1961 Anayasası, devlet elitlerinin temel siyasal değerlerini ve
çıkarlarını yaratmaktaydı. Bu anayasada temel özgürlükler büyük oranda
genişletildi ve vatandaşlara geniş sosyal haklar sağlandı. Ayrıca
seçilmiş organların gücünü sınırlandırmak amacıyla kontrol ve dengeleme
sistemleri getirildi. 1961 Anayasasıyla birlikte idari mahkemeler
güçlendirildi, yargının tam bağımsızlığı ve Yasama Meclisi içinde
ikinci meclis yaratıldı. Diğer yandan, devlet memurlarının ve
yargıların iş güvenliği iyileştirilirken, üniversiteler ve Radyo ve
Televizyon Kurumu idari özerklik kapsamına alındı. 12 Mart 1971 askeri
muhtırasının ardından askerlerin perde arkasından destek verdikleri
hükümetler 1971 ve 1973 yıllarında 1961 Anayasasında üç temel
kategoride değişiklik yaptılar: (1) Mahkemelerin denetleme yetkisinin
sınırlandırılması ile belirli özgürlüklerin kısıtlanması; (2)
yürütmenin güçlendirilmesi, TBMM’nin yürütmeye kanun hükmünde kararname
yapma yetkisinin verilmesi; (3) sivil idare mahkemelerinin ve Sayıştay
denetiminin dışında tutarak, askerlerin kurumsal özerkliğini artırmak.
1961 Anayasasında yapılan bu değişiklikler siyasal partiler arasında
bir tartışma ve görüş alış-verişinden uzak olarak çatışmacı bir
yöntemle yapıldı.
1982 Anayasının gerçekleştirilmesini, belirleyici özelliklerini ve
dönemin siyası iktidarları tarafından hazırlanan değişiklik
çalışmalarıyla gerçekleştirilen değişiklikleri saptayabilmek.
12 Eylül 1980’de iktidarı ele alan Milli Güvenlik Konseyi otoritesi
altında yapılan 1982 Anayasasının yapımı, geniş bir oybirliğiyle
siyasal kurumlar oluşturma anlamında uzaktır. 1982 Anayasasını
hazırlayan Kurucu Meclis, 1960-1961 Kurucu Meclisinden farklı dır. 1982
Anayasası, 1961 Anayasına göre milli iradeye, seçilmiş meclise, siyasal
partilere, siyasetçilere, sendikalara ve sivil toplum örgütlerine daha
az güvenmekteydi. Bu anayasa, güçlendirilmiş bir cumhurbaşkanı ve Milli
Güvenlik Kurulu ile askerin siyasal sistemin nihai koruyucusu ve hakemi
olmasını sağladı. 1982 Anayasasının idari sistemi en iyi şekilde
parlâmenterizmin değiştirilmiş ya da zayışatılmış şekli olarak
tanımlanabilir. 1982 Anayasasının bütün siyasal partileri, sivil toplum
kurumları dışlayarak yapılması ve hayli şüpheli bir referandum ile
kabul edilmesi sürekli tartışma konusu olmuştur. 1982 yılından
başlayarak bu anayasa üzerinde çeşitli değişiklikler yapıldı. Özellikle
Haziran 1995 tarihinde 1982 Anayasası üzerinde önemli değişiklikler
yapıldı. Ancak bu değişikler beklentilerin çok uzağında kalmasına
rağmen yine de partiler arası işbirliğine bir örnek oluşturdu.
Türkiye’deki anayasa yapım tarihine bakıldığında üç cumhuriyet
anayasının hiç birisinin tartışmalar, pazarlıklar ve uzlaşmalar
süreciyle ve toplumu geniş bir şekilde temsil eden bir Kurucu Meclis
tarafından yapıldığı görülmektedir. Dolayısıyla da üç anayasanın
hepside zayıf siyasal meşruluğa sahipti ve tam olarak pekişmiş
demokratik rejim üretemedi.