XBOXCAFE OYUNCU TOPLULUĞU PLATFORMU( www.xboxcafe.com.tr ) 2008 - 2022
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

XBOXCAFE OYUNCU TOPLULUĞU PLATFORMU( www.xboxcafe.com.tr ) 2008 - 2022

Hoşgeldiniz!, Misafir
6125 Gündür yayındayız Toplam Mesajınız: 16777215
 
AnasayfaXboxcafeAramaLatest imagesHtml Deneme AlanıKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
En son konular
» gamestockcity (instagram)
Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Icon_minitimetarafından Blackdream Ptsi Kas. 28, 2022 9:01 pm

» İngilizce Öğreniyorum Ders 5 (Bahar Şahin)
Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:22 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 4 (Bahar Şahin)
Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:20 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 3 (Bahar Şahin)
Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:17 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 2 (Bahar Şahin)
Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:14 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 1 (Bahar Şahin)
Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:12 am

» P1-P2 Kardeşlik Hesabi Anlatim
Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Icon_minitimetarafından Blackdream Paz Kas. 20, 2022 12:28 pm

» Oyuncu isimleri paylaşım alani
Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Icon_minitimetarafından Blackdream Paz Kas. 20, 2022 11:58 am

» PES 2015 SATİLİK VEYA TAKASLİK (100 TL)
Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Icon_minitimetarafından Blackdream Paz Kas. 20, 2022 11:47 am

» GAMEPASS 3 YILLIK ALMA TAKTİĞİ
Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Icon_minitimetarafından Blackdream C.tesi Kas. 12, 2022 11:01 pm

Kimler hatta?
Toplam 21 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 21 Misafir :: 1 Arama motorları

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 262 kişi Perş. Mart 29, 2018 2:45 pm tarihinde online oldu.
Veterans FC
Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Img-2010

 

 Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
Blackdream
Yönetici
Yönetici
Blackdream


Erkek
Zodyak : Akrep
Mesaj Sayısı : 56296
Yaş : 36
Nereden : Bursa
İş : Makine Teknikeri
Kayıt tarihi : 24/01/08
Rep Puanı : 28
Rep Puanı : 232054

Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Empty
MesajKonu: Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler   Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Icon_minitimeSalı Ağus. 05, 2008 8:53 am

Türkler Neden Zehirli Gaz Kullanmadılar?



Çanakkale Savaşları yüzyılın son centilmen savaşları olarak
değerlendirilir. Bu değerlendirme savaş ahlâkı ve kuralları açısından
bakıldığında sonuna kadar doğrudur. Birinci
Dünya Savaşı'nın diğer cephelerine ve bundan sonra günümüze kadar
yapılan savaşlara bakıldığında neden bu savaşların "centilmence"
yapıldığı anlaşılabilmektedir.






Çanakkale Cephesi'ne çıkarma yapan müttefik askerleri karşılarında
yamyam ve barbar Türkleri bekliyorlardı. 25 Nisan gününden başlayarak
kanlı savaşların yaşandığı bu cephede kısa sürede başarı sağlanamayınca
Müttefik Kuvvetleri sekiz buçukay sürecek maceralarına başlamışlardı.
Her geçen gün Türklerle Müttefik askerleri arasındaki ilişkiler
artıyor, birbirlerini tanımaya başlıyorlardı.




Her iki taraf askerleri de zafer için bulundukları bu topraklarda,
karşılarındaki askerlerin de kendileri gibi insan olduğunu,
öldüklerini, ölürken acı çektiklerini, kan döktüklerini ve kısacası
farksız olduklarını anlıyorlardı.


Başlangıçta Müttefik askerleri için,
Türklere esir düşmek korkulu rüya idi. Esir düşerlerse Türklerin onlara
neler yapabileceklerini hayal bile edemiyorlardı. Zaman geçtikçe
yaşanan olaylar bu düşünceleri siliyordu. Yaralı müttefik askerlerine
Türklerin gösterdiği ilgi, esirlere yapılan iyi muamele ve Türklerin
dürüst savaşçılar olması müttefik askerlerinin bu düşüncelerini tamamen
değiştirmişti.




Gazeteci C.E.W.Bean, 10 Kasım 1915'te defterine "Türkler: Yaşamın Güzel Yanları" başlığıyla, siperlerdeki bu ilginç durumu şöyle anlatıyor. :



"Son zamanlarda Türklerle iyi iletişim
kuruyorduk. Siperlerine, Mısır'daki Türk savaş esirlerinden gelen ve
çok iyi bakıldıklarını anlatan mektuplarıyla, sağlıklı ve mutlu
olduklarını gösteren fotoğraflarını atmıştık. (Gerçi bizim askerler
bunu yapmamızı pek istemiyor ama...) Her neyse, karşıdan şu yanıtı
aldık: "Sadaka ile yaşayan bir adam, domuzun, lanetin tekidir. Karnımız
tok olduğu gibi yedek yiyeceğimiz de bol. Ellerimizde tüfeklerle
hazırız. İngilizlerin çok silah ve cephanesi olabilir. Ancak, bizim de
süngülerimiz ve inancımız var. Eğer iddia ettiğiniz gibi büyük bir
millet iseniz, neden üstün ilkeler doğrultusunda hareket etmiyorsunuz
da, başkalarının aklını çelerek sadakatlerini bozmaya çalışıp
alçalıyorsunuz?...



Çok asilce bir cevap! Bu tür çabaları yoğunlaştırıp, Türklerin
teslim olmalarını sağlayabiliriz sanıyordum. Kaldı ki onlar da -ya da
Almanlar-, benzer yöntemleri bizim üzerimizde denemişlerdi."




"Üç hafta kadar önce, Türklerin üç günlük bir bayramı vardı. Bizim
siperlere, üzerine silinmez kalemle ve aceleyle şunlar yazılı iki paket
sigara attılar: Prenez, fumez avec plaisir notre heureux énnemis.
(Alın, afiyetle için mutlu düşmanlarımız)



Karşılığında biz de onlara, konserve sığır eti yolladık. Paketi,
üzerinde "Bully beef non" (sığır bifteği istemeyiz) mesajı yazılı
olarak geri yolladılar."



Avustralyalı bir albay ise, Ekim ayı sonunda ülkesine yolladığı mektupta, "Siperlerdeki Yaşam ve Türkler" başlığı altında durumu şöyle dile getiriyor:



"Türkler çok dürüst savaşçılar.
Kahramanlık ve cesaretleri tartışılmaz. İşkence, zulüm ve dumdum
kurşunu konusundaki tüm iddialar yalandır. Geçen gün, yanlışlıkla
atılan bir şarapnel ile Kızılhaç katırlarından birisini öldürdüler.
Anında özür dilediler. Daha önce de yaralılarımızla ilgilendiler.
Onları, kıyıya bırakıp bize haber verdiler. Burada hiçbirimizin,
Türklere karşı büyük bir düşmanlık beslediğini sanmıyorum..."




Öte yandan, Çanakkale Cephesinde Müttefiklerin en çekindiği şeylerden bir, Türklerin zehirli gaz kullanma olasılığıydı.
Genel olarak yüksek noktaları tuttukları için ve rüzgar da uygun estiği
zaman, zehirli gaz kullanılması çok büyük can kaybına yol açabilirdi.
Almanların elinde bu gazdan bulunduğu biliniyordu. Batı Cephesi'nde,
Fransa'da kullanmışlardı da...Özellikle İngilizlerin, zehirli gaz
kullanımından endişe ettiği ve askerlere gaz maskesi dağıtıp, olası bir
tehlikede neler yapılması gerektiği konusunda özel eğitim verdiklerini
öğreniyoruz.


Ancak Türk subay ve komutanları, Almanların isteğine ve önerisine karşılık bu yöntemi, "mertçe ve adil"
bulmayıp, savaş kurallarına da aykırı olacağı gerekçesiyle onaylamamış
ve zehirli gazı, savaşın son gününe kadar kullanmamışlardır.


Çanakkale Cephesi'nde zehirli gaz kullanıldığına ilişkin haberlerin
asılsız olduğu ve endişeye gerek bulunmadığı, Avustralya ve Yeni
Zelanda basınında sık sık dile getirilmiştir. Örneğin, Wellington'da
çıkan "Otago Times" Gazetesi, 1 kasım 1915 günü, "Savaşçı olarak Türk"
başlıklı bir yazı yayınlamıştır. Yazıda aynen şunlar yer almaktadır:



"...Hastaneye ateş edilmiyor, zehirli
gaz kullanılmıyor. Triumph (savaş gemisi) isabet alıp batmaya
başlayınca, tekrar ateş edilmiyor. Türk, ikili oynamıyor. Bunun aksini
iddia edenler Gelibolu'ya değil, en çok Mısır'a kadar gelenlerdir. "




The Age adlı Avustralya gazetesi, 11 Aralık 1915'te, gene Türklerin zehirli gaz kullanması sorununu ele almış ve "gaz bombası saldırısından korkulmuyor" başlığı altında yayınlanan yorum yazısında, cepheden gelen raporlara dayanarak konuyu şöyle değerlendirmiştir.



"...Şu ana kadar bu cephede Türklerin
savaş yöntemlerinin hakça olduğunu kabul etmek dürüstlük gereğidir.
Türklerle Avustralyalılar arasındaki savaş mertçeydi ve sonuna kadar
öyle olacağını umuyoruz. Bu savaştan önce Türk'ü hor görüyorduk. Artık
öyle bir şey söz konusu değil. O'nu yendiğimizde -ki o gün uzak
değildir- hepimiz onları Almanların etkisine girmekle birlikte,
ahlâksızca savaş yöntemleri kullanacak kadar tötonikleşmemiş
(Almanlaşmamış) olarak hatırlamak istiyoruz."




Türklerin zehirli gaz kullanmama nedenlerinden biri de yüksek noktaları
tutuyor olmalarıydı. Özellikle Arıburnu'nda yukarıdan aşağı doğru
atılacak gaz bombası denizden esen rüzgarla yukarılara çıkabilir ve
Türk askerlerini de etkileyebilirdi. Hatta Çanakkale'nin meşhur
rüzgarı, zehirli gazı yarımadanın hesaplanamayan bölgelerine
sürükleyebilirdi.


Ayrıca Türklerin elinde gaz maskesi de bulunmuyordu. Herhangi bir gaz kullanımında gaz maskeleri olmadan dayanmak olanaksızdı.



Bu arada Türklerin elinde zehirli gaz bulunup bulunmadığı da araştırma
konusudur. Gerçi olsaydı da bu gazın sonuç itibariyle kullanılmayacağı
açıktır. Böylelikle Müttefik askerlerinin Türklere olan güvenleri boşa
çıkmamış, "Türkler zehirli gaz kullanmaz, onlar dürüst savaşçıdırlar"
diyerek gaz maskesi takmayarak bu güveni sürdürmüşlerdir.



Görüldüğü gibi savaşın her türlü
çirkinliğine rağmen, savaşın içinde bile böylesi bir imaj yaratmak,
Çanakkale Savaşları'nı yüzyılın, hatta yarınların son centilmen savaşı
haline getirmiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.xboxcafe.com.tr
Blackdream
Yönetici
Yönetici
Blackdream


Erkek
Zodyak : Akrep
Mesaj Sayısı : 56296
Yaş : 36
Nereden : Bursa
İş : Makine Teknikeri
Kayıt tarihi : 24/01/08
Rep Puanı : 28
Rep Puanı : 232054

Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Empty
MesajKonu: Geri: Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler   Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Icon_minitimeSalı Ağus. 05, 2008 8:54 am

1999
yılında İngiltere'de bir film yapıldı. Filmin adı "All the King's Men"
. Filmin öyküsü, Çanakkale Savaşları sırasında 12 Ağustos 1915'de
Gelibolu Yarımadası'nda Küçük Anafartalar Bölgesi'nde Türklere karşı
taarruza geçen, ancak başarısızlığa uğrayıp Türkler tarafından esir
edilen ve de başlarından kurşunlanıp öldürülen bununla birlikte, yaralı
olarak ele geçirilmiş oldukları halde "fazla acı çekmesin diye !"
Türkler tarafından bir çiftlik evinde yakılan İngiliz askerleri üzerine
kurgulanmış.




Türkiye'de bilinmeyen ama, İngiltere'de son birkaç yıldır üzerinde
durulan bu olay, İngiliz kuvvetlerinden 54.Tümen, 163.Tugay ve1/5
Norfolk Alayı'na mensup Sandringham Bölüğü'nden askerlerin yaşamış
olduğu iddia edilen doğruluğu kesinlikle kanıtlanamamış bir olay.



İngiliz yetkililere göre, I.Dünya Savaşı bitiminde özellikle 1/5
Norfolk Alayı'nın askerlerinin kayıp olduğunu ve Türklerden bu
askerlerin akibeti konusunda bilgi verilmesini istemişler. Ancak, Türk
yetkililer bu konuda bilgi verememişler. Nedeni ise, askerlerin
yukarıda bahsedilen şekilde öldürülmüş olmalarıymış. Oysa, olayın seyri
daha farklıdır. 12 Ağustos'ta Gelibolu Yarımadası'nda Küçük Anafartalar
Ovası'nda Türkler ve İtilaf kuvvetleri arasında gelişen muharebede,
İngilizlerin 163. Tugay'ı birlikleriyle, Türklere karşı tarruza
girişmişler ancak, Türklerin kuvvetli top atışları ve keskin nişancılar
(snayper) karşısında İngilizler büyük ölçüde zayiat vermişlerdir.


54.Tümen komutanı General Inglefield, 1/5 Norfolk Alayı'nın komutanı
Yarbay Sir Horace Beauchamp, Sandringham Bölüğü'nün komutanı ise
Yüzbaşı Beck'dir. İngiliz kuvvetlerine orada müdahele eden, Türk
kuvvetlerinden 36. Alay'dır. Alay Komutanı Binbaşı Münib Bey'dir.
Askeri kaynaklarda Binbaşı Münib Bey, o günkü muharebeyi anlattığı Harp
Ceridesi'nde İngiliz taarruzunun başarısızlığa uğratıldığı ve 35 esir
aldıklarını ifade ediyor. Bu esirlerden bazılarının ifadeleri de
mevcuttur. Bunlardan biri olan 3357 Sicil numaralı Er A.G.Brown (1/5
Norfolk Regt. 54 Div. 163 Brigade (East Anglian Division) yakalandıktan
sonra Türk komutanlara verdiği ifadesi şöyledir;



"10 Ağustos 1915'de Tuzla Göl civarında karaya çıktım. İsmini
bilemediğim bir tepeye hücumda tepenin ancak eteğinde mecruh düşerek
12'de esir oldum. Kumandanın ismi Engelfild ( Inglefield ) idi, fakat
fırkanınkini veyahud livanın kim olduğunu bilemiyorum. Ben ancak iki
gün Anafarta'da bulunduğum için hiçbir şeyden haberim yoktur." Bu
ifade, esir olan askerlerden birine ait. Bunun gibi birkaç tane daha
ifade var. Oysa, İngilizlerin iddiası bütün hepsinin esir edildikten
sonra kafalarından kurşunlanarak öldürüldüğüdür.


Bu olayın doğruluğu henüz kantılanamamış olsa da şunu vurgulamak
gerekir ki, 12 Ağustos'daki saldırıda Türkler, başarılı bir şekilde
İtilaf saldırısını durdurmuşlardır. İngiliz kuvvetlerine Türk
sniperlerin müdahale etmiş olması ve savaş alanında ölenlerin
kafalarından yada başka biryerlerinden yara alıp ölmeleri kaçınılmaz
görünüyor ki bazı İngiliz ordu mensupları da yakın bir çatışmada bunun
normal olduğunu söyleyebiliyorlar. Bununla birlikte, savaş ******'ün
dediği gibi "gerekli olmadıkça bir cinayettir" ancak, İngilizlerin
Gelibolu Yarımadası'na yaptıkları saldırılara, Türklerin vatanlarını
savunmak için müdahale etmeleri de kaçınılmazdır.


Dolayısıyla, insanlar bu yarımada üzerinde ayakta kalabilmek için
canhıraş bir mücadele vermişlerdir ve ortaya bir insanlık dramı
çıkmıştır. Norfolk Alayı'nın yaşadığı iddia edilen bu olayın belki de
bu kadar üzerinde durulması, bu alaya dahil olan Sandringham Bölüğü'nün
Kral V.George'un hizmetkarlarından oluşmuş olması ve bunların
Oglander'in kitabında anlattığı gibi Inglefield'in hazır olmayan
birlikleri, dikkatsizce gündüz ve Türklerin çok iyi savunduğu bir
bölgeyi almakla görevlendirmesi ve toplara ve keskin nişancılara karşı
ölümüne göndermesi ve belki de bu hatayı örtbas etmek için de
Türklerin, İngiliz askerlerini yakalayıp öldürdüklerini iddia etmiş
olmasıdır.


Türklerin yakaladıkları esirlere kötü davrandığı ve öldürdüğü yolundaki
hikayeler sürekli anlatılmıştır. İtilaf kuvvetlerindeki askerlere
komutanları belki de iyi savaşmalarını sağlamak için olsa gerek "aman dikkat edin Türkler sizi yakalarsa öldürür veya yer" gibi
akıl vermişlerdir. Oysa, bilinen bir gerçek var ki, Türkler esirlerine
her zaman iyi davranmışlardır. Askerleri esir edip sonra da öldürmek
ise genelde olmayan bir davranışdır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.xboxcafe.com.tr
Blackdream
Yönetici
Yönetici
Blackdream


Erkek
Zodyak : Akrep
Mesaj Sayısı : 56296
Yaş : 36
Nereden : Bursa
İş : Makine Teknikeri
Kayıt tarihi : 24/01/08
Rep Puanı : 28
Rep Puanı : 232054

Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Empty
MesajKonu: Geri: Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler   Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Icon_minitimeSalı Ağus. 05, 2008 8:54 am

Alınamayan Gemiler: Sultan Osman I ve Reşadiye





Osmanlı Donanmayı Hümayunu, II:
Abdülhamit’in kararıyla, 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan beri çürümeye
terkedilmiş bir durumdaydı.
Bunda, Sultan Abdülaziz’in çok önem
vererek kurduğu donanmanın tehdidiyle tahttan indirilmesi ve
Abdülhamit’in ‘benim de başıma gelirse’ düşüncesi büyük etken olmuştur.
1903 yılında İngiltere’ye bu konuda bilgi veren Kraliyet Armadası
Birinci Lordu Earl Selbourne, Türk donanması için “Mevcut bile değil.”
demişti.



Osmanlı Devleti’nin donanma açısından güçlenmesi gerekiyordu.
Yunanistan da donanmasını güçlendirmeye çalışan bir başka devletti.
1900’lerin başında denizlerde üstün olmak her şeyden önemliydi. Çünkü
kara yolları henüz o kadar gelişmiş değildi.





Yine aynı dönemde İngilizler tarafından “drednot” tipi gemiler
geliştirilmişti. Bu tip gemiler daha hızlı hareket edebiliyorlardı,
yüzen bir filo gibiydiler, fakat yeni deneniyorlardı.



1911 yılı baharında, Arjantin ile yaşanan amansız deniz çekişmesi
yaşanırken, Brezilyalılar dünyanın en büyük savaş gemisine sahip olmak
istiyorlardı. Bu amaçla Brezilya; İngiltere, Newcastle’daki Armstrong
şirketine bir drednot siparişinde bulundu ve adını Rio de Jenerio
koydu. 1913’e gelindiğinde Brezilya ile Arjantin arasındaki sorunlar
giderilmiş, 1913 Temmuzuna kadar Brezilya’nın yaptığı düzenli ödemeler
bu tarihten sonra kesilmiştir. Brezilya gemiyi almaktan vazgeçmişti.
Armstrong Şirketi çok fazla telaşlanmamıştı çünkü gemiyi alacak biri
mutlaka bulunacaktı.



Osmanlı Devlet’i İngiltere’ye kırka yakın irili ufaklı gemi siparişinde bulunmuştu. Başlangıç
için o günün parasal karşılığı dört milyon Sterlin’e iki drednot
ısmarlanmıştı. Biri Reşadiye olacak drednotlardan diğeri ise Sultan
Osman I adıyla alınacaktı. Sultan Osman gemisi, Yunanlıların da
katıldığı ihalede Osmanlı Devleti tarafından alınan Rio adlı gemiydi.
Süvarisinin kimliği bile saptanmıştı: Hamidiye’nin efsanevi kahramanı
Rauf Bey.






Bu gemilerin alınabilmesi için yeterli bütçe olmadığından geniş çapta
bir bağış kampanyası düzenlenmiş, o zamanın olanaklarıyla kahvelerde,
halkın toplu olarak bulunduğu yerlerde, müsamere ve eğlencelerde
sürekli olarak para toplanıyordu. Bayram gibi vesilelerle öğrencilerin
ellerine kumbaralar veriliyor ve bu kumbaralarla para topluyorlardı.
Önemli para yardımlarında bulunanlara “Donanma İane Madalyası” adı altında bir de madalya veriliyordu.



Fakat işler umulduğu gibi gitmiyordu. Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya
Savaşı’na Almanya ile sürüklendiği bu günlerde İngiltere gemileri verip
vermemekte tereddüt ediyordu.




27 Temmuz 1914’te Reşit Paşa vapuru ile Sultan Osman’ı teslim almak
üzere, Bahriye Nazırlığı’nı ve Osmanlı Devleti’ni temsilen Rauf Bey
Newcastle’ a varmıştır. Churchill
Sultan Osman’a el koymanın çok büyük bir diplomatik karmaşaya neden
olacağını bilmektedir ama İngiliz Armadasının önüne çıkabilecek böylesi
bir gemiyi teslim etmek de istememektedir.
Ve 3 Ağustos 1914’te
Churchill’in açıklaması ile Sultan Osman ve Reşadiye’ye el konduğu
resmi olarak açıklanmıştı. Rauf Bey anılarında şöyle diyordu:







“....Geminin son taksiti olan yedi yüz
bin Lira da ödenmişti. İşleri bir an önce bitirmek için denemelerin bir
kısmından vazgeçerek fabrika ile 2 Ağustos 1914 günü geminin, bize
teslimi konusunda anlaşmıştık. Fakat parayı verişimizin ertesi günü
için kararlaştırılan sancağımızı çekme töreni zamanından yarım saat
önce İngilizler Sultan Osman’a el koydular.”




“....Gerektiği şekilde şiddetle protesto edildiyse de kimse oralı olmadı....”



Bu gemiler paraları ödendiği halde teslim edilmemiş, paraları ise iade edilmemiştir. Sultan Osman gemisi derhal İngilizleştirildi ve ismi “Agincourt” olarak değiştirildi. Reşadiye ise Erin ismini aldı.
Fakat kaderi oldukça hazin oldu. 22 Ağustos’ta seyre hazır olan geminin
denenmesinde görülür ki silahları iyi çalışmamaktadır. 26 Ağustos
1914’te onarım için çekilir. Başarısız bir gemi olarak bir daha kimseye
satılamaz ve 1922 yılında gemi sökücüler tarafından parçalanmaktan
kendisini kurtaramaz.




Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.xboxcafe.com.tr
Blackdream
Yönetici
Yönetici
Blackdream


Erkek
Zodyak : Akrep
Mesaj Sayısı : 56296
Yaş : 36
Nereden : Bursa
İş : Makine Teknikeri
Kayıt tarihi : 24/01/08
Rep Puanı : 28
Rep Puanı : 232054

Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Empty
MesajKonu: Geri: Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler   Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Icon_minitimeSalı Ağus. 05, 2008 8:54 am

Çanakkale
Savaşları’nın henüz araştırılmayı bekleyen bir çok siyasal, sosyal ve
askeri yönünün daha olduğu bir gerçek. Örneğin; bu savaşların bizde
belki de hiç bilinmeyen bir diğer yönü, Çanakkale’de bazı kadın Türk
kadın savaşçılarının da, Mehmetçik ile birlikte çarpıştıklarıdır.




Konuyla ilgili ilk belgesel bilgilere Avustralya ve Yeni Zelanda
arşivlerinde, Anzac askerlerinin Çanakkale’de siperlerde yazdıkları
günlük ve mektuplarda rastlanmaktadır. Örneğin, The Age adlı Avusturalya gazetesinde, 8 Eylül 1915 tarihinde şu başlıkta bir haber yer almaktadır.

“Kadın bir keskin nişancı: ilk günkü çarpışmada vuruldu"



J. C. Davies adlı bir asker annesine yazdığı mektupta şöyle demektedir:

“... Vurulduğum 18 Mayıs günü, keskin nişancı bir Türk kızı vardı.
Güzel, iri yapılı ve 19-21 yaşları arasında görünüyordu. Günün uzunca
bir bölümünde sürekli olarak ateş etti. Gerçi bir çok adamımızı vurdu
ama gün bitiminden önce Avusturalyalı bir asker tarafından vurulunca,
gene de üzüldüm. Ölüsünü ele geçirdiğimizde yanında bir Türk erkeğinin
cesedini de bulduk. Kadının vücudunda tam 52 kurşun vardı... Bu savaş
korkunç”



Arşivlerde aynı konuyu dile getiren birkaç mektup ya da günlük daha
bulunmaktadır. Gerçi bu tür haberlerin Anzak askerlerinin, zor siper
koşullarında, aylarca süren çarpışmaların yıpratıcı etkisinde
geliştirdikleri hayal ürünü şeyler olduğu da düşünülebilir. Ancak, “Keskin nişancı Türk kadınları” ve “Türk kadın savaşçılarını” anlatan
diğer asker mektupları da incelenip, birbirleriyle
karşılaştırıldığında, anlatılanların doğru olma olasılığının çok yüksek
olduğu söylenebilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.xboxcafe.com.tr
Kadir-ro
Yönetici
Yönetici
Kadir-ro


Erkek
Zodyak : Akrep
Mesaj Sayısı : 7106
Yaş : 33
Nereden : Bursa
İş : Pc , Yardım Forumları
Kayıt tarihi : 22/06/08
Rep Puanı : 2
Rep Puanı : 4643

Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Empty
MesajKonu: Geri: Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler   Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Icon_minitimeSalı Ağus. 05, 2008 10:34 am

Okumuştum teşekkür ederim
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
PaŞa
Üye
Üye
PaŞa


Erkek
Mesaj Sayısı : 1941
Nereden : Akhisar
İş : Kemal Tırlı
Kayıt tarihi : 31/03/08
Rep Puanı : 2
Rep Puanı : 106

Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Empty
MesajKonu: Geri: Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler   Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Icon_minitimeÇarş. Ara. 17, 2008 11:49 am

Bizim şerefimize karşılık onların yaptıkları şerefsizler....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.akhisaryer6.tk
BlackEagle
Yönetici
Yönetici
BlackEagle


Erkek
Zodyak : Terazi
Mesaj Sayısı : 5037
Yaş : 104
Nereden : Belamı Arıyorsun?
Kayıt tarihi : 12/07/08
Rep Puanı : 2
Rep Puanı : 118

Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Empty
MesajKonu: Geri: Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler   Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Icon_minitimeCuma Ocak 02, 2009 10:58 pm

Tşklar
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.forum.webyardim.org
Blackdream
Yönetici
Yönetici
Blackdream


Erkek
Zodyak : Akrep
Mesaj Sayısı : 56296
Yaş : 36
Nereden : Bursa
İş : Makine Teknikeri
Kayıt tarihi : 24/01/08
Rep Puanı : 28
Rep Puanı : 232054

Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Empty
MesajKonu: Geri: Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler   Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler Icon_minitimeCuma Ocak 02, 2009 11:07 pm

recalar
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.xboxcafe.com.tr
 
Çanakkale Savaşları - Bilinmeyenler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
XBOXCAFE OYUNCU TOPLULUĞU PLATFORMU( www.xboxcafe.com.tr ) 2008 - 2022 :: www.webyardim.org Forumu :: WEBYARDİM FORUMU İCİN TİKLAYİN :: Kültür & Medya :: TaRiH-
Buraya geçin: