Rus bilim adamları çağdaş Türkiye'yi yazdı
Onlarca Rus bilim adamının Türkiye'nin siyasi, tarihi, ekonomik ve
kültürel yapısını değerlendirdiği '20. yüzyılın sonu ve 21. yüzyılın
başı Türkiye' adlı eser Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü
tarafından yayınlandı.
Kitabın tanıtımı için Moskova'daki President otelde üniversite
öğrencileri ile bir araya gelen bilim adamları, kitabın Rusya'da
Türkiye'nin anlaşılmasına büyük katkı sağlayacağını söyledi. Toplantıda
bir konuşma yapan Türkiye'nin Moskova Büyükelçisi Halil Akıncı, iki
ülke arasında ön yargıların kırılmasını istedi ve eserin
yayınlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti.
Çağdaş Türkiye'nin tanıtımı açısından geniş bir kaynak niteliği olacak
eserde Türkiye'nin siyasi tarihi, iktidar yapısı, ekonomik modeli ve
dönüşüm evreleri, Türk dış politikası, Rusya ve Türkiye'nin boğazlar ve
Karadeniz'e bakışı gibi konular yer alıyor. Rusya Bilimler Akademisi
Şarkiyat Enstitüsü ve Moskova Devlet Üniversitesi Asya ve Afrika
Enstitüsü bilim adamlarının hazırladığı kitapta okuyucunun ilgisini
çekecek çağdaş Türkiye'de eğitim sistemi, entelektüel yaşam, edebiyat,
sanat ve felsefe gibi konular da yer alıyor. Türkiye'de din ve devlet
ilişkilerinin ele alındığı makalede Fethullah Gülen modern İslam
düşüncesinin temsilcisi olarak tanımlanıyor. Rus bilim adamları
yayınladıkları eseri popüler literatürde, basında ve taraflı yapılan
çalışmalarda Türkiye ile ilgili bilgi kirliliğine neden olacak bir
kısım yanlışlardan arındırılmış olması açısından da anlamlı buluyor.
"TÜRKİYE RUSYA'DAN HIZLI GELİŞİYOR"
Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü Başkan Yardımcısı Prof. Dr.
Vladimir İsayev yaptığı konuşmada Rusya'da sıkça gündeme gelen
Hindistan ve Çin örneğinin yanı sıra artık Türkiye örneğinin de dikkate
alınma zamanının geldiğini söyledi. İsayev, "Türkiye sadece bir turizm
endüstrisinden ibaret değil. Altyapı gelişmiş, hayat düzeyi artmış ve
ekonomi olumlu yönde gelişme işaretleri veriyor. Türkiye'nin petrol ve
doğalgaz gelirleri olmamasına rağmen siyasi, ekonomi ve sosyal alanda
akıllıca idare edilme açısından Rusya'yı geride bıraktığını
söyleyebilirim. İki ülke arasında var olan sorunların ortak anlayış
içinde çözülebileceğine inanıyorum. Rus okuyucuların fazlası ile
istifade edebilecekleri bir eser olması açısından kitabı çok değerli
buluyorum." dedi.
Eserde iki ülke arasında ekonomik, ticari ve siyasi alanda
işbirliklerinin ele alındığını, bunun iki ülkenin birbirini tanımasına
büyük katkı yaptığını kaydeden Moskova Devlet Üniversitesi Asya-Afrika
Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mihail Meyer, "Artık Ruslar Türkler'i
yeniçeriler olarak tanımıyor. Ya da İstanbul'u Rusya'nın üçüncü
başkenti olarak da görmüyorlar. Bu zihniyet artık tarih oldu. Ancak
yine de daha çok yol kat etmemiz lazım. İki ülke arasında üniversiteler
daha fazla işbirliği yapmalı." önerisinde bulundu.
"RUSYA'DA TÜRKİYE'YE KARŞI ÖN YARGILAR KIRILMAL"
Türkiye'nin Moskova Büyükelçisi Akıncı yaptığı konuşmada iki ülke
tarihinin savaşlarla anıldığını, 3. Aleksander ve 2. Abdülhamit
döneminde 30 yıl iki ülkenin barış içinde yaşadığını söyledi. İstiklal
Savaşı'nda Rusya'nın Türkiye'ye yardımcı olduğunu kaydeden Akıncı,
"1990'lı yıllarda aradaki perde hızla kalkmaya başladı. Türkiye'de
insanlar artık Rusya'yı dost olarak tanıyor. Halkımıza sorarsanız çoğu
Rusya'yı dost ülke olarak tanımlayacaktır. Ancak Rusya'da bugün
Türkiye'ye karşı ön yargılar var. Bunu aşmamız lazım. İki ülke sadece
siyasi ve ekonomik alanda birbirine kenetlenmedi, ortak evlilikler var.
Aksi durumda çocuklarımız ya annesine ya da babasına düşman olmak
durumunda kalacak." değerlendirmesinde bulundu.
"TÜRKÇE OKUMAKTAN ZEVK ALIYORUM"
Moskova Devlet Üniversitesi Asya ve Afrika Enstitüsü Türk Filolojisi
Bölüm Başkanı Yuri Şeka, Türkçe yaptığı konuşmasında Rusya'da Türkçe
sevgisinin giderek arttığını, bunun da çok sevindirici olduğunu
söyledi. Öğrencilerin Türkçe öğrenmek için heyecan duyduklarını ifade
eden Rus bilim adamı, "Kitap bilimsel bir çalışma. Bence Türk dili çok
zevkli ve zengin bir dil. Türkçe okumaktan zevk alıyorum. Başka
dillere, örneğin İngilizce'ye kıyasla Türk dilinin bu özelliğini
görebilirsiniz." dedi.
Cihan Haber Ajansı'na özel açıklamada bulunan Akıncı kitabın Türkçe'ye
tercüme edileceğini, sadece Rusların değil, Türk halkının da bu
kitaptan istifade etmesi gerektiğini söyledi. Akıncı, "Rusya'da
Türkoloji'nin tarihi çok eski. Çok iyi uzmanlar var. Bu uzmanlar Sovyet
zamanında da Türkiye üzerine çalışıyordu. O zaman ideolojik süzgeç
vardı. Şimdi daha objektif olacaklarından eminim. Konuşmamda da Türk
yazarlardan daha objektif olabilecekleri konusunda bir şaka yaptım."
dedi.
"EKONOMİK KRİZİ AŞARSA AKP'Yİ KİMSE TUTAMAZ"
Türkiye'nin siyasal yaşamında, parti yapısında önemli değişimler
olduğunu ifade eden Şarkiyat Enstitüsü Öğretim görevlisi Veçislav
Şılikov, mevcut küresel mali krizin etkilerinden ülkeyi başarı ile
çıkarması durumunda Adalet ve Kalkınma Partisi'nin geleceğinin parlak
olacağı öngörüsünde bulundu. Şılikov Türk siyasi yaşamı ile ilgili
ilginç tespitlerde bulundu: "AKP Menderes'in Demokrat Partisi'nin
yerini almak istiyor. Maalesef Rusya'da olduğu gibi Türkiye'nin de
ekonomik durumu krizden etkileniyor. AKP küresel krize dayanabilirse
istikbali parlak olacak. Şu an krizin atlatılıp atlatılamayacağını ön
görmek çok zor. Krizin tabiatını bilemiyoruz. Ülke ekonomisini daha
kötüye gitmesine izin vermeden bu krizden çıkabilirlerse hem
cumhurbaşkanı hem başbakan hem de partinin geleceğinin çok iyi
olacağını söyleyebilirim."
Mevcut hükümetin Rusya ile ilişkileri başarılı bir şekilde götürdüğüne
değinen Şılikov, "Bence 1970'li yıllardan bu yana en yüksek seviyede.
İlişkilerimiz daha açık ve dostane gelişiyor. Türkiye ve Rusya'nın
ilişkilerinin gelecekte daha kuvvetli olacağını söyleyebiliriz. Çünkü
iki ülkenin istikbali birbirine bağlı. AB'ye değil. İlişkiler
geliştiğinde Karadeniz'de daha büyük işler başarılacak."
değerlendirmesinde bulundu.
"RUSLAR TÜRKİYE'Yİ MERAK EDİYOR"
Rusya'da Türkiye hakkında yapılan en önemli çalışmalardan biri olarak
bu projeyi gördüğünü ifade eden Şarkiyat Enstitüsü Türkiye Bölümü
Başkanı Natalya Ulçenko birçok Rus'un Türkiye'yi merak ettiğini
kafalarda bulunan bir çok sorunun bu kitapla çözüldüğünü söyledi.
Ulçenko; "Rus halkı Türkiye'ye tatile gidiyor. Türkiye'yi merak
ediyorlar. Türkler nasıl yaşıyor, ne problemleri var, gündemlerinde
hangi konular var, bu sorunları nasıl çözüyorlar, Türkiye gelecekte
nasıl olacak gibi birçok soru işareti var. Kitapta bu soruların cevabı
var. Kitabın büyük tiraj alacağını düşünüyorum." dedi.
SÜKYANİN: "RUS HALKI BÜYÜK DÜŞÜNÜR GÜLEN'LE TANIŞMALI"
Türkiye'nin din-devlet ilişkilerini kaleme alan Rusya Ekonomi
Üniversitesi Hukuk Profösürü Leonid Sükyanin de Fethullah Gülen'i
modern İslam düşüncesinin temsilcisi olarak yorumluyor. Sükyanin'e göre
Gülen demokrasi ve İslam'ı birbiri ile uyumlu iki kavram olarak
gösteren ender şahsiyetlerden. Cihan Haber Ajansı'na açıklamada bulunan
Sükyanin Gülen'i çağımızın en etkili müslüman düşünürlerinden biri
olarak tanımladı. Sükyanin: "Gülen'in anlayışı Türkiye dışına taşmış
durumda. Gülen'i diğerlerinden ayıran en büyük özellik İslam'da manevi
ahlakın canlanmasına vurgu yapması. Çağdaş İslam dünyasının sorunlarına
işaret ediyor ve eğitim üzerinde duruyor. İslam'ı diğer kültür ve
medeniyetlerle diyaloga davet ediyor. Gülen dünya genelinde siyasi
olarak İslam bayrağı adı altında toplanan hareketlerin olumlu bir
kazanım sağlamadığı kanaatini taşıyor. Ona göre bu tür girişimler
İslam'a ve Müslümanlara zarar veriyor. Çünkü, İslam'da temel olan
manevi ahlak. Bundan başlamak gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Gülen'in her zaman gerektiği şekilde algılanmadığını kaydeden Rus bilim
adamı, "Çoğu onun görüşlerini tanımıyor. Genelde dünya genelinde
açılmasını teşvik ettiği okullarla özdeşleştiriliyor. Bazıları da
belirli siyasi amaçları güden birisi olarak değerlendiriyor. Bunlar
yanlış algılamalar. Bence onu diğerlerinden ayıran en büyük özelliği
manevi ahlakın gelişmesine vurgu yapmasıdır. Bu onu 19. yüzyıl sonu ve
20. yüzyılda gelen diğer İslam düşünürlerinden farklı kılar. Bunun için
çağdaş Türkiye'deki değişimi Gülen'in düşüncelerini kavramadan
yorumlamak mümkün değil." dedi.
Rusya'da insanların Gülen'in çalışmalarının ve düşüncelerinin
tanınmadığını ifade eden Sükyanin bir de çağrı yaptı: "Rusça'ya
çevrilen birkaç kitap var ancak bu yeterli değil. Gülen'in görüşleri
ciddi olarak irdelenmesi gerekiyor. Büyük düşünürün fikirleri ve
düşünceleri ile Rus toplumunun daha yakından tanışması gerekiyor.
Gülen'e olumsuz yaklaşanlar, genellikle onun eserleriyle tanışmayan
insanlar. Onun görüşlerini bilmeyen insanlar. Ben onlara bir çağrı
yapmak isterim. Yüzeysel enformasyona güvenmeyin, siyasi, ya da şahsi
çıkarları bulundurarak olumsuz açıklamalarda bulunan şahıslara
güvenmeyin. Onun görüşlerini ve konseptini onun eserlerinden irdeleyin.
Onun kendi kaleminden eserlerini bir çok yerde bulmak mümkün. Birisinin
ön yargılı olarak yaptığı değerlendirme yerine, kendi aklınızla
kitaplarını ve makalelerini okuyarak yorumlamayı tavsiye ederim."