Baykuş, Strigiformes (gece yırtıcıları) takımından gece avlanan yırtıcı kuş türüdür.Başları büyük ve tüylüdür. Kuyrukları kısa olmakla beraber, kanatları enli ve uzundur. Bir kısmının
kanat açıklığı, bir adam boyuna ulaşır. Serçe
kadar küçük olanları da vardır. Gagaları kıvrık, pençeleri keskin kanca
tırnaklı ve döner parmaklıdır. Kuvvetli pençeleri adeta avına
kenetlenir.
Baykuşlar tam bir sessizlik içinde avlanır. Bütün vücudu yumuşak ve
ince tüylerle kaplıdır. Tüyler, uçuş sırasında tabii bir susturucudur.
Uçuş esnasında kanatlarının “pırpır” sesi duyulmaz. İri gözleri,
başlarının yanında değil önündedir. Aşırı büyüklükteki gözleri, göz
oyuğunda hareket edemez. Araba farı gibi yuvalarında sabittir. Ama
baykuş boynunu 270 derecelik alan içinde rahatça çevirerek çevresini
kontrol edebilir. Dişi baykuş erkeklerinden daha iri olup, 2-10 yumurta
yumurtlarlar. Kuluçka süresi 30-40 gündür. Yumurtadan çıkan yavruların
göz ve kulakları kapalıdır. Yavruların yuvada kalma süresi farklıdır.
Tam karanlıkta görme kabiliyetleri yoktur. Az bir ışık avlarını
yakalamaya kafidir. Gözlerindeki ağ tabaka sarı renklidir. Büyütücü
özellik sağlar. Gözlerinde esas olarak çubuk (rod) duyu hücreleri
mevcuttur. Bu hücrelerde
“visual purple” yani “mor ışık görüntüsüne” sebep olan kimyasal bir madde bulunur. Rod hücreleri, en küçük bir ışığı bile kimyasal bir sinyale çevirirler.
Böylece insanın sadece bir ışık parıltısını fark ettiği yerde baykuş buradaki cismi bütün teferruatı ile görür. Bütün kuşlarda üst göz kapağı alttakine geldiği halde baykuşlarda olay tersinedir.
Baykuşların görme ve işitme kabiliyetleri son derece hassastır. Çok az
ışıkta avlarını yakalayabildikleri gibi, zifiri karanlıkta da işitme
duyularıyla yerini tespit ederek yakalarlar. Kulakları, en küçük
hışırtıyı işitebilecek duyarlıktadır. Hassas kulaklarıyla, gecenin
sessizliğinde uçan pervanenin kanat sesini veya bir tohumun
çiğnenişini, hatta tam sessizlikte düşen iğnenin sesini bile
işitebilirler.
Baykuşun geniş yüzü, nispeten sert ve kavisli tüylerle kaplıdır.
Tüyler bir kepçe gibi sesleri toplar ve kulağa yansıtır. Bazı baykuş
cinslerinin kulak delikleri öyle büyüktür ki, başın yan tarafını
tamamen kaplar. Ayrıca baykuşların başı geniştir ve kulakları diğer
kuşlara göre birbirinden daha uzaktır. Böylece ses dalgası bir kulağa
çarptıktan sonra diğerine gelir. Baykuş bu son derece küçük zaman
aralığı içinde sesin geldiği yönü tayin eder. Baykuşların ilginç
özelliklerinden biri de kulaklarının perdeli oluşudur. İstedikleri
zaman açar, istediklerinde kaparlar. Dinlenme halinde ve yavaş
uçuşlarında kulak perdesini açar, hızlı uçuşlarında ise kaparlar.
Göz ve kulaklarının hassaslığının daha az işe yaradığı gündüzlerde,
tüneklerinde uyuklar veya ağaç dallarında güneşlenirler. Tüylerinin
rengi, bulundukları çevreye uygun olduğundan fark edilmeleri zordur.
Haşin yırtıcı kuşlardır. Kendilerinden büyük hayvanlara saldırmaktan
çekinmezler. 70 cm boyuna ulaşan puhu, yıkık yerlerde ve orman
kenarındaki ağaçsız kayalıklarda yuva yapar. Tavşan, fare, ev kedisi ve
kümes hayvanlarına saldırdığı gibi kartalları dahi kaçırtır. Gece
yırtıcıları olmakla beraber kar baykuşları, gündüz de avlanırlar. Kar
baykuşunun tabii yaşama çevresi, soğuk kutup bölgeleridir. Buranın
gündüz geçen yaz ve gece geçen kış aylarında normal beslenmelerini
devam ettirirler.
En büyük düşmanları gündüz yırtıcılarıdır. Gündüzleri bunlardan
çekinen baykuşlar, gece olunca hınçlarını alırlar. Atmaca, şahin ve
kartallara karanlıkta sessizce saldırarak tüneklerinde onları ustaca
avlarlar.