Menşe ve mahreç işaretleri ticaret unvanıdır.
Ticaret siciline tescilin ve ilanın üçüncü kişilerin sübjektif iyiniyetini kaldırması tescilin olumlu etkisinin sonucudur.
Ticari defter tutmak zorunda olanlar: Anonim şirket, ticari işletme
işleten dernek, kollektif şirket, limited şirket. Esnaf ise ticari
defter tutmak zorunda değildir.
Karar defterini tüzel kişi tacirler tutar.
Haksız rekabetin unsurları: Aldatıcı davranışın varlığı, Rekabet
hakkının kötüye kullanılması, İktisadi rekabetin varlığı, Aldatıcı
davranıştan başka surette iyiniyet kurallarına aykırılık.
Ticari işletmenin devri iyiniyetli üçüncü şahıslara ve alacaklılara karşı tescil ve ilandan itibaren hüküm ifade eder.
Komisyoncunun borç ve yükümleri: Özen gösterme ve talimata uyma, Hesap verme, Müvekkilin çıkarlarını koruma, İhbar etme
Cari hesapta iki süreyi birbirinden ayırt etmek gerekir. Bunlardan biri hesap devresidir. Diğeri ise anlaşma süresidir.
Ortak sayısının üst sınırı kanunla sınırlandırılan ortaklık tipi Limited ortaklıktır.
Kollektif ortaklıklarda itiraz hakkı yönetim hakkına sahip ortaklara aittir.
Kollektif ortaklıkta, sermaye borcunu ifa etmeyen ortaktan tazminat talep edilebilmesi için ortağa ihtar yapılmış olması aranır.
Anonim ortaklıkta yönetim kurulu üyelerine her toplantı günü için ödenen ücrete huzur hakkı denir.
Anonim ortaklıkta, denetçiler ortaklığın ciddi tehlikelerle
karşılaştığını gösteren belirtiler olduğunda genel kurulu olağanüstü
toplantıya çağırabilirler.
Komanditer ortağın olağanüstü denetleme hakkına ilişkin doğru ifadeler:
Önemli sebeplerin varlığı halinde kullanılır. Ancak somut bir iş için
kullanılır. Kullanılabilmesi için dava açılması gerekir. Sürekli
nitelikte değildir.
Türk hukukuna göre çıkartılması mümkün olan tahviller: Primli, İkramiyeli, Teminatlı, Pay senediyle değiştirilebilir tahvil.
Kollektif ortaklıklarda , ortaklığı temsil etme yetkisinin
sınırlandırılmasının iyiniyet sahibi kişilere karşı geçerli olması için
sınırlandırma ticaret siciline tescil ve ilan edilmeli.
Kollektif ortaklığın rızai temsilcileri: Ticari mümessiller, Ticari işler tellalı, Komisyoncular, Ticari vekiller
Nama yazılı tahviller alacağın temliki hükümlerine göre devredilebilir.
Emre yazılı ödeme vaadine Poliçe ile ilgili hükümler uygulanır.
Bir limited ortaklığın ortak sayısının yirmiden fazla olması halinde
genel kurul toplantılarında anonim ortaklığa ait kurallar uygulanır.
Görüldüğünden belli bir süre sonra ödenecek poliçelerde ibraz süresi 1 yıldır.
Limited ortaklıklarda, ortaklık sözleşmesinde aksine bir hüküm yoksa, müdür sıfatına kanunen ortakların tümü sahip olur.
Çekte sorumlulardan birisinin kendisine karşı sorumlu olanlara karşı
açacağı davanın zamanaşımı süresi, çeki ödediği tarihten itibaren 6
aydır.
Mükerrer sigortanın amacı sigortacılara güveni arttırmak.
Kıymetli evrakın özellikleri: Kıymetli evrakın içerdiği hakkın
başkasına devredilebilmesi. Kıymetli evrak tiplerinin kanunda
sınırlayıcı olarak sayılmış olması. Soyutluk ilkesinin yürürlükte
olması. Hakla senet arasında kuvvetli bir bağın var olması.
Hayat sigortalarında lehtarın özelliği akde taraf olmamasıdır.
Sigortanın yararları: Milli kaynakları koruması, Tasarruf sağlaması, Güvenlik sağlaması, Kapital sağlaması.
Makbuz senedi bir emtia senedidir.
Maliki olduğu bir deniz gemisini deniz ticaretinde kullanan kişiye donatan denir.
Makbuz senedine, makbuz senediyle birlikte Varant devredilirse beyaz ciro yapılabilir.
Sigortacının iç teşkilatında yer alan servisler: Muhasebe, Hukuk, Reasürans, Hasar
Müşterek avarya paylaşmasını tespit eden belgeye dispeç denir.
Sigortacı, sigorta ettirenin haklarına riziko gerçekleşince halef olur.
Sigorta hukukuna ilişkin başlıca kanunlar: Kooperatifler kanunu,
Mükerrer Sigorta İnhisarı Hakkında Kanun, Trafik kanunu, Türk Ticaret
kanunu.
Derneklerin malı olan gemiler yönetim kurulunu oluşturan kişilerin
çoğunluğunun Türk vatandaşı olması koşuluyla Türk gemisi sayılırlar
• Konsey rejimi, 12 Eylül 1980 tarihinde gerçekleştirilen askeri
müdahale sonrasında oluşturulmuş ve Anayasa Düzeni Hakkındaki Kanunun
2. maddesi gereğince; TBMM’ye, Millet Meclisi’ne ve Cumhuriyet
Senatosu’na ait görev ve yetkileri 12 Eylül 1980 tarihinden itibaren
geçici olarak Milli Güvenlik Konseyi’ne; Cumhurbaşkanı’na ait olan
görev ve yetkiler de Konsey başkanına bırakılmıştır. Aynı kanunun 1.
maddesi uyarınca; Konsey, kurucu iktidar olarak Anayasayı değiştirme
yetkisiyle donatılmıştır. 1961 ve 1982 Anayasalarının yapım
süreçlerindeki farkları sıralayabilmek.
• 1961 Anayasası’nın oluşumunda, Temsilciler Meclisi daha temsili bir
niteliği haiz iken, aynı durumu 1982 Anayasası’nın oluşumundaki Danışma
Meclisi’nde göremiyoruz. Bu farklılık, Danışma Meclisi’ni çok daha
fazla bürokrasi ağırlıklı bir kuruluş haline getirmiştir.
• Temsilciler Meclisi Milli Birlik Komitesi karşısında, Danışma
Meclisi’nin Milli Güvenlik Konseyi karşısındaki durumuna oranla daha
geniş yetkili bir
kuruluştur. 1982 Anayasası’nın başlıca özelliklerini tespit edebilmek.
• Bir tepki anayasası olması nedeniyle aşırı düzenleyici bir yöntemle hazırlanmıştır.
• 1961 Anayasası’ndan daha katı niteliktedir.
• Otorite - hürriyet dengesinde, otoritenin ağırlığını arttırmıştır.
• Siyasal sistemde görülen tıkanmaları giderici ve bunalım olasılıklarını azaltıcı hükümler öngörmüştür.
• 1961 Anayasası’na oranla daha az katılmacı bir demokrasi modeli benimsemiştir.
• Cumhuriyetçilik, başta devlet başkanı olmak üzere devletin başlıca
temel organlarının seçim ilkesine göre kurulmuş olduğu, bunların
oluşumunda özellikle veraset ilkesinin rol almadığı bir hükümet
sistemini öngören ilkeyi ifade eder. ****** Milliyetçiliği’ni diğer
milliyetçilik anlayışlarından ayırabilmek.
• ****** Milliyetçiliği’nin diğer milliyetçilik anlayışlarından temel
ayrımını şöyle özetleyebiliriz: ****** milliyetçiliği akılcı, çağdaş,
uygar, ileriye dönük, demokratik, toplayıcı, birleştirici, insani ve
barışçıdır. Bu milliyetçilik anlayışı, ırkçılığa, şovenizme
ve saldırganlığa karşıdır. Laikliğin unsurlarını sıralayabilmek.
• Laiklik ilkesinin en temel unsurlarını dört ana başlıkta toplayabiliriz. Buna göre;
- Resmi bir devlet dininin olmaması,
- Devletin, bütün dinlerin mensuplarına eşit davranması,
- Din kurumlarıyla devlet kurumlarının ayrılmış olması,
- Devlet yönetiminin din kurallarından etkilenmemesi.
Türk Anayasa Hukuku bakımından demokratik devlet, serbest seçim ve çok partili siyasal yaşam konularını açıklayabilmek.
• Türk Anayasa Hukuku’nda demokratik devleti öngören egemenlik kayıtsız
şartsız millettindir kuralı ilk defa 1921 Anayasası’nda ifade edilmiş,
1924, 1961 ve 1982 Anayasalarında da aynen yinelenmiştir. Egemenliğin
bir kişiden bütün bir millete geçmesi
ve bunu takip eden süreçte devletin hükümet sisteminin de bu esaslar
çerçevesinde halkın kendi kendisini yönetmesine dayanması demokratik
bir rejimin varlığı için gereklidir. 1921 ve 1924 Anayasalarında
egemenliğin kullanımı ve temsili yalnızca
yasama organına bırakılmış iken, 1961 ve 1982 Anayasaları’nda bu
düzenleme, egemenliğin Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili
organlarca kullanılacağı biçiminde değişikliğe uğramıştır.Demokrasi,
yöneticilerin yönetilenler tarafından serbest ve dürüst seçimler
yoluyla seçildikleri bir rejim olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla,
seçme hakkı ve seçim özgürlüğü demokratik bir devlet yönetiminin
vazgeçilmez koşullarıdır. Bunun gerçekleştirilmesi için kullanılan
araçlar seçimler ve halkoylamalarıdır. Bu iki aracın kullanımında
serbest, eşit, gizli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına
uyulmalı; ayrıca, seçimler ve halkoylamaları yargı yönetim ve denetimi
altında yapılmalıdır. Seçim serbestisi ilkesinin anlam ifade edebilmesi
için seçmenlerin çeşitli seçenekler arasında serbest bir seçme
yapabilmeleri gerekir. Çağdaş demokratik rejimlerde bu seçenekler
siyasal partiler tarafından oluşturulur ve buna modern demokrasilerde
partiler demokrasisi denilir. Cumhuriyet sonrası ilk dönemlerde bir iki
çok partili siyasal yaşam deneyimi olmakla birlikte; dönemin koşulları
bunu devamını engellemiş ve istikrarlı bir çok partili siyasal yaşamın
başlaması için 1946 yılına kadar beklenmek zorunda kalınmıştır.
• 1982 Anayasası ile devletin insan haklarına saygılı olacağı
belirtilmiştir. Herkesin, kişiliğine bağlı, dokunulamaz, devredilmez,
temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu anlayışına karşın temel hak ve
özgürlüklerin kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere
karşı ödev ve sorumluluklar içerdiği de düzenlenmiştir. Yine 1982
Anayasası gerek devlete karşı ileri sürülüp, korunacak temel hak ve
özgürlükler anlayışına gerekse de çağdaş sosyal devletin özgürleştirme
anlayışına yer vermiştir. Ancak, 1982 Anayasası bireyin temel hak ve
özgürlüklerine devlet otoritesi karşısında daha güçsüz bir konuma
sokmuştur. Hukuk Devletinin ilkelerini saptayabilmek.
• Yurttaşların, hukuki güvenlik içinde bulundukları, Devletin eylem ve
işlemlerinin hukuk kurallarına bağlı oldukları bir sistemi anlatan
hukuk devletinin temel nitelikleri şunlardır;
- Yürütme işlemlerinin yargısal denetim altında olması
- Yasama işlemlerinin yargısal denetim altında, olması
- Yargı bağımsızlığı
- Kanuni hakim güvencesi
- Ceza sorumluluğu ilkeleri
- Hukukun genel ilkelerine bağlılık Sosyal devletin anlamını açıklayabilmek.
• 20. yüzyılda batı demokrasilerinde geliştirilen ve bir diğer ifade
ile refah devleti olarak nitelendirilen sosyal devlet, devletin
toplumsal ve ekonomik yaşama müdahalesini gerekli gören bir devlet
yaklaşımıdır. 19. yüzyılda liberal felsefeden etkilenen jandarma devlet
anlayışından farklı olarak sosyal devlet anlayışı, devletin görevlerini
iç ve dış savunma ile sınırlı kabul etmemekte aynı zamanda devletin
ekonomik yaşamada karışmasını zorunlu görmektedir. Eşitlik kavramının
türlerini belirleyebilmek.
• Eşitlik ilkesinin, genel anlamda, şekli ve maddi olmak üzere iki türü
söz konusudur.Şekli hukuki eşitlik, kanunların genel ve soyut nitelik
taşıması ve bu niteliği gereğince herkese eşit olarak uygulanmasıdır.
Maddi hukuki eşitlik ise aynı durumda bulunanlar için haklarda ve
ödevlerde, yararlarda ve yükümlülüklerde, yetkilerde ve
sorumluluklarda, fırsatlarda ve hizmetlerde eşit davranma zorunluluğunu
ifade eder.
Bir devletin anayasasını yapma ve değiştirme iktidarına, kurucu iktidar
adı verilmektedir. Bir anayasanın tümden yeniden yaratılması halinde
asli kurucu iktidardan, mevcut bir anayasanın bazı hükümlerinin
değiştirilmesi halinde tali kurucu iktidardan
söz edilmektedir. Tali kurucu iktidarın yetkisi anayasayı tamamen adi
kanunlarla aynı usuller içerisinde değiştirebilmek ile anayasayı hiçbir
şekilde değiştirememek arasında pek çok şekilde görülmektedir.
Osmanlı-Türk Anayasa tarihinde tek yumuşak anayasa
olarak nitelendirilen 1921 Anayasası’ndan sonraki tüm anayasalarda,
değiştirme sorununa ilişkin olarak özel düzenlemeler getirilmiştir.
1982 Anayasası’nın sertlik eğilimi, değiştirilmesi hiç mümkün olmayan
hükümlere ilişkin düzenlemelerde ve değişiklik konusunda benimsediği
karmaşık yöntemde kendisini göstermektedir. 1982 Anayasası, anayasa
değişikliklerinin anayasaya uygunluğunun denetiminin sadece şekil
açısından mümkün olduğu görüşünü benimsemiştir. Anayasayı değiştirme
sürecinin aşamalarını
sıralayabilmek.
• Teklif ; Anayasanın değiştirilmesi TBMM üye tamsayı sının en az üçte biri tarafından yazıyla teklif edilir.
• Görüşme ; Anayasa değişiklik teklişeri Genel Kurul’da iki kez
görüşülür. ‹kinci görüşmeye birinci görüşmenin bitiminden kırk sekiz
saat geçmeden başlanamaz. ‹kinci görüşmede, sadece maddeler üzerinde
verilmiş olan değişiklik önergeleri görüşülür.
• Karar ; 3361 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik ile, Anayasa’da, üye
tamsayısının beşte üçü ve üçte ikisi olmak üzere iki değişik karar
yeter sayısı öngörülmüştür. Anayasa değişiklik teklişerinin kabulüne
ilişkin 3361 sayılı Kanun’la getirilen bir yenilik de oylamanın gizli
olması zorunluluğudur.
• Onay ; Anayasa’nın 3361 sayılı Kanun’la değişik 175. maddesi,
Anayasa’nın ilk metninde olduğu gibi, anayasa değişikliklerini onaylama
yetkisini Cumhurbaşkanı ile halk arasında paylaştırmaktadır. Ancak
karar çoğunluğunun beşte üç veya üçte iki olu- şuna göre izlenecek
yollar farklıdır. Anayasa değişikliği teklifi, beşte üç veya daha fazla
fakat üçte ikiden az oyla kabul edildiği takdirde, Cumhurbaşkanı’nın
kanunu tekrar görüşülmek üzere Meclis’e iade etmesi veya kanunun
halkoyuna sunulması gibi iki ihtimal ortaya çıkar. Cumhurbaşkanı’nın
iadesi halinde anayasa değişikliği sürecinin devam edebilmesi için,
Meclis’in bu kanunu üye tamsayısının en az üçte iki çoğunluğu ile aynen
kabul etmesi gerekir. Bu durumda Cumhurbaşkanı, kanunu halkoyuna
sunabilir veya onaylayarak kesinleştirebilir. Cumhurbaşkanı beşte üçle
üçte iki arasındaki oyla kabul edilmiş bir anayasa değişikliğini iade
etmezse söz konusu kanunun halkoyuna sunulması zorunludur. Diğer bir
deyimle bu durumda Anayasa, zorunlu halkoylaması yöntemini benimsemiş
ve üçte ikiden az oyla kabul edilen bir anayasa değişikliğinin sadece
Cumhurbaşkanı’nın onayıyla kesinleşmesine izin vermemiştir. Anayasa
değişikliklerinin denetim usullerini belirleyebilmek.
• Anayasa değişikliklerinin anayasa uygunluğunun denetimi, şekil ve
esas olmak üzere iki düzeyde söz konusu olabilir. Anayasa
değişikliklerinin şekil yönünden anayasaya uygunluğunun denetimi, bu
değişikliklerin anayasada düzenlenen usul ve şekil kurallarına uygun
olarak yapılıp yapılmadıklarının incelenmesini içerir.
Egemenlik ve devlet kudreti tektir ve bölünmezdir. İktidarın
fonksiyonları (yasama, yürütme, yargı), iktidarın değişik kullanım
biçimleridir. İktidarın organları
ise, iktidarın çeşitli fonksiyonlarını yerine getirmekle görevli kişi
veya kuruluşlardır (örneğin Bakanlar Kurulu, Yargıtay). Günümüzde
kuvvetler ayrılığı deyimi kullanılırken kastedilen, gerçekte
fonksiyonlar ayrılığıdır. Devletin hukuki fonksiyonlarının, maddi,
şekli ve organik tasniflerini açıklayabilmek.
• Devletin hukuki fonksiyonları yasama, yürütme ve yargı olarak üçe
ayrılmakta, fakat bu kavramların nasıl tanımlanması gerektiği
tartışılmaktadır. Bir görüş, devletin hukuki fonksiyonlarının
tasnifini, bu fonksiyonların ifasında başvurulan işlemlerin hukuki
mahiyetine dayandırmaktadır (maddi tasnif). Diğer bir görüş ise,
devletin fonksiyonlarını ve bu fonksiyonların ifa aracı olan hukuki
işlemleri, bu işlemleri yapan organa (organik tasnif) ve yapılış
şekillerine göre (şekli tasnif) tasnif etmektedir. 1924, 1961 ve 1982
Anayasaları’nda, kuvvetler ayrılığının nasıl düzenlendiğini
belirleyebilmek.
• Türkiye’de 1924 Anayasası’nın 5. maddesinde kuvvetler birliği
anlamına gelen bir ifade kullanılmakla beraber aslında fonksiyonlar
ayrılığı gerçekleştirilmiştir. 1961 Anayasası da 1924 Anayasası’nın
sistemini benimsemiş, ancak yargı organının bağımsızlığı konusunda daha
güvenli bir sistem getirmiştir. 1982 Anayasası ise kuvvetler ayrılığı
sistemini benimsemekle birlikte, yürütmeyi sadece bir görev değil, aynı
zamanda yetki olarak nitelendirmiştir. Bu durum kendisini 1982
Anayasası’nda Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnameleri ile
Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterir.