Hz. Hud Yemen'de bulunan Ad kavmine gönderilen peygamberdir: «Ad
kavmine de kardesleri Hud'u (gönderdik). (...) » . Nuh aleyhisselamin
oglu Sam'in neslindendir. Bir ismi de Abir olup, lakabi Nebiyyullahtir.
Hz.Hud'un ismi (veya nesebi) hakkinda 2 rivayet vardir:
1. Hud bin Abdullah bin Riyah (veya Ribah) bin Él-Halud bin Ad bin Avs bin Irem bin Sam bin Nuh
2. Hud ibni Salih ibni Erfahd ibni Sam ibni Nuh ibni Ebi Ad'dir.
Yemen'de Aden ile Umman (Oman) arasinda bulunan Ahkaf diyarinda Hz.
Hud dogup büyüdü. Cocukluktan itibaren Allah'a ibadet ederdi. Ara sira
ticaret yapan Hz. Hud gayet sefkatli ve cok cömert idi. Kavmi (Ad)
bolluk ve bereket icinde ve gösterisli binalar yaparak azmistir. Bütün
nimetleri kendilerine veren Allah'i unutan Ad kavmi putlara tapmaya
basladi. Hud aleyhisselam bu kavme peygamber olarak gönderildi ve Hz.
Hud Nuh aleyhisselamin bildirdigi dinin esaslarini Ad kavmine bildirdi:
«(...) O dedi ki: " Ey kavmim ! Allah'a kulluk edin; sizin O'ndan baska
tanriniz yoktur. Hala sakinmiyacak misiniz ? » . Allah'a itaat edip,
Ona ibadet etmelerini söyledi. Allah "onlara putlara tapmaktan, zulüm
etmekten vazgecmeleri, insanlara merhametli olup onlara eziyet
etmemeleri, insanlari sasirtmak maksadiyla yollara aldatici isaretler (
Ad kavmi, yolculari sasirtmak ve onlarin cölde kaybolup gitmelerine
gülmek (alay etmek) icin yollara yanlis isaretler koyarlardi, M.K.)
koymamalari, insanlarla alay etmemeleri, onlari öldürüp mallarini
soymamalarini ve bütün varligi yaratan bir olan Allah'a ibadet etmeleri
icin nasihatte bulunmak " üzere Hud aleyhisselami Ad kavmine yolladi.
Ne yazik ki bircok kabileler gibi Ad kavmi de peygamberine karsi geldi:
« Kavminden ileri gelen kafirler dediler ki: Biz seni kesinlikle bir
beyinsizlik icinde görüyoruz ve gercekten seni yalancilardan saniyoruz
» . Hud aleyhisselam onlari Allah'in azabi ile korkuttu ise de pek az
kisi iman etti. Ama Hud aleyhisselam yelmedi ve imana davet etmeye
devam etti: « Ey kavmim ! Rabbinizden bagis dileyin; sonra da O'na
tevbe edin ki, üzerinize gögü (yagmuru) bol bol göndersin ve
kuvvetinize kuvvet katsin. Günah isleyerek (Allah'tan) yüz cevirmeyin »
. Kavmi ise ona hakaret etti, hatta kendinden gecinceye kadar onu
dövdü. Bu - alcakca - dövme olayi da Sadad isimli Ad kavminin en
zengini ve böylece bunlarin basinin (emir): " Ey Hud ! Bu söylenenleri
duymadin mi ? Iste ben Avc'i kendime vekil tayin sectim. Benim namima
senin Allah'ina cenk (savas, harp; M.K.) edecek, hadi sür senin
Allah'ini " söylemesinden sonra vukuu buldu. Hud aleyhisselam da bunun
üzerine kavmine biraz da aciyarak: « Ey Yüce Rabbim ! Sen bana en büyük
isyani göstermis olan bu Ad kavmine karsi artik acimasiz davran. Onlari
cezalarinin en büyügü ile cezalandir. Senden bunu diliyorum » diye
beddua etti. Hz. Hud kavminin islah olmayacagini anlayinca: « Ya Rabbi
! Sen her seyi biliyorsun. Ben onlara peygamberligimi bildirdim. Ey
Rabbim ! Onlara ders almalarina vesile olacak bir musibet ver » diye
beddua etti. Hud aleyhisselamin duasini kabul eden Allahü Teala Ad
kavmine önce kuraklik, kitlik musibetini verdi: 3 sene müddetce hic
yagmur yagmadi. Akan pinarlar kuruyup, agaclar , meyveler sararip
soldu. Hayvanlar susuzluktan telef (ölecek kadar zayifladi; M.K.) oldu.
Bikmayan Hud aleyhisselam onlari imana davetini devam etti ise de onlar
git gide azginlasti, Hud aleyhisselama daha cok eziyet ettiler. Hz. Hud
mucizeler gösterdi ise de yine hidayete ermediler. Allahü Teala Ad
kavmi üzerine azab yüklü bulutu göndererek buluttan esen bir rüzgarla
onlari helak etti: « Ad kavmi (Peygamberleri Hud'u) yalanladi da azabim
ve tehdidim nasilmis (gördüler). Biz onlarin üstüne, ugursuzlugu
devamli bir günde dondurucu bir rüzgar gönderdik » . Bu bulutun ismi «
sarsar » idi ve 7 gece, 8 gün devametti: « Ad kavmi ise, ugultulu,
kasip kavuran bir firtina ile mahvedildiler. Allah onu, ardarda 7 gece,
8 gün onlarin üzerine musallat etti. Öyle ki (eger orada olsaydin), o
kavmi, ici bos hurma kütükleri gibi oracikta yere sarilmis halde
görürdün » . Ad kavmi üzerine gelen rüzgar, Hud aleyhisselama ve ona
iman edenlerin yüzlerine gayet serinletici ve tatli olarak esti: «
Emrimiz gelince; Hud'u ve onunla beraber iman edenleri tarafimizdan bir
rahmetle kurtardik, onlari agir bir azaptan kurtulusa erdirdik » Hud
aleyhisselam, kavmi helak olduktan sonra kendine inananlarla birlikte
Mekke-i Mükerremeye gitti. Kabe-i Muazzamanin bulundugu yerde ibadet ve
taatla mesgul oldu ve orada vefat etti. Kabrinin Harem-i Serif'de
(Kabe-i Mazzamanin etrafindaki Mescit) Hicr (bkz. Hicr suresi) denilen
yerde bulundugu rivayet edilmektedir. Allahü Teala yüce Kur'an-i
Kerim'de buyuruyor ki: « Onlar hem bu dünyada hem de kiyamet gününde
lanete tabi tutuldular. Biliniz ki; Ad (kavmi) Rablerini inkar ettiler.
(Sunu da) bilin ki Hud'un kavmi Ad, Allah'in rahmetinden uzak kilindi »
; (Onlar: Ad kavmi; M.K.)
2. Hud Suresi
Hud suresi 123 ayet olup, Hatt-i Osman'a göre 11. suredir. 12, 17
ve 114. ayetler Medine'de digerleri Mekke'de inmistir. Yunus suresinin
devamidir. Hud aleyhisselam'dan haric Nuh, Salih, Ibrahim, Lut, Su'ayb
ve Musa (a.s.)'den de bahseder. Peygamberimiz Muhammed Mustafa (S.A.V.)
112. ayet (« O halde seninle beraber tevbe edenlerle birlikte
emrolundugun gibi dosdogru ol ! (...) ») hakkinda: « Beni Hud suresi
kocatti ! » demistir. Cünkü bu ayette direkmen Peygamberimize (S.A.V.)
- ve saniyen tabiiki bütün alem-i Islama - « emrolundugun gibi dosdogru
ol ! » denmistir ve bu kolay bir is degildir.