XBOXCAFE OYUNCU TOPLULUĞU PLATFORMU( www.xboxcafe.com.tr ) 2008 - 2022
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

XBOXCAFE OYUNCU TOPLULUĞU PLATFORMU( www.xboxcafe.com.tr ) 2008 - 2022

Hoşgeldiniz!, Misafir
6126 Gündür yayındayız Toplam Mesajınız: 16777215
 
AnasayfaXboxcafeAramaLatest imagesHtml Deneme AlanıKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
En son konular
» gamestockcity (instagram)
Sinema Terimleri Icon_minitimetarafından Blackdream Ptsi Kas. 28, 2022 9:01 pm

» İngilizce Öğreniyorum Ders 5 (Bahar Şahin)
Sinema Terimleri Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:22 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 4 (Bahar Şahin)
Sinema Terimleri Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:20 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 3 (Bahar Şahin)
Sinema Terimleri Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:17 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 2 (Bahar Şahin)
Sinema Terimleri Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:14 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 1 (Bahar Şahin)
Sinema Terimleri Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:12 am

» P1-P2 Kardeşlik Hesabi Anlatim
Sinema Terimleri Icon_minitimetarafından Blackdream Paz Kas. 20, 2022 12:28 pm

» Oyuncu isimleri paylaşım alani
Sinema Terimleri Icon_minitimetarafından Blackdream Paz Kas. 20, 2022 11:58 am

» PES 2015 SATİLİK VEYA TAKASLİK (100 TL)
Sinema Terimleri Icon_minitimetarafından Blackdream Paz Kas. 20, 2022 11:47 am

» GAMEPASS 3 YILLIK ALMA TAKTİĞİ
Sinema Terimleri Icon_minitimetarafından Blackdream C.tesi Kas. 12, 2022 11:01 pm

Kimler hatta?
Toplam 215 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 215 Misafir :: 1 Arama motorları

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 262 kişi Perş. Mart 29, 2018 2:45 pm tarihinde online oldu.
Veterans FC
Sinema Terimleri Img-2010

 

 Sinema Terimleri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Blackdream
Yönetici
Yönetici
Blackdream


Erkek
Zodyak : Akrep
Mesaj Sayısı : 56296
Yaş : 36
Nereden : Bursa
İş : Makine Teknikeri
Kayıt tarihi : 24/01/08
Rep Puanı : 28
Rep Puanı : 232054

Sinema Terimleri Empty
MesajKonu: Sinema Terimleri   Sinema Terimleri Icon_minitimePerş. Mayıs 29, 2008 5:51 am

16 mm

16 mm film kullanımı yaygın ve ekonomik olan bir film boyutudur. 16 mm
adı, filmin negatifinin genişliğinden gelmektedir. 16 mm genellikle
yarı-profesyonel amaçlı olarak kullanılır.


35 mm

35 mm fotoğrafçılık ve sinemada yaygın olarak kullanılan temel film
ölçüsüdür. George Eastman tarafından tedarik edilen ham filmi
kullanarak, William Dickson ve Thomas Edison'un 1892'de icat ettiği 35
mm film, o zamandan bu yana nerdeyse hiç değişmeden kalmıştır. 35 mm,
adını filmin 35 mm (yaklaşık 1 3/8 inç) genişliğindeki şeritler halinde
kesilmesinden almıştır. Her kademi 16 kare yapan standart negatif
dirençin her iki kenar boyunca her karede dört deliği olur.

Çoğunlukla tescilli ölçülerin çeşitli genişliği farklı sayıda kamera ve
geç 19 yüzyıl ve erken 20 yüzyıl çevresinde icat edilmiş gösterim
sistemleri tarafından 13mm den 75mm kadar değişerek kullanılmıştır.
Sonunda 35mm 1909'da uluslararası standart ölçü olarak kabul edilmiştir
ve görüntü gösterimi ve yaratılışlarının her ikisi için hakim film
ölçüsü olarak kalmıştır. Geniş ve küçük ölçülerinin her ikisinin ve
tuhaf biçimlerin tehditlerine rağmen ömürleri uzun oldu, çünkü bu ölçü
yakalanmamış görüntülerin iyi özelliği (Good Quality) ve film
stoklarının masrafı arasında oldukça iyi bir alışverişe izin verir.
Ayrıca ticari film tiyatrolarındaki 35mm film göstericilerinin her
yerde mevcut olması; 35 mm'yi sadece hareketli görüntü biçimleri, film
veya video ve dünyanın hemen hemen tüm sinemalarında oynatılabilir hale
getirdi.

Ölçü kullanımı olağan üstü bir biçimde çok yönlüdür. Geçen yüz yıllar
içinde, içerdiği sese göre değiştirilmiştir, bir güvenli film temeli
yaratımı için tekrar tasarlanmıştır, yakalanan renkler için folmüle
edilmiştir, geniş ekran biçimlerinin bir grubuna yer tedarik
edilmiştir, ve karesiz bölgesinin yaşlaşık olarak tümünün içine ses
verisi katılır. 21. yüzyılın başından beri 35mm'in hareketli resim
filmlerinin üretimi Eastman Kodak ve Fuji film ikilisinindir.

George Eastman Rochester’da kuru fotoğrafik jelatin plakaların yapımına
başladı. Jelatin katmanla kaplanmış resim nakliyesinin kağıdının rulosu
için tutacak keşfetti. 1887'de ilk saydam Nitrocellulos film tabanının
Hannibal Goodwin tarafından icadı ile; Emile Reynaud ilk esnek film
stoklarını geliştirdi. Eastman olan ilk büyük şirket, bu birleşenleri
toplu üretimin içine eklemek için, 1889’da Eastman kuru jelatin bromür
emülsiyonunun üstüne elenmiş kağıt ve bu temiz tabanı kaplamasını
gerçekleştirdi.

Esnek filmin gelişiyle, Thomas Alva Edison hızlıca icadını kurdu,
Kinescope, Brooklyn sanat ve bilim enstütüsünde şovunu 9 mayıs 1893'de
yaptı. Kinescope bir kişinin seyretmesi için icat edilmiş film döngü
sistemidir. Edison'un silindir fotoğrafı Kinetoscope’un icadı olan
Kinetophone’u uzun zaman Edison’un yanında asistanlık yapmış olan W. K.
L. Dickson geliştirdi. 1892 martı başında, Estman ve sonra, Nisan
1893-1896 içinde, New York's Blair Camera Şirketi 1 Edison'a
9/16-inchlik delinecek ve kesilecek olan filmstock'unu Edison'un
laboratuarında 35mm film şeridi ölçüsü yaratımı için temin etti. (1894
veya 1895'de bazı zamanlarda, Blair Edison'a tanımlama için kesilmiş
depoları göndermeye başladı.) Edison'un bölmeyi (diaphragma) yalnız
filmin bir karesini 4 delikli yüksekliği tanımlar. Edison özel bariz
(patent) yasalarını 35mm hareketli resim filminin tasarımı(Design) için
her karede dört zincir dişli delik ile büyük film yapımcılarını
zorlayarak, American Mutoscope ve Biograph Şirketi, izole beslenme
kullanan bir 68mm film kullanmak için,zincir dişli delikleri olmayan,
filmi camera'ya sürdüler. Bir mahkeme yargısı mart 1902'de Edison'un
isteğini iptal etti. İzin verilen her üretici veya dağıtıcı Edsison'un
35mm film tasarımını(Design) lisansız kullandı. Film yapımcıları zaten
Edison'un patent dosyanın başarız olduğu İngilterede ve Avrupada böyle
yaptı. Bir değişim Lumiére Brothers üstünde karelerin her tarafı yatay
eksenin ortasına doğru bir yalnız dairesel delikler kullandı. Bu
Edison'un biçimi oldu, ancak, oluşan de facto standard'ın ve sonra,
1909 da, resmi standard Hareketli Resim Patentleri Şirketinin yeni
biçim verilmişinin resmi standardı, edison tarafından doğrulandı.
Scholar Paul C. Spehr bu gelişmlerin önemini tarif etti.

35mm erken kabulu bir standard olarak kameranın gelişimi ve yayılımı
üstünde önemli bir etkiye sahipti. Standard ölçüsü dünyanın her yerinde
gösterilen filmler için olanaklı yapıldı. Bu, güvenilir tahmin
edilebilir biçimler için üretim, dağıtım ve filmlerin sergisi, hızlı
yayılımı ve filmlerin kabulünü, dünya çapında aletlere göre eğlence ve
iletişim için kolaylaştırarak bir uniforma sağladı.

Film biçimi durgun fotoğraf için 1913den erken tanıtıldı(turist çok
yönlü) ama ilk defa Oskar Barnack tarafından 1913de yapılan Leica'nın
kamerasıyla popüler oldu.

TEKNİK ŞARTNAMESİ

35mm film'in SMPTE tarafından standatlandırırmış teknik şartnamesi

* Her kadem 16 kare (0.748" (19 mm) her kare (uzun aşama))
* Her saniye (fps) 24 kare; (90 kadem her dakika)
* Dikey çekiş
* Her kare 4 delik (beklenen eğer 3-perf yaradılış için)

1000 kadem ortalama 11 dakika 24 fpsde

35 mm küresel

* kamera negatifte 1.37:1 bakış açısı oranı;bunun üstüne matlatmış 1.85:1 ve 1.66:1 sert veya narin
* kamera diyafram: 0.866 dan 0.630 (22 den 16 mm)de
* projektör diyafram (tam 1.37.:1): 0.825 den 0.602 (21 den 13 mm)de
* projektör diyafram (tam 1.37.:1): 0.825 den 0.602 (21 den 11 mm)de
* TV istasyon diyafram: 0.792 den 0.612 (21 den 16 mm)de
* TV iletim:: 0.792 den 0.594 (20 by 15 mm)de
* TV güvenli eylem: 0.713 den 0.535 (18 by 14 mm)de; köşe radiuses: 0.143 (3.6 mm)
* TV güvenli başlık: 0.630 dan 0.475 (16 dan 12 mm)de ; köşe radiuses: 0.125 (3.2 mm)de

Süper 35 mm film

* kamera negatifte 1.33:1 bakış açısı oranı
* kamera diyafram: 0.980" dan 0.735
* resim kullanmış (35 mm anamorfoz): 0.945" (24.00 mm) den 0.394" (10.00 mm)
* resim kullanmış (70 mm büyütülmüş resim): 0.945" (24.00 mm) den 0.430" (10.92 mm)
* resim kullanmış (35 mm flat 1.85): 0.945" (24.00 mm) den 0.511" (12.97 mm)

35 mm anamorfoz

* 2.39:1 bakış açısı oranı, dan a 1.19:1 kare ile a 2x yatay squeeze
* camera aperture: 0.866" (22.00 mm) by 0.732" (18.59 mm)
* projector aperture: 0.825" (20.96 mm) by 0.690" (17.53 mm)


70 mm

70 mm (ya da 65 mm) geniş, yüksek çözünürlüklü ve standart 35 mm filme
göre daha üstün kalitede bir film formatıdır. Film kamerada
kullanılırken 65 mm genişliğindeyken, perdeye yansıtıldığında üç
boyutlu ses manyetik şeritlerinin ilavesi için, ham film üzerindeki
deliklerin (perfore) her iki yanına da 2.5 cm eklenmesiyle 70 mm
genişliğe ulaşır. Bununla birlikte, günümüzde üretilen 70 mm filmler
artık dijital ses kaydına sahiptir; ancak 70 mm film baskılarının büyük
çoğunluğunun bu teknolojiden yoksun olduğu da gözardı edilmemelidir. 70
mm filmin çerçeve oranı 2.20:1'dir.

8 mm

8 mm, film şeridinin sekiz milimetre genişliğinde olduğu bir film formatıdır. İki temel biçimi vardır:

* Normal/Standart 8 mm
* Süper 8 mm.

Standart 8 mm

Standard 8 mm film formatı, Büyük Bunalım sırasında 16 mm'den daha ucuz
bir amatör film formatı yaratmak amacıyla Eastman Kodak şirketi
tarafından geliştirilmiş ve 1932 yılında piyasaya sürülmüştür. 8 mm
film makaraları aslında 16 mm'lik film içerir, ancak bu filmin her iki
kenarında 16 mm'de bulunanın iki katı daha fazla delik (perfore) vardır
ve bir defada 16 mm'lik filmin 8 mm'lik tek bir yarısına çekim yapılır.
Filmin ilk yarısı tamamen kullanıldığında, kamera açılıp film ters
çevrilir (film deliklerinin tasarımı bunun doğru yapılmasını
garantilemektedir) ve aynı filmin henüz üzerine çekim yapılmamış olan
diğer yarısı kullanılır. Film yıkanacağı zaman, tek bir kenarında
delikler olan iki adet 8 mm'lik film elde edilecek şekilde film ortadan
ikiye ayrılır; böylece 8 mm'ye, 16 mm'ye sığdırılanın dört katı daha
fazla film karesi sığdırılmaktadır. Bir yüze kayıt yapıldıktan sonra,
diğer yüze kayıt yapılması için film makarası ters çevrildiğinden,
bazen bu film formatına Çifte 8 mm de denmektedir. Standart 8 mm'nin
boyutu 4.8mm x 3.5mm'dir ve 1m film 264 resim içerir. Tahmin
edilebileceği üzere, çifte 8 mm ile saniyede 16 kare hızında çekim
yapılır.

Olağan uzunluktaki film makaraları saniyede 12,15,16 ve 18 kare
hızlarında 3-4.5 dakika kadar çekim yapılmasına izin vermektedir.

Kodak 1990'ların başlarında standart 8 mm film satışını durdurmuş,
fakat bağımsız film dükkanları aracılığıyla satılan bu film formatını
üretmeye devam etmiştir. Siyah-beyaz 8 mm film Çek Cumhuriyeti'nde
halen üretilmektedir ve birçok şirket önemli miktarda 16 mm film alıp
bunları yeniden deliklendirerek ve daha sonra bu filmleri 7.6 cm
uzunluğunda kesip özel 8 mm film makaralarında toplayarak bu 16 mm
filmlerden standart 8 mm elde etmektedir. Yeniden deliklendirme işlemi
özel ekipmanlar gerektirmektedir. Bazı uzmanlar var olan 16 mm filmden
ve hatta 35 mm filmden süper 8 mm film üretebilmektedir.

Süper 8 mm Film

1965 yılında, Süper 8 mm film piyasaya sürülmüş ve amatör film
yapımcıları tarafından çok hızlı bir biçimde benimsenmiştir. Görüntü
kalitesi 8 mm'den daha iyidir, kartuşlu sisteminden dolayı (filmin ters
çevrilip yeniden kameraya yerleştirilmesine gerek bırakmaz) kullanımı
daha kolaydır.

Aktris

Aktris (edebi anlam) Oyunlardaki kahramanları sahnede canlandıran kadın oyuncu.


Aktrist olarak Türkçe'de hatalı şeklinde kullanılan Aktris kelimesi
Türkçe'ye Fransızca'dan geçmiştir. Aktrist, Aktris ve Artist
kelimelerinin karıştırılması sonucu ortaya çıkan bir yanlış kullanımdır.


Aktör

Aktör, dramatik bir yapımda rol alan erkek oyuncudur. Bu terim
genelikle sinemada, televizyonda veya tiyatroda mesleğini yapan erkek
oyuncu için kullanılır. Aktör zaman zaman kadın oyuncu için de
kullanılmaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.xboxcafe.com.tr
Blackdream
Yönetici
Yönetici
Blackdream


Erkek
Zodyak : Akrep
Mesaj Sayısı : 56296
Yaş : 36
Nereden : Bursa
İş : Makine Teknikeri
Kayıt tarihi : 24/01/08
Rep Puanı : 28
Rep Puanı : 232054

Sinema Terimleri Empty
MesajKonu: Geri: Sinema Terimleri   Sinema Terimleri Icon_minitimePerş. Mayıs 29, 2008 5:51 am

B filmi

B filmi terimi, başlangıçta Hollywood’un Altın Dönemi sırasında yaygın
bir uygulama olan çift gösterimde asıl filmden önce gösterilmek üzere
çok fazla reklamı yapılmaksızın dağıtımı yapılan düşük ya da mütevazı
bütçeli filmleri ifade etmekteydi. Bu tür alt-filmler yapma geleneğinin
1950’lerin sonlarına doğru terk edilmiş olmasına karşın, B filmi
terimi; ne sanat filmi ne de porno film olarak adlandırılabilecek
herhangi bir düşük bütçeli ticari sinema filmini ifade edecek şekilde,
daha geniş bir anlamda kullanılmaya devam etmiştir. Terimin
Hollywood’un Altın Dönemi sonrası kullanımında, türün sanat filmine mi;
yoksa porno filme mi daha yakın olduğu konusunda bir anlam belirsizliği
söz konusudur. Bir yandan birçok B filmi yüksek derecede ustalık ve
estetik yaratıcılık sergilerken; diğer yandan birçok ucuz sömürü
filminin başlıca konusu şehvettir. Bazı filmler için her iki durum da
geçerlidir.

Terimin her iki kullanımı için de geçerli olan bir durum, çoğu B
filminin belirli bir film türünü yansıtmasıdır. Holywood’un Altın
Dönemi’nde B filmleri için tercih edilen başlıca film türü Western
iken, 1950’li yılllarda düşük bütçeli bilim kurgu ve korku filmleri
daha popüler hale gelmiştir. İlk B filmleri sıklıkla yıldız oyuncunun
sürekli olarak aynı karakteri canlandırdığı bir film serisinin
bölümlerini oluştururdu. B filmleri, neredeyse her zaman için birlikte
gösterildikleri asıl filmden daha kısaydı, birçoğu 70 dakika ya da daha
az sürerdi. B filmi adlandırması, bu tür filmlerin yüksek bütçeli
filmlere göre ikinci derece olduğu konusundaki genel algılamayı ifade
etmekteydi; bağımsız B filmleri sıklıkla eleştirmenler tarafından
gözardı edilirdi. Yakın zamanlı B filmlerinin de bazen devam filmleri
çekilebilmektedir, fakat eskiye oranla film serileri pek yaygın
değildir. A sınıfı filmlerin ortalama gösterim süresi uzadıkça, B
filmlerinin gösterim süreleri de uzamıştır. Günümüzdeki kullanımında, B
filmi teriminin bir şekilde birbiriyle çelişen başlıca iki anlamı
vardır: Belirli bir film bu şekilde adlandırılıyorsa, söz konusu
filmin; (a) minimal sanatsal kaygılarla yapılmış bir tür filmi ya da
(b) daha pahalı filmler için dayatılan kısıtlamalara ve "ciddi" kabul
edilen bağımsız filmlerin yapılış geleneklerine bağımlı olmaksızın
serbestçe yapılan canlı, dinamik bir film olduğu ifade edilmektedir.

Başlangıcından günümüze B filmleri, mesleğe yeni başlayanlar ve
kariyerleri sönmekte olanlar için birtakım olanaklar sağlamıştır.
Anthony Mann ve Jonathan Demme gibi ünlü film yapımcıları, B filmleri
çekerek ustalık kazanmışlardır. John Wayne ve Jack Nicholson gibi
aktörler B filmleri aracılığıyla kendilerini tanıtma olanağı bulmuştur;
ayrıca B filmleri Vincent Price ve Karen Black gibi eski A sınıfı film
oyuncuları için de çalışma olanağı sağlamıştır. Béla Lugosi ve Pam
Grier gibi bazı aktörler, kariyerlerinin büyük bölümünde B filmlerinde
çalışmışlardır.


Büyülü fener

Çin bilimi alanında uzman olan İngiliz biyokimyacı Joseph Needham'ın
aktardığına göre II. yy'da Çin'de keşfedilmiştir. Batılı devletlere
1671 yılında Cizvit Athanasius Kircher tarafından "Ars magna lucis et
umbrae" (ışık ve gölge büyütme sanatı) isimli eserde tanıtılmıştır.
Kircher'in yeni bir buluşu tanıtmaktan ziyade zaten var olan bir aygıtı
tasvir ettiği kabul görülür. Henry R. Heyl tarafından 1870 yılında
patent altına alınmıştır.

Bir gaz lambası ve mercek vasıtasıyla, cam üzerine boyanmış resimler perdeye veya duvara yansıtılıyordu.

Teknik 19. yy'da önce İngiltere'ye oradan Avrupa'ya yayıldı. Zamanla
geliştirilen alete birbiri üzerinde kayan resimler yerleştirilerek
basit hareketli görüntüler elde edilmeye başlandı. Bunlardan en
meşhuru, çocukların çok sevdiği "ağzına fare kaçan uyuyan adam"
gösterisiydi. Napolyon Savaşları esnasında İngiltere'de çok meşhur olan
bir gösteride İngiliz donanması tarafından alevler içerisinde batırılan
bir Fransız gemisi resmediliyordu. Bu gösteri izleyenleri çoşturuyordu.

Fotoğraf makinasının keşfi ile birlikte büyülü fenerin önünde yeni bir
çağ açılmış oldu. Artık meşhur insanların fotoğrafları ya da manzara
fotoğrafları kullanılarak kısa filmler oluşturulabiliyordu. Yapılan
slaytların kopyaları kolayca çıkarılabiliyordu. Film makinasının
keşfedilmesi ile büyülü fener yavaş yavaş tarih sahnesinden süzülerek
koleksiyoncuların raflarındaki yerini aldı.


Cinerama

Cinerama üç adet senkronize 35 mm projektör kullanılarak görüntülerin
eş zamanlı olarak içbükey, dev bir perdeye yansıtılması şeklinde
çalışan bir geniş ekran işleminin ticari adıdır. Cinerama 1950'ler
sırasında, televizyonun sinema endüstrisiyle olan rekabetine bir tepki
olarak gelişen geniş ekran işlemlerinin ilkini oluşturmaktadır ve film
endüstrisi üzerinde önemli etkileri olmuştur.

Cinerama projeksiyonunun yaklaşık üçte birini oluşturan merkez kısmı
tek bir yüzeyden oluşurken, en sağ ve en solda yer alan diğer üçte
birlik kısımları içbükey perdenin bir ucundan yayılan ışığın diğer uca
vurmasını engellemek amacıyla her biri seyirciye dönük olan, bitişik
dikey şeritlerden oluşur. Bu göz alıcı gösterime yüksek kalitede, altı
kanallı (daha sonra yedi kanallı) stereofonik ses sistemi eşlik eder.

Orijinal sistem tek bir shutter kullanan senkronize üç kamerayla çekim
yapılmasına dayanmaktaydı. Bu sistem, 1962'den sonra tek bir kamera ile
çekim ve sıkıştırma işlemine dayanan 65 mm sistemi lehine
terkedilmiştir.

Cinerama 1952 yılında Fred Waller tarafından icat edilmiş ve Waller ve
Merian C. Cooper tarafından ticari olarak geliştirilmiştir. Waller daha
önceden 1939 New York Dünya Fuarı'nda sergilediği, Vitarama adını
verdiği on bir projektörlü bir sistem geliştirmişti. İkinci Dünya
Savaşı sırasında Waller Gunnery Trainer adlı beş kameralı bir versiyonu
kullanılmıştı.

"Cinerama" sinema ile panorama sözcüklerinin birleştirilmesinden
oluşmaktadır. Ayrıca "American" (Amerikalı) sözcüğünün de bir
anagramıdır.

İlk Cinerama filmi, 30 Eylül 1952 tarihinde New York'taki Broadway Tiyatrosu'nda galası yapılan This is Cinerama'dır.

Geleneksel anlamda bir olay örgüsüne sahip olup Cinerama ile çekilen
yalnızca iki film mevcuttur: The Wonderful World of the Brothers Grimm
ve How the West Was Won. Bu filmlerin daha sonraki standart piyasa
sürümleri için tekli film sistemleriyle uyumlu hale getirebilmeleri
için, çekimler geleneksel Cinerama'nın saniyede 26 kare hızı ile değil,
saniyede 24 kare hızı ile çekilmiştir.


Dublör

Film çekilirken özellikle tehlikeli sahnelerde bir oyuncunun yerine
oynayabilecek başka oyunculara dublör denir. İngilizcesi "stuntman"dir.
Stuntman tabiri, yaygın olmasa da Türkçe'de de kullanılmaktadır.

Dublörlüğe ilk kez 1903 yılında ilgi ve istek duyuldu. Bunun nedeni,
sessiz filmlerde de zaman zaman tehlikeli sahnelerin bulunması ve
heyecanlı anların artmaya başlamasıydı (Dublör aynı zamanda olağanüstü
sahneleri yaratan demektir). Ancak bu isteğin gerçekleşmesi 1908
yılında "The Count of Monte Christo" filminde gerçekleşti ve bu filmde
ilk kez bir dublör görev aldı. Bu filmde ve geçmişte yapılan ilk
tehlikeli hareket, yüksek bir kayalıktan şelalenin içine atlamak oldu.
Bu hareketi gerçekleştiren kişi bir akrobat ve sirk artistiydi; bu
atlayış için de tam 5 $ ücret aldı. Aslında aldı demek yanlış olur,
çünkü söz konusu paranın çok düşük olması bir yana, yaptığı tehlikeli
atlayış onun ilk ve son işi oldu. Böylece yapılan ilk dublörlük ile
birlikte bu mesleğin ne kadar tehlikeli olduğu ortaya çıktı.

Bu filmlerden önce piyasada genellikle drama filmleri ile drama
aktörleri vardı çünkü seyirci ve yönetmen başka filmlerin
gerçekleşmesinde henüz tecrübeli değildi. Bu filmden sonra maceralı
sahnelere merak doğdu ve böylece ilk aksiyon filmleri çekildi. Aksiyon
filmeri alanındaki ilk dublörlük deneyimleri, ilk aksiyon filmi yıldızı
Broncho Bill Anderson'ın tehlikeli sahnelerde oynayamaması nedeniyle
oldu. Sanatçı tehlikeli sahneleri kendisi gerçekleştiremediği için,
dublörlüğü icat etti. Böylelikle "aksiyon filmi aktörleri" doğmuş oldu.
1912 yılında ilk kez kadınların başrol alıp, dublörlük yaptığı "What
Happended to Mary" dizisi piyasaya sürüldü. Burada rol alan en ünlü
kadın dublörler (aynı zamanda öncüler ve dizi yıldızları) Pearl White,
Helen Holmes ve Helen Gibson'dur. 1924 yılında Harry Arias Froboss
dublörlüğün çeşitlerini icad etti ve Yakima Canutt bu çeşitleri
gerçekleştirerek, bütün dublörlük çeşitlerinin öncüsü oldu. Film
sektöründe oldukça ünlendi ve Jon Wayne gibi aktörleri kovboy olarak
yetiştirdi. En ünlü dublör hareketlerini "Ben Hur" filminde yaratıp, bu
sanata önemli bir adım atmış oldu. Onun yolunu izleyen dublörlerden
bazıları da aksiyon filmi aktörlüğünden, drama ve aksiyon yıldızı
olmayı basardılar, örneğin Terence Hill.


Geniş ekran

Geniş ekran, görüntü Akademik orandan daha geniş çerçeve oranına sahip film, bilgisayar ya da televizyon görüntüsüdür.

Sessiz dönemde filmler 4:3 oranında (4 birim en, 3 birim boy olarak)
perdeye yansıtılmaktaydı. Filmlere ses eklenmesinin ardından çerçeve
oranları, 1932'de getirilen Akademik oranla (1.37:1 oranı) standart
hale getirildi. Geniş ekran oranı, ilk kez 1920'lerde bazı kısa film ve
haber filmlerinde kullanıldı. Geniş ekranda gösterilen ilk uzun
metrajlı filmler müzikal türündeki Happy Days (1929) ve The Big Trail
(1930) filmleriydi.[1] Her iki film de o zamanlar "görkemli film"
olarak bilinen 70 mm filmle çekilmişti. 1932 yılına gelindiğinde,
Amerika'da yaşanan Büyük Bunalım film stüdyolarını en küçük masrafları
dahi kısmaya zorladı; bu nedenle 1950'lere kadar geniş ekran oranları
rafa kaldırıldı. 1950'lerde Cinerama'nın beklenmedik başarısı,
televizyonun yaygınlaşmasıyla sinemadan ayağını kesen izleyicileri
tekrar sinema salonlarına çekmek isteyen stüdyoların yeniden geniş
ekran oranını benimsemelerine yol açtı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.xboxcafe.com.tr
Blackdream
Yönetici
Yönetici
Blackdream


Erkek
Zodyak : Akrep
Mesaj Sayısı : 56296
Yaş : 36
Nereden : Bursa
İş : Makine Teknikeri
Kayıt tarihi : 24/01/08
Rep Puanı : 28
Rep Puanı : 232054

Sinema Terimleri Empty
MesajKonu: Geri: Sinema Terimleri   Sinema Terimleri Icon_minitimePerş. Mayıs 29, 2008 5:52 am

Günlük çağrı kağıdı

Günlük çağrı kağıdı asistan yönetmen tarafından yaratıran, bir film
üretiminin ekibi ve kastı için çıkarılmış kağıdın yaprağı için
kullanılan, çekimin bir özel günü nerede ve ne zaman toplanılacağını
haber veren bir film yapımı terimidir. Çağrı kağıdı ayrıca diğer
iletişim bilgileri (ekip üyelerinin telefon numarası ve diğer
iletişimler),sahnelerin ve senaryo sayfaların çekildiği çekim
adreslerinin olduğu günlük program gibi yararlı bilgileri içerir.


Işıklandırma

Modern sahne ışıklandırması tiyatro, dans, opera ve diğer sahne
sanatlarının yapımında kullanılan ve esnek uygulamalara önemli ölçüde
imkân sağlayan bir araçtır. Farklı ışıklandırma amaç ve prensipleri
için sahne ışıklandırma araçlarının birçok farklı türü kullanılmaktadır.


Kare

Film karesi ya da kare bir filmi oluşturan pek çok fotoğraf resminden
biridir. Ham film üzerindeki kareler aralardaki boş satırlarla
birbirlerinden ayrılırlar. Normalde sinema filminin bir saniyesi için
24 kare gerekir. (Bu sayı televizyonda 25 karedir.)

Sıradan film yapımında film kareleri kamera tarafından birbiri
ardısıra, otomatik olarak fotoğraflanır. Animasyon filmlerinde ve özel
efektlerin filme alınmasında ise her seferinde tek bir kare çekilir.

Film karesinin boyutu, film formatına göre farklılık gösterir. En küçük
film formatı olan 8 mm filmde kare boyutu 3,5'tan 4,8 mm'ye kadar
değişirken; IMAX'ta bu oran 69.6 ile 48.5 mm arasındadır. En yaygın
film formatı olan 35 mm'nin kare boyutu 16'dan 22 mm'ye kadar
değişmektedir.


Net alan derinliği

Deep focus net alan derinliğini sahnenin önündeki ve arkasındaki
objeleri de kapsayacak kadar geniş tutan fotoğrafik ve sinematografik
tekniktir. Böylece derinlemesine düzenlenmiş sahnede odak dışı yer
bulunmuyor ve görüntü seyirciye eş önemde sunulan ön, orta ve arka
plandan oluşuyor. Kısacası, deep focus tekniği sayesinde görüntü
derinliği daha iyi değerlendirebiliniyor. Bunun karşıtı olan shallow
focus tekniğinde ise, diyalog içinde olan oyuncular veya önemi
vurgulanmak istenen nesneler birbirlerine olabildiğince yakın
tutularak, arka plandaki diğer oyuncu ve nesneler bulanık bırakılıyor.

Sinemada, Orson Welles ile görüntü yönetmeni Gregg Toland deep focus
tekniğin en bilinen temsilcileri olarak görülüyorlar. Özellikle bu
ikilinin bir eseri olan Citizen Kane (1941) filmi, söz konusu tekniğin
kullanımı için gerçek bir ders kitabı niteliğinde.

Lakin, Welles ile Toland’dan önce de, 1920’li ve 1930’lu yıllarda,
Erich von Stroheim ve Jean Renoir gibi, deep focus tekniğini
filmlerinde uygulayan yönetmenler vardı. Toland ile sık sık çalışan
William Wyler da deep focus’ı tercih edenler arasındaydı.


Retrospektif

Retrospektif (İngilizce 'retrospective' ve Latince retrospectare,
"geriye bakmak") genel olarak meydana gelmiş olayların gerisine,
geçmişine bakmak anlamına gelir.

Görsel sanatlarda retrospektif, bir sanatçının kariyeri boyunca yaratmış olduğu eserlerden derlenmiş sergilere denir.

Sinemada ise, bir yönetmen veya oyuncuyu iyi bir şekilde temsil ettiği
düşünülen seçmece filmlerdir. Genel olarak film festivallerinde görmek
mümkündür.

Seçici alan derinliği

Shallow focus netlik derinliğini daraltan fotoğrafik ve sinematografik
teknik. Deep focus tekniğinin aksine, bu teknik ile görüntünün sadece
tek bir kısmı odak noktası içerisinde tutuluyor; görüntünün geri kalan
kısmı bu noktanın dışında, yani bulanık gösteriliyor. Yönetmenler ve
fotoğrafçılar shallow focus ile resmin bir bölümünü diğer bölümlerine
nazaran daha belirgin ederek, izleyicinin özellikle nereye dikkat
etmesi gerektiğini vurguluyorlar.



Sinematograf

Sinematograf, Auguste Lumiere ve Louis Lumiere'in tasarladığı, 13 Şubat
1895'te Fransa için patentini aldıkları, görüntüleri kaydetmeye ve bir
ekran üzerinde yansıtmaya yarayan aygıt.


Sinematografi

Sinematografi ,sinema filmi için görüntü kaydederken ışıklandırma ve
kamera tercihleri yapma disiplinidir. Birçok açıdan fotoğraf sanatıyla
yakından ilgilidir; fakat kamera ve görüntü elemanlarının hareket
halinde olduğu durumlarda birtakım ek özellikler de gösterir.

Sinematografi sinema filmlerine özgü bir sanat formudur. Işığa duyarlı
maddeler üzerinde görüntü kaydetme işi 1800’lerin başından beri
uygulanıyor olsa da, nispeten daha yeni olan “hareketli resim” sanatı
farklı fotoğraflama teknikleri ve yeni bir estetik anlayışı
gerektiriyordu.

Sinemanın ilk dönemlerinde, görüntü yönetmeni genellikle filmin hem
kameramanlığını hem de yönetmenliğini üstlenirdi. Sinema sanatı ve
teknoloji geliştikçe, kameramanlık ve yönetmenlik arasında bir ayrım
oluştu. Optikteki ve renkli film, geniş ekran (widescreen) gibi çeşitli
tekniklerdeki ilerlemelere ek olarak, yapay ışıklandırma ve ışığa daha
duyarlı (daha hızlı) ham filmlerin gelişiyle birlikte teknik açılardan
sinematografi bir uzmanın varlığını zorunlu kıldı.

1919 yılında (Paris’in ardından dünyanın yeni sinema başkenti haline
gelen) Hollywood’da, bugün hala varlığını sürdüren ve dünyanın ilk
meslek topluluklarından biri olan American Society of Cinematographers
(Amerikalı Görüntü Yönetmenleri Topluluğu -ASC) kuruldu. ASC, görüntü
yönetmenlerinin film yapma bilim ve sanatına katkılarını ortaya koymak
için oluşturulmuştu. ASC’ye göre sinematografi; basit bir fiziksel
olayı kaydetmek değil, özgün sanat eseri yapımcılığında doruğuna ulaşan
yaratıcı ve yorumlayıcı bir işlemdi. Sinematografi fotoğrafçılığın bir
alt-kategorisi değildi. Fotoğrafçılık, daha ziyade görüntü yönetmeninin
diğer fiziksel, örgütsel, idari, yorumsal ve görüntüyü yönlendiren
tekniklere ek olarak kullandığı bir sanattı.

Sinematografinin Elemanları

Sinematografi sanatına katkıda bulunan çok sayıda unsur vardır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.xboxcafe.com.tr
Blackdream
Yönetici
Yönetici
Blackdream


Erkek
Zodyak : Akrep
Mesaj Sayısı : 56296
Yaş : 36
Nereden : Bursa
İş : Makine Teknikeri
Kayıt tarihi : 24/01/08
Rep Puanı : 28
Rep Puanı : 232054

Sinema Terimleri Empty
MesajKonu: Geri: Sinema Terimleri   Sinema Terimleri Icon_minitimePerş. Mayıs 29, 2008 5:52 am

Ham Film

Sinematografi ham film rulolarıyla başlar. Film emülsiyonu ve filmin
gren yapısındaki gelişmeler, görüntü yönetmenlerine önemli çeşitlilikte
ham film seçenekleri yaratmıştır. Bir film yapımı sırasında alınacak
ilk kararlardan biri ham film seçimidir.

Film boyutu — 8 mm (amatör), 16 mm (yarı-profesyonel), 35 mm
(profesyonel) ve 65 mm (epik fotoğrafçılık, nadiren kullanılır) —
seçiminin yanında, görüntü yönetmeni pozitif film ile negatif film
arasında, ayrıca hızları 50’den (yavaş, ışığa en az duyarlılıkta) 800’e
(çok hızlı, ışığa aşırı düzeyde duyarlı) kadar değişen filmler arasında
bir tercih yapmak durumundadır. Bunlara ek olarak, renge verdiği
tepkiler açısından farklılaşan (düşük doygunluk – yüksek doygunluk) ve
düzeyleri tam siyahtan (ışığa hiç maruz kalmamış/hiç pozlanmamış) tam
beyaza (ışığa aşırı derecede maruz kalmış/aşırı pozlanmış) kadar
değişen kontrastlıktaki filmler arasında bir seçim söz konusudur.

Nerdeyse tüm film boyutlarında yapılan ayarlamalarla, “süper” filmler
yaratılmıştır. Bu filmlerde, filmin fiziksel boyutu aynı kalırken, bir
görüntünün çekimi için kullanılan film alanı genişletilmiştir. Süper 8
mm, Süper 16 mm and Süper 35 mm; süper olmayan denkleriyle
kıyaslandığında; tüm film alanının daha büyük kısmından yararlanmaya
imkan sağlayan formatlardır.

Film boyutu büyüdükçe; görüntünün çözünürlüğü, berraklığı ve teknik kalitesi artar.

Dijital görüntüleme dünyasında, artık ham filmlerin bir kullanım alanı
yoktur. Fakat zaten kameraların kendisi, görüntüleme ayarları konusunda
ham filmlerin sağladığı avantajların çok ötesinde olanaklar
sağlamaktadır. Kameralar daha çok ya da daha az renk duyarlılığı ve
kontrastla ya da ışığa az ya da çok duyarlı şekilde çekim yapmak için
ayarlanabilmektedir. Farklı emülsiyonların yaratacağı birbirinden
farklı görünümler artık tek bir kamera ile yaratılabilmektedir. Buna
rağmen, dijital görüntüleme yönteminin analog yöntemden daha iyi olup
olmadığı konusu hala tartışmalıdır. Dijital görüntüleme ayarları, eğer
görüntülemede ham film kullanılsaydı hangi görüntü ayarlarının
oluşacağı hesaplanarak yapılır. Bu durumda kameranın sensor
tasarımcısının birbirinden farklılık gösteren ham film ve görüntü
ayarlama parametreleri kullanması söz konusu olabilecektir. Bu nedenle,
konunun uzmanı olan birçok kişi bu yaklaşımı “ikinci dereceden”
bulmakta ya da bunun gerçek görüntüyü “taklit etmek” olduğunu
düşünmektedir.

Laboratuvar

İşin laboratuvar kısmı da ortaya çıkan görüntüyü önemli ölçüde
farklılaştırabilecek niteliktedir. Isıyı farklılaştırarak, filmin
kimyasalların içinde kalış süresini değiştirerek ve bazı kimsayal
işlemleri atlayarak görüntü yönetmenleri tek bir ham film rulosundan
birçok farklı görüntü elde edebilmektedir.

Filtreler

Difüzyon (ışığı yayma) ya da renk filtreleri gibi filtreler, film
atmosferini ya da dramatik etkiyi arttırmak için yaygın olarak
kullanılır. Çoğu fotoğraf filtresi, aralarında bir görüntü formu ya da
ışık yönlendirici madde bulunan, birbirlerine yapıştırılmış iki parça
optik camdan oluşur. Renk filtreleri, iki optik cam arasına yarı saydam
bir renk tabakasının sıkıştırılmasıyla oluşturulur. Renk filtreleri
belirli ışık dalgalarının filme ulaşmasını engellemek için kullanılır.
Renkli filmde, sezgisel olarak bile anlayabileceğimiz üzere, mavi
filtre; kırmızı, turuncu ve sarı renkteki ışınların film üzerine
düşmesini engeller ve filmde mavimsi bir ton yaratır. Siyah beyaz
fotoğrafçılıkta ise işler sezgilerimizin bize söylediğinin aksine
yürür. Bu tarz fotoğrafçılıkta kullanılacak sarı filtre, mavi ışınların
önünü kesecek ve (böylelikle mavi olan gökyüzünün film üzerindeki
görüntüsü çok az ışığa maruz bırakılacağından) gündüz vakti gökyüzünün
resimde daha karanlık görünmesini sağlayacak; fakat insan teninin renk
tonunu etkilemeyecektir. Christopher Doyle gibi bazı fotoğrafçılar,
filtreleri yenilikçi kullanımlarıyla tanınırlar. Filtreler, farklı
etkiler yaratmak amacıyla lensin önünde ya da arkasında kullanılabilir.

Objektif

Odak Uzaklığı (Odak Uzunluğu)

Kamera insan gözü gibi çalışır; bir bakış açısı yaratır ve dünyanın
geri kalanıyla uzaysal ilişkiler kurar. Bununla birlikte, insan
gözünden farklı olarak kameralara -değişik etkiler yaratmak için-
farklı mercekler takılması da mümkündür. Kameralardaki bu avantajın en
büyük faydası odak uzaklığının çeşitlenmesidir. Görüntü yönetmenleri
geniş açılı, normal ve tele objektifler arasında seçim yapmanın
yanısıra, makro objektifler ve boroskop objektifler gibi diğer özel
etki yaratan mercek sistemleri arasında da tercih yapabilmektedir.

Geniş açılı objektiflerin odak uzaklıkları kısadır ve uzaysal
mesafeleri daha belirgin hale getirirler. Geniş açılı objektifle,
uzaktaki bir insan normaldekinden daha küçük görünürken, kameranın
önündeki bir insan daha da büyük gözükecektir. Bununla birlikte, tele
objektif birbirinden uzak olan nesneleri birbirine daha yakın
göstererek ve perspektifi düzleştirerek bu tarz abartıları azaltır.
Zoom objektif kameramana çekim esnasında odak uzaklığını değiştirme
olanağı verir. Sabit objektifler (prime lens) daha iyi bir görsel
kalite sundukları ve zoom objektiflerden daha “hızlı” (daha az ışıkta
diyaframın daha geniş açılması) oldukları için profesyonel
sinematografide zoom objektiflerden daha çok tercih edilirler. Ancak;
belirli film sahnelerinde ve hatta bazı film türlerinde, hız veya
kullanım kolaylığı açısından ya da özel bir etki yaratmak için zoom
objektifler kullanılmaktadır. Örneğin; Alfred Hitchcock Vertigo
filmindeki, merdivenlerde gerçekleşen ünlü kovalama sahnesini zoom
objektiften faydalanarak çekmiştir.

Alan Derinliği ve Netlik (Odak)

Odak uzaklığı aynı zamanda bir sahnenin alan derinliğini –yani; uygun
odakta resmin arka, orta ve ön alanlarının ne kadarının filme
yansıyacağını- da etkiler (çünkü görüntünün yalnızca tek bir düzlemine
tam odaklanma yapılabilir). Odak derinliğiyle karıştırılmaması gereken
alan derinliği, diyaframın açıklık oranı ve odak uzaklığı ile
belirlenir. Geniş ya da derin bir alan derinliği, çok küçük bir
diyafram açıklığını ve uzaktaki bir nokta üzerinde odaklama yapılmasını
gerektirir. Alan derinliğinin az olması içinse, geniş bir diyafram
açıklığı ve merceğe daha yakın bir nokta üzerinde odaklama yapılması
gerekmektedir.

Alan derinliği aynı zamanda format büyüklüğünden de etkilenmektedir. 70
mm film, 35 mm’ninkinden daha az olan odak uzaklığı ile en az alan
derinliğine sahip olan filmdir. 16 mm film daha büyük alan derinliğine
sahipken, çoğu video kamera 16 mm’ninkinden de büyük alan
derinliklerine sahiptir. Video kamera kullanıcılarının dijital
kamerayla 35 mm’nin görüntüsünü taklit etmeye çalışırken yaşadıkları en
büyük hayal kırıklığı, dijital kameranın kaydettiği aşırı büyüklükteki
alan derinliği ve bunun birtakım ek optik araçlarla azaltılması
gerekliliğidir.



Soundtrack

Türkçede tam karşılığı bulunmadığı için genellikle film müziği olarak kullanılan, İngilizce kökenli bir kelimedir.

Söz konusu müzik eseri bir filme değil de müzikal, tiyatro ya da
operaya aitse, "film müziği" karşılığı kullanılamaz. Ya İngilizce
karşılığı olan soundtrack kullanılır, ya da "eserin müzikleri" şeklinde
farklı tamlamalarla bu sözcüğün eksikliği giderilmeye çalışılır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.xboxcafe.com.tr
Blackdream
Yönetici
Yönetici
Blackdream


Erkek
Zodyak : Akrep
Mesaj Sayısı : 56296
Yaş : 36
Nereden : Bursa
İş : Makine Teknikeri
Kayıt tarihi : 24/01/08
Rep Puanı : 28
Rep Puanı : 232054

Sinema Terimleri Empty
MesajKonu: Geri: Sinema Terimleri   Sinema Terimleri Icon_minitimePerş. Mayıs 29, 2008 5:52 am

Çerçeve oranı

Çerçeve oranı bir görüntünün eninin boyuna oranıdır ve genellikle "x :
y" şeklinde ifade edilir. Geleneksel televizyon ekranı ve Sessiz Dönem
filmlerinin çoğunun çerçeve oranı 4:3 ya da başka bir ifadeyle
1.33:1'dir.


Özel efekt

Özel efekt, (jargonda kısaca SPFX or SFX) film, televizyon, ve eğlence
sektörlerinde yaygın olarak kullanılan, normal yollarla yaratılması
mümkün olmayan veya çok riskli olan olayları yaratma yoludur.

Büyük patlamalar ve uzaya yolculuk gibi çekimlerde sıkça kullanılır.
Yapılan şeylerin hepsi hayal değildir, bazı nesneler yaratılır
(örneğin: Star Wars). Bir sap yapılır, üstüne bir çubuk koyulur ve
üstüne kılıç ne renkse onun selofanı yapıştırılır.

Sıkça görsel efekt ile karıştırılmaktadır. Ancak özel efektler, çekim
ile yapılır, bilgisayarla yaratılan imajlara dayalı değildir. Patlayan
bir şey gerçekten patlatılır, ya da yıkılan bina, maket de olsa,
gerçekten yıkılır. Oysa görsel efekt ile yapılan patlamalar, sentetik
partikül sistemleridir, yıkılan binalarsa, 3 boyutlu modellenmiş
objelerdir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.xboxcafe.com.tr
 
Sinema Terimleri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Sinemadafilmizle.com ile Sinema izle
» Sinema Ekle
» 5D sinema' keyfi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
XBOXCAFE OYUNCU TOPLULUĞU PLATFORMU( www.xboxcafe.com.tr ) 2008 - 2022 :: www.webyardim.org Forumu :: WEBYARDİM FORUMU İCİN TİKLAYİN :: Kültür & Medya :: Kültür ve Sanat :: Sinema & Tiyatro-
Buraya geçin: