Hz. Peygamber s.a.v. efendimizi ziyaret etmenin lüzum ve önemi 12
Mehmet Talü
araştırmacı yazar
Bu hadis-i şerifte beyan edilen yasağın asıl sebebi, Müslümanları,
peygamberleri hakkında, önceki milletlerin düştüğü bir kısım
aşırılıklardan korumaktır. Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimiz gerek kendi
ve gerekse başkasının kabrini mescid edinmeyi yasaklamıştır. Çünkü,
ta'zimde ifrat ve mübâlağaya düşülerek fitneye maruz kalmaktan
korkmuştur. Bu durum, küfre bile götürebilirdi. Nitekim geçmiş
ümmetlerde örneği çokça görülmüştür.
Sahâbe-i Kiram ve Tâbiîn (R. Anhüm), Müslümanların sayıca artması
üzerine, Resûlullah (S.A.V.) efendimizin mescidini genişletme ihtiyacı
hissettiği vakit, ilave edilen kısma Ümmühâtul-Mü'minîn (R. Anhün-ne)
hazerâtının hücreleri ve bu meyanda Resûlü Ekrem (S.A.V.) efendimizin
ve Hz. Ebû Bekr ile Hz. Ömer (R. Anhümâ)nın kabirlerini de ihtivâ eden
Hz. Âişe (R. Anha)'nin hücresi de dahil edildi. Bu kısım, Mescidin
içinde açıkta kaldığı takdirde avam ona karşı namaz kılabilir, yanlış
iş yapabilirdi. İşte bu mahzurları önlemek için kabirlerin etrafına
yüksek duvarlar inşa ettiler. Böylece kimsenin bunları kıblegâh
yapmasına imkan verilmemiş oldu. İşte bu ameleye, kabri halkın kıblegâh
yapma korkusundan tevessül edildiğini, hadis-i şerifin metninde yer
alan Hz. Âişe (R. Anhâ) validemizin: "Eğer böyle bir endîşe olmasaydı
sahâbîler, Resûlullah (S.A.V.) efendimizin kabrini açık bırakırlardı.
Lâkin ben onun mescid edinilmesinden korkarım," sözü göstermektedir.
(Buhârî, Cenaiz: 60, 96, Enbiya: 50; Müslim, Mesâcid: 19-23, No: 530;
Nesâî, Cenâiz: 106, 4/95, 96)
Gerçekten Hz. Âişe (R. Anhâ) validemizin dediği gibi, böyle kabre
tapınma endîşesi olmasaydı, Müslümânlar Hz. Peygamber (S.A.V.)
efendimizin kabri üzerine girmeye mâni bir bina yapmazlardı. Kabri,
perdesiz olarak halkın ziyaretine açık bulundururlardı. Hz. Âişe (R.
Anhâ) validemizin ortaya koyduğu bu endîşeye bakılırsa, kabrin açık
tutulmasını men eden bizzat Hz. Âişe (R. Anhâ) validemizdir.
Dua, salât ve selamdan sonra 1 m. kadar sağ tarafa ilerleyip Hz. Ebu Bekir (R.A.)'in başı hizasında durur ve:
"Es-selâmü aleyke yâ Ebâ Bekrini's-Sıddık! Es-Selâmü aleyke yâ halîfete resûlillah (S.A.V.)
Selâm sana ey Ebû Bekr es-Sıddîk! ALLAH Teâlâ'nın selamı üzerine olsun
ey Resûlullah (S.A.V.) efendimizin halifesi!" diye selam verir ve "Ya
Rabbi! Ben Senin Rızan İçin Dua Yapmak İstiyorum." İsimli kitabımızda
yer alan "Hz. Ebu Bekir (R.A.) nun Kabrini Ziyaret Ederken Okunabilecek
Selâm ve Dua"yı okur. Daha sonra 1 m. kadar daha sağa ilerleyip Hz.
Ömer (R.A.) nun başı hizasına gelir ve:
"Esselâmü aleyke yâ emiral-Mü'minîn Ömeral-Faruk!
Selâm sana ey Mü'minlerin emiri, Ömer'ul-Faruk!" diye selam verir ve
"Ya Rabbi! Ben Senin Rızan İçin Dua Yapmak İstiyorum." İsimli
kitabımızda yer alan "Hz. Ömer (R.A.)'nun Kabrini Ziyaret Ederken
Okunabilecek Selâm ve Dua"yı okur. Sonra Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer (R.
Anhüma) nın her ikisine birden:
"Es-selâmü aleykümâ yâ dacîay Resûlillahi (S.A.V.) ve rafikayhi.
Selâm her ikinize ey Resûlullah (S.A.V.) efendimizin dostları, arkadaşları."
diye selâm verir, kendisi, ailesi, zürriyeti, kendisine dua sipariş
edenler ve bütün Mü'minler için dua eder. Hz. Ebu Bekir (R.A.) ve Hz.
Ömer (R.A.) nun başında selâm ve dua konusunda da, isteyen "Ya Rabbi!
Ben Senin Rızan İçin Dua Yapmak İstiyorum." İsimli kitabımızda yer alan
"Hz. Ebu Bekir (R.A.) ve Hz. Ömer (R.A.) her ikisine selâm ve duaları"
yapabilir.
tarafından 
Konu: Hz. Peygamber s.a.v. efendimizi ziyaret etmenin lüzum ve önemi 12 
