Peygamberimiz (sav)'in çok güzel bir ahlaka sahip olduğunu Allah Kuran'da bildirmiş ve şöyle buyurmuştur:
Nun. Kaleme ve satır satır yazdıklarına andolsun. Sen, Rabbinin
nimetiyle bir mecnun değilsin. Gerçekten senin için kesintisi olmayan
bir ecir vardır. Ve şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin.
Artık yakında göreceksin ve onlar da görecekler. Sizden, hanginizin
'fitneye tutulup-çıldırdığını'. Elbette senin Rabbin, kimin Kendi
yolundan şaşırıp-saptığını daha iyi bilendir; ve kimin hidayete
erdiğini de daha iyi bilendir. (Kalem Suresi, 1-7)
Allah bu ayette ayrıca Peygamberimiz (sav) için kesintisi olmayan bir
ecir olduğunu bildirmiştir. Bu, Hz. Muhammed (sav)'in daima güzel ahlak
gösterdiğini, takvadan hiçbir zaman ayrılmadığını gösteren bir bilgidir.
Peygamberimiz (sav)'in de "İmanın kemali, güzel ahlakladır" 4
sözleriyle belirttiği gibi, imanın en önemli alametlerinden biri güzel
ahlaktır. Bu nedenle güzel ahlakın en güzel örneklerini öğrenmek ve
uygulamak önemli bir ibadettir.
Bu bölümde, Peygamber Efendimiz (sav)'in Kuran'da zikredilen güzel ahlak özelliklerinden bazılarına yer verilecektir.
PEYGAMBERİMİZ (SAV) SADECE KENDİSİNE VAHYOLUNANA UYMUŞTUR
Peygamberimiz (sav)'in Kuran'da da çok kereler zikredilen en önemli
özelliklerinden biri, sadece Allah'ın indirdiğine uyması, insanların
rızasını gözetmeden, insanlardan çekinmeden sadece Allah'ın
bildirdiklerini yapmasıdır. Hatta, çağdaşı olan müşrikler ve diğer
dinlerin mensupları Peygamberimiz (sav)'den kendi çıkarlarına uygun
hükümler getirmesini istemişlerdir. Bu kişiler sayıca ve kuvvetçe daha
üstün konumda olmalarına rağmen, Peygamberimiz (sav) Kuran'ı ve
Allah'ın hükümlerini daima büyük bir titizlik ve kararlılıkla
korumuştur. Bir ayette Allah, Peygamberimiz (sav)'in bu insanların
ısrarlarına nasıl karşılık verdiğini bizlere şöyle haber vermektedir:
Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda, Bizimle
karşılaşmayı ummayanlar, derler ki: "Bundan başka bir Kur'an getir veya
onu değiştir." De ki: "Benim onu kendi nefsimin bir öngörmesi olarak
değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben, yalnızca bana
vahyolunana uyarım. Eğer Rabbime isyan edersem, gerçekten ben, büyük
günün azabından korkarım." De ki: "Eğer Allah dileseydi, onu size
okumazdım ve onu size bildirmezdi. Ben ondan önce sizin içinizde bir
ömür sürdüm. Siz yine de akıl erdirmeyecek misiniz?" (Yunus Suresi,
15-16)
İşte bunlar, Allah'ın ayetleridir; onları sana bir hak olarak okuyoruz.
Sen de gönderilen elçilerdensin.
(Bakara Suresi, 252)
Allah, kavminin bu tavırlarına karşılık Peygamberimiz (sav)'i birçok
ayetiyle uyarmıştır. Örneğin Maide Suresi'nde şöyle buyrulur:
Sana da (Ey Muhammed,) önündeki kitap(lar)ı doğrulayıcı ve ona 'bir
şahid-gözetleyici' olarak Kitab'ı (Kur'an'ı) indirdik. Öyleyse
aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet ve sana gelen haktan sapıp
onların heva (istek ve tutku)larına uyma. Sizden her biriniz için bir
şeriat ve bir yol-yöntem kıldık. Eğer Allah dileseydi, sizi bir tek
ümmet kılardı; ancak (bu,) verdikleriyle sizi denemesi içindir. Artık
hayırlarda yarışınız. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. Hakkında
anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri size haber verecektir. Aralarında
Allah'ın indirdiğiyle hükmet ve onların hevalarına uyma. Allah'ın sana
indirdiklerinin bir kısmından seni şaşırtmamaları için diye onlardan
sakın. Şayet yüz çevirirlerse, bil ki, Allah bir kısım günahları
nedeniyle onlara bir musibeti tattırmak istemektedir. Şüphesiz,
insanların çoğu fasıklardır. (Maide Suresi, 48-49)
Peygamberimiz (sav) de Allah'ın kendisine indirdiğinden başkasına
uymayacağını büyük bir kararlılıkla kavmine tekrarlamıştır.
Peygamberimiz (sav)'in bu üstün ahlakını haber veren bir ayet şöyledir:
Hamid Aytaç. Celi Sülüs Levha. Hadis-i şerifte; "Hz. Peygamber,
insanların en hayırlısı insanların faydalı olanıdır" buyrulmuştur.
De ki: "Size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da
bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben, bana
vahyedilenden başkasına uymam." De ki: "Kör olanla, gören bir olur mu?
Yine de düşünmeyecek misiniz?" (Enam Suresi, 50)
Peygamberimiz (sav)'in, Allah yolunda kararlı ve sebatlı olması ile hak
din, en güzel ve en doğru şekliyle insanlara bildirilmiştir. İnsanların
büyük bir bölümü ile kıyas yapmak Peygamberimiz (sav)'in bu
üstünlüğünün daha da iyi anlaşılmasına vesile olacaktır. Günümüzde de
geçmişte de insanların büyük bir bölümü zaaflara, hırslara, tutku dolu
isteklere sahiptirler. Büyük bir çoğunluğu ise dini kabul etmelerine
rağmen bu zayıflıklarına yenilirler. Zaaf ve tutkularını terk etmek
yerine dinin hükümlerinden tavizler verirler. Örneğin dostlarının,
eşlerinin, akrabalarının ne diyeceğinden çekinerek dinin bazı
hükümlerini yerine getirmezler. Veya dine uymayan bazı alışkanlıklarını
terk edemezler. Bu nedenle, dini kendi çıkarlarına göre yorumlar,
kendilerine uyan hükümlerini kabul eder, diğerlerini görmezden gelirler.
Peygamberimiz (sav) ise, bu tür insanların isteklerine hiçbir zaman
taviz vermemiş, Allah'ın indirdiğini hiçbir değişikliğe uğratmadan, hiç
kimsenin çıkarını hesap etmeden, sadece Allah'tan korkup sakınarak
Kuran'ı insanlara tebliğ etmiştir. Allah, Peygamber Efendimiz (sav)'in
bu takva özelliğini Kuran'da şöyle bildirmektedir:
Battığı zaman yıldıza andolsun; Sahibiniz (arkadaşınız olan peygamber)
sapmadı ve azmadı. O, hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına
göre) konuşmaz. O (söyledikleri), yalnızca vahyolunmakta olan bir
vahiydir. Ona (bu Kuran'ı) üstün (oldukça çetin) bir güç sahibi
(Cebrail) öğretmiştir. (Necm Suresi, 1-5)
Ve bilin ki Allah'ın Resûlü içinizdedir. Eğer o, size birçok işlerde
uysaydı, elbette sıkıntıya düşerdiniz. Ancak Allah size imanı sevdirdi,
onu kalplerinizde süsleyip-çekici kıldı ve size inkarı, fıskı ve isyanı
çirkin gösterdi. İşte onlar, doğru yolu bulmuş (irşad) olanlardır.
(Hucurat Suresi, 7)