XBOXCAFE OYUNCU TOPLULUĞU PLATFORMU( www.xboxcafe.com.tr ) 2008 - 2022
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

XBOXCAFE OYUNCU TOPLULUĞU PLATFORMU( www.xboxcafe.com.tr ) 2008 - 2022

Hoşgeldiniz!, Misafir
5938 Gündür yayındayız Toplam Mesajınız: 16777215
 
AnasayfaXboxcafeAramaLatest imagesHtml Deneme AlanıKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
En son konular
» gamestockcity (instagram)
Peygamberimizn Geleceğe Dair Verdiği ... Icon_minitimetarafından Blackdream Ptsi Kas. 28, 2022 9:01 pm

» İngilizce Öğreniyorum Ders 5 (Bahar Şahin)
Peygamberimizn Geleceğe Dair Verdiği ... Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:22 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 4 (Bahar Şahin)
Peygamberimizn Geleceğe Dair Verdiği ... Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:20 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 3 (Bahar Şahin)
Peygamberimizn Geleceğe Dair Verdiği ... Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:17 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 2 (Bahar Şahin)
Peygamberimizn Geleceğe Dair Verdiği ... Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:14 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 1 (Bahar Şahin)
Peygamberimizn Geleceğe Dair Verdiği ... Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:12 am

» P1-P2 Kardeşlik Hesabi Anlatim
Peygamberimizn Geleceğe Dair Verdiği ... Icon_minitimetarafından Blackdream Paz Kas. 20, 2022 12:28 pm

» Oyuncu isimleri paylaşım alani
Peygamberimizn Geleceğe Dair Verdiği ... Icon_minitimetarafından Blackdream Paz Kas. 20, 2022 11:58 am

» PES 2015 SATİLİK VEYA TAKASLİK (100 TL)
Peygamberimizn Geleceğe Dair Verdiği ... Icon_minitimetarafından Blackdream Paz Kas. 20, 2022 11:47 am

» GAMEPASS 3 YILLIK ALMA TAKTİĞİ
Peygamberimizn Geleceğe Dair Verdiği ... Icon_minitimetarafından Blackdream C.tesi Kas. 12, 2022 11:01 pm

Kimler hatta?
Toplam 31 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 31 Misafir :: 1 Arama motorları

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 262 kişi Perş. Mart 29, 2018 2:45 pm tarihinde online oldu.
Veterans FC
Peygamberimizn Geleceğe Dair Verdiği ... Img-2010

 

 Peygamberimizn Geleceğe Dair Verdiği ...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
www.webyardim.org
Yönetici
Yönetici
www.webyardim.org


Erkek
Zodyak : Aslan
Mesaj Sayısı : 7579
Yaş : 35
Nereden : BURSA
Kayıt tarihi : 26/08/09
Rep Puanı : -1
Rep Puanı : 16240

Peygamberimizn Geleceğe Dair Verdiği ... Empty
MesajKonu: Peygamberimizn Geleceğe Dair Verdiği ...   Peygamberimizn Geleceğe Dair Verdiği ... Icon_minitimePaz Nis. 04, 2010 5:17 am

Her
insanın, her toplumun ve her ülkenin bir kaderi vardır. Dünya üzerinde
henüz hiçbir insan yaratılmamışken, her insanın gelecekte neler
yaşayacağı, bir ülkenin hangi olaylara şahit olacağı, bir toplumun
geçireceği evreler ve bu gibi her olay Allah katında tüm detayları ile
belirlenmiştir. Ancak insanlar, önceden belirlenmiş, Allah'ın katında
yaşanmış ve hatta bitmiş olan bu olayların hiçbirinden haberdar
olmazlar. Bunları, ancak yaşadıkça görür ve bilirler. Dolayısıyla
gelecek insanlar için gaybtır, yani bilinmezdir.

Ancak Allah, bazı kullarına gayba dair bazı bilgiler verdiğini Kuran'da
bildirmiştir. Bu kişilerden biri de Hz. Yusuf'tur. Hz. Yusuf, zindanda
iken, Allah'ın varlığının delillerini anlattığı iki arkadaşına şöyle
demiştir:

Dedi ki: "Size rızıklanacağınız bir yemek gelecek olsa, ben mutlaka
size daha gelmeden önce onun ne olduğunu haber veririm. Bu, Rabbimin
bana öğrettiklerindendir. Doğrusu ben, Allah'a iman etmeyen, ahireti de
tanımayanların ta kendileri olan bir topluluğun dinini terk ettim."
(Yusuf Suresi, 37)

Ayette de bildirildiği gibi, Hz. Yusuf gayb olan bir haberi bildiğini
söylemektedir. Bu, Allah'ın Hz. Yusuf'a verdiği bir ilim ve mucizedir.
Allah, Hz. Yusuf'a ayrıca rüyaları yorumlama ilmini de vermiştir. Hz.
Yusuf -Allah'ın dilemesi ile- gelecekte olacak bazı olayları
görebilmektedir.

Hz. Yusuf'a verilen ilmin bir benzeri başka peygamberlere de
verilmiştir. Allah ayetlerde, elçilerinden seçtiği kimselere gayb
haberlerini açıklayacağını şöyle bildirmiştir:

O, gaybı bilendir. Kendi gaybını (görülmez bilgi hazinesini) kimseye
açık tutmaz (ona muttali kılmaz.) Ancak elçileri (peygamberleri) içinde
razı olduğu (seçtikleri kimseler) başka. Çünkü O, bunun önüne ve
arkasına izleyici (gözetleyici)ler dizer. (Cin Suresi, 26-27)

Elbette Rabbimiz Peygamber Efendimize de gayba dair pek çok haber
vermiştir. Peygamberimiz (sav) hem geçmişte meydana gelen ve kimsenin
bilmediği olayları, hem de gelecekte gerçekleşecek olan birçok olayı
Allah'ın bildirmesiyle öğrenmiştir. Bir ayette Allah bu gerçeği şöyle
haber verir:

Bu, sana (ey Muhammed) vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Yoksa
onlar, (Yusuf'un kardeşleri) o hileli-düzeni kurarlarken, yapacakları
işe topluca karar verdikleri zaman sen yanlarında değildin. (Yusuf
Suresi, 102)

Bu bölümde, Allah'ın, Peygamber Efendimize hem Kuran aracılığı ile, hem
de kendisine özel olarak bildirdiği ve Peygamberimiz (sav)'in hadisleri
aracılığı ile bize ulaşan bu gayb haberlerinden birkaçına yer
verilecektir. (Detaylı bilgi için Harun Yahya, Kuran Mucizeleri, Global
Yayıncılık)

Bu haberlerin pek çoğu gerçekleşmiştir ve insanlar da bu mucizeye şahit
olmuşlardır. Bu, hem Peygamber Efendimizin Allah'ın elçisi olduğunun
hem de Kuran'ın Allah'ın sözü olduğunun delillerinden biridir.

Peygamberimiz (sav)'e Kuran ile verilen gayb
haberlerinden bazıları

Elif, Lam, Mim. Rum (orduları) yenilgiye uğradı. "Dünyanın en alçak
yerinde". Ama onlar, yenilgilerinden sonra yeneceklerdir. Üç ile dokuz
yıl içinde. Bundan önce de, sonra da emir Allah'ındır. Ve o gün
müminler sevineceklerdir. (Rum Suresi, 1-4)

Peygamber Efendimize Kuran aracılığı ile gelecek hakkında verilen
haberlerden biri, Rum Suresi'nin hemen başındaki ayetlerde yer alır. Bu
ayetlerde Bizans İmparatorluğu'nun bir yenilgiye uğradığı, ama çok kısa
bir zaman sonra tekrar galip geleceği bildirilmiştir.

Bu ayetler, Hıristiyan olan Bizanslıların, putperest bir toplum olan
Persler karşısında çok ağır bir yenilgiye uğramasından yaklaşık 7 sene
sonra, M.S. 620 civarında indirilmişti. Ve ayetlerde Bizans'ın çok
yakında galip geleceği haber veriliyordu. Oysa o sırada Bizans o kadar
büyük kayıplara uğramıştı ki, değil tekrar galip gelmesi, ayakta
kalması bile imkansız görülüyordu. Yalnız Persler değil Avarlar,
Slavlar ve Lombardlar da Bizans devletine karşı büyük tehdit
oluşturmaktaydı. Avarlar İstanbul önlerine kadar gelmişlerdi. Bizans
Kralı Heraklius, ordunun masraflarını karşılayabilmek için
kiliselerdeki altın ve gümüş süs eşyalarının eritilip paraya
çevrilmesini emretmişti. Hatta bunlar da yetmeyince bronzdan heykeller
bile para yapımı için eritilmeye başlanmıştı. Pek çok vali, Kral
Heraklius'a isyan etmiş, imparatorluk parçalanma noktasına gelmişti.
Önceden Bizans toprağı olan Mezopotamya, Kilikya, Suriye, Filistin,
Mısır ve Ermenistan, putperest Perslerin işgali altına girmişti.

Kısacası, herkes Bizans'ın yok olmasını bekliyordu. Ama tam bu dönemde,
Rum Suresi'nin ilk ayetleri vahyedildi ve Bizans'ın dokuz yıl geçmeden
yeniden galip geleceği haber verildi. Bu galibiyet öylesine imkansız
gözüküyordu ki, Arap müşrikleri Kuran'da haber verilen bu zaferin, asla
gerçekleşmeyeceğini düşünüyorlardı.

Fakat Kuran'ın tüm haberleri gibi bu da hiç kuşkusuz gerçekti. Rum
Suresi'nin ilk ayetlerinin indirilmesinden yaklaşık 7 yıl sonra, M.S.
627 yılının Aralık ayında, Bizans ve Pers İmparatorlukları arasında
Ninova harabeleri yakınında büyük bir savaş daha oldu. Ve bu kez Bizans
ordusu, Persleri yenilgiye uğrattı. Birkaç ay sonra da Persler işgal
ettikleri yerleri Bizans'a geri veren bir anlaşma imzalamak zorunda
kaldılar. Böylece Allah'ın Kuran ile Peygamber Efendimize bildirdiği

"Rum'un zaferi", mucizevi bir şekilde gerçek oldu.

Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece
Mescid-i Haram'dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya
götüren O (Allah) yücedir. Gerçekten O, işitendir, görendir. (İsra
Suresi, 1)

Bu ayetlerde yer alan bir başka mucize de, o dönemde kimsenin tespit
etmesinin mümkün olmadığı coğrafi bir gerçeğin haber verilmesidir.

Rum Suresi'nin 3. ayetinde, Rumların "Dünyanın en alçak yerinde"
yenildikleri belirtilir. Arapçası "Edna el ard" olan bu ifade, bazı
meallerde "yakın bir yer" olarak da tercüme edilir. Ancak bu tercüme,
orijinal ifadenin tam karşılığı değil, mecazi bir yorumudur. "Edna"
kelimesi Arapçada "alçak" demek olan "deni" kelimesinden türemiştir ve
"en alçak" anlamına gelir. "Ard" ise yeryüzü demektir. Dolayısıyla
"Edna el ard" ifadesi de "yeryüzünün en alçak yeri" manasına
gelmektedir.

Bizans İmparatorluğu ile Persler arasındaki savaş, yeryüzünün gerçekten
en alçak noktasında gerçekleşmiştir. Söz konusu savaşın yeri, Suriye,
Filistin ve şimdiki Ürdün topraklarının kesiştiği bölgede yer alan Lut
Gölü havzasıdır. Ve bilindiği gibi deniz seviyesinden 395 metre aşağıda
olan Lut Gölü çevresi, yeryüzünün "en alçak" bölgesidir. Yani Rumlar,
tam ayette belirtildiği gibi, "yeryüzünün en alçak yeri"nde
yenilmişlerdir.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta, Lut Gölü'nün rakımının, ancak
modern çağdaki ölçümlerle tespit edilebilmiş olmasıdır. Daha önce hiç
kimsenin Lut Gölü'nün dünyanın en alçak bölgesi olduğunu bilmesi mümkün
değildir. Ama bu bölge Kuran'da "yeryüzünün en alçak yeri" olarak
tanımlanmıştır. Bu, Kuran'ın İlahi bir söz olduğunun ve Peygamberimiz
(sav)'in Allah'ın Resulü olduğunun delillerinden birini oluşturmaktadır.

Bu ayette Allah, Peygamber Efendimizi bir gece Mescid-i Aksa'ya
götürdüğünü ve orayı gösterdiğini bildirmektedir. Bu, çok büyük bir
mucizedir. Bilindiği gibi, Mescid-i Haram Mekke'de, Mescid-i Aksa ise
Kudüs'tedir. Ve Peygamber Efendimiz, bu olay gerçekleştiğinde Mekke'de
bulunmaktadır. O dönemin koşullarında ise, bir gece içinde Mekke'den
Kudüs'e gitmek imkansızdır. Ayrıca şunu da belirtmeliyiz ki, Peygamber
Efendimiz, Kudüs'ü ve Mescid'i Aksa'yı daha önce hiç görmemiştir.

Ertesi gün, bu büyük mucizeyi çevresindekilere anlattığında, Mekke'li
müşriklerin ona inanmadıkları ve delil göstermesini istedikleri rivayet
edilir. Kureyşlilerin içinde Mescid-i Aksa'yı görmüş olanlar vardır ve
Peygamber Efendimiz Mescid-i Aksa'yı tarif etmesini istemişler,
kendisine bununla ilgili sorular sormuşlardır.

Peygamber Efendimiz, Mescid-i Aksa'yı doğru olarak anlatınca, müşrikler
Peygamberimiz (sav)'in Mescid-i Aksa'yı tanımlamada isabet buyurduğunu
söylemişler, sonra da, o yoldan gelmekte olan kervanlar ile karşılaşıp
karşılaşmadığını sormuşlardır.

Peygamberimiz (sav) bu soru üzerine, "Evet, onun kervanlarıyla
karşılaştım, Revhâ'da idi. Bir deve kaybetmişler arıyorlardı.
Yüklerinde bir su kadehi vardı. Susadım onu alıp su içtim ve yine
eskiden olduğu gibi yerine koydum. Geldiklerinde sorun bakalım kadehte
suyu bulmuşlar mı?" buyurdu. Kureyşliler, "Bu da diğer bir alâmettir"
dedikten sonra, Peygamber Efendimize kervanla ilgili detaylar sormaya
devam etmişlerdir. Peygamberimiz (sav) ise, sorduklarının hepsine cevap
vermiş ve şöyle demiştir: "İçlerinde şu kişi önde, boz renkte bir deve
üzerinde dikilmiş iki harar olduğu halde şu gün güneşin doğması ile
beraber gelirler". Bunun üzerine: "Bu da diğer bir âyettir" diyerek o
gün hızla Seniyye'ye doğru yola çıkarak güneşin doğuşunu bekledikleri
rivayet edilmektedir. Gerçekten de güneşin doğması ile söz konusu
kervan da görünmüştür. Kervanın önünde ise aynı Peygamber Efendimizin
tarif ettiği gibi bir boz deve de bulunmaktadır.

Andolsun Allah, elçisinin gördüğü rüyanın hak olduğunu doğruladı. Eğer
Allah dilerse, mutlaka siz Mescid-i Haram'a güven içinde, saçlarınızı
tıraş etmiş, (kiminiz de) kısaltmış olarak (ve) korkusuzca
gireceksiniz. Fakat Allah, sizin bilmediğinizi bildi, böylece bundan
önce size yakın bir fetih (nasib) kıldı. (Fetih Suresi, 27)

Allah'ın, Peygamberimiz (sav)'e, hayatı boyunca hiç görmediği bir
mekanı, oraya gitmeden göstermesi çok önemli bir mucizedir. O dönemde,
Mekke'den Kudüs'e, bir gecede ulaşmanın imkansız olması ise bu mucizeyi
daha açık ve görülür hale getirmektedir.

Peygamber Efendimiz, Medine'de iken rüyasında, müminlerin güven içinde
Mescid-i Haram'a girdiklerini ve Kabe'yi tavaf ettiklerini görmüş ve
müminleri bu haberle müjdelemiştir. Çünkü, Mekke'den Medine'ye hicret
eden müminler, o zamandan beri Mekke'ye girememektedirler. Peygamber
Efendimiz (sav)'in bu rüyasını açıklaması üzerine, rivayetlere göre,
müminler Mekke'ye umre niyetiyle gitmişler, ancak müşrikler onların
Mekke'ye girmelerine izin vermemişlerdir. Münafıklar ise fitne çıkarmak
için bunu fırsat bilmişler, ne Kabe'ye gidebildiklerini, ne de
saçlarını tıraş edebildiklerini söyleyerek, Peygamberimiz (sav)'in
gördüğü rüyayı yalanlamaya çalışmışlardır.

Allah, Peygamberimiz (sav)'e katından bir yardım ve destek olarak Fetih
Suresi'nin 27. ayetini vahyetmiş ve rüyasının doğru olduğunu, Allah
eğer dilerse müminlerin Mekke'ye girebileceklerini bildirmiştir.
Gerçekten de, bir süre sonra, önce Hudeybiye barışı ve ardından gelen
Mekke'nin fethi ile, Müslümanlar, aynı ayette bildirildiği gibi güven
içinde Mescid-i Haram'a girmişlerdir. Böylece Allah, Peygamber
Efendimizin önceden haber verdiği müjdenin gerçek olduğunu göstermiştir.

Burada önemli olan bir başka nokta ise şudur: Peygamber Efendimiz
müminlere bu müjdeyi verdiğinde, ortada hiç böyle bir durum
bulunmamaktadır. Hatta, koşullar tam aksini göstermekte, müşrikler
müminleri kesinlikle Mekke'ye sokmamakta kararlı görünmektedirler. Bu
ise, kalbinde hastalık olanların, Peygamber Efendimizin söylediklerine
şüphe ile bakmalarına neden olmaktadır. Ancak Peygamberimiz (sav)
Allah'a güvenerek, insanların ne diyeceklerini hiç önemsemeden,
Allah'ın kendisine bildirdiğine iman etmiş ve bunu insanlara
açıklamıştır. Söylediklerinin Kuran ayetleri ile teyid edilmesi ve
yakın bir gelecekte, söylediklerinin gerçekleşmesi ise Peygamberimiz
(sav)'in ve Kuran'ın önemli bir mucizesidir.

Kitapta İsrailoğulları'na şu hükmü verdik: "Muhakkak siz yer(yüzün) de
iki defa bozgunculuk çıkaracaksınız ve muhakkak büyük bir
kibirleniş-yükselişle kibirlenecek-yükseleceksiniz. Nitekim o ikiden
ilk-vaid geldiği zaman, oldukça zorlu olan kullarımızı üzerinize
gönderdik de (sizi) evlerin aralarına kadar girip araştırdılar. Bu
yerine getirilmesi gereken bir sözdü. Sonra onlara karşı size tekrar
'güç ve kuvvet verdik', size mallar ve çocuklarla yardım ettik ve
topluluk olarak sizi sayıca çok kıldık”. (İsra Suresi, 4-6)

İsra Suresi'ndeki bu ayetlerde bildirildiği gibi, İsrailoğulları
yeryüzünde iki kez bozgunculuk çıkaracaklardır. Bunlardan ilk "bozgun
ve kibirli yükseliş"lerinin ardından, Allah onların üzerine güçlü bir
ordu gönderdiğini bildirmektedir. Gerçekten de, İsrailoğulları, Hz.
Yahya'yı öldürdükleri ve Hz. İsa'yı öldürmek için tuzak kurdukları
dönemin, yani kibirli yükselişlerinin ve bozgunculuklarının hemen
ardından, M.S. 70 yılında, Romalılar tarafından Kudüs'ten
sürülmüşlerdir. Kudüs'teki Hz. Süleyman tapınağı ise darmadağın
edilmiştir.

M.S. 70 yılında Filistin'den sürülmelerinin ardından Yahudiler tüm
dünyaya yayılmışlardır. Hz. İsa'nın katilleri olarak görüldükleri için
de, Avrupa'da bulundukları ülkelerde genellikle küçük görülmüş, zor
koşullar altında yaşamışlar, hatta çoğu zaman dinlerini gizlemek
zorunda kalmışlardır. Peygamber Efendimize bu ayet vahyedildiği zaman
da, Yahudiler bu zor koşullar altında yaşamaktaydılar ve bir devletleri
dahi bulunmamaktaydı. Ancak Allah ayetlerde İsrailoğullarına tekrar güç
vereceğini haber vermiştir.

Peygamber Efendimizin hayatta olduğu dönemde oldukça uzak ve zor bir
ihtimal olarak görünen bu olay, daha sonra tam olarak gerçekleşti.
Yahudiler, Filistin'e geri döndüler ve 1948 yılında İsrail Devleti'ni
kurdular. İsrail'in günümüzdeki siyasi ve askeri gücü ve etkisi ise
bilinen bir gerçektir.

Hani Peygamber, eşlerinden bazılarına gizli bir söz söylemişti. Derken
o (eşlerinden biri), bunu haber verip Allah da ona bunu açığa vurunca,
o da (Peygamber) bir kısmını açıklamış bir kısmını (söylemekten)
vazgeçmişti. Sonunda haberi verince (eşi) demişti ki: "Bunu sana kim
haber verdi?" O da: "Bana bilen, (herşeyden) haberdar olan (Allah)
haber verdi" demişti. (Tahrim Suresi, 3)

İsrailoğulları ile ilgili olan bu ayette ve diğer ayetlerde önemli olan
noktalardan biri, o dönemde imkansız görünen ve olmasına dair hiçbir
gelişme veya ipucu bulunmayan olayların, ileride gerçekleşeceğinin
haber verilmesidir. Elbette tüm bunlar Kuran'ın bir mucizesidir.

Bu ayette bildirildiği üzere, Peygamber Efendimiz hanımlarından
bazılarına bir sır vermiştir. Ancak onlar bu sırrı tutmayarak,
birbirlerine aktarmışlardır. Allah, Peygamber Efendimize, onların bu
tavrını bildirmiş ve aralarındaki gizli konuşmaları onlara haber
vermiştir. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz hanımlarına, aralarındaki
gizli konuşmayı bildiğini söylemiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.webyardim.org
 
Peygamberimizn Geleceğe Dair Verdiği ...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
XBOXCAFE OYUNCU TOPLULUĞU PLATFORMU( www.xboxcafe.com.tr ) 2008 - 2022 :: www.webyardim.org Forumu :: WEBYARDİM FORUMU İCİN TİKLAYİN :: Dini Bölüm :: Hz. Muhammed s.a.v Efendimiz ve Diğer Peygamberler-
Buraya geçin: