Mehmet Akif Ersoy'un sözünün eri bir insan olduğunu ve söz verdiği
için ölümden başka bir şeyin onu engellemediğini...Biliyor muydunuz?..
İstanbul Yeni Köyde oturan bir ahbabı ile öğleden bir saat önce
buluşmak için sözleştiklerinde, o gün yağmurlu ve fırtınalı bir gün
olupta her tarafı sel bastığı halde Mehmet Akif'in bin bir zorlukla
sırılsıklam bir vaziyette söz verdiği yere vaktinde geldiğini fakat
arkadaşının gelmemesi üzerine çekip gittiğini...
Ertesi gün özür dilemek için gelen arkadaşını dinlemeyip: "Bir söz ya
ölüm veya ona yakın bir felakette yerine getirilmezse mazur
görülebilir" diyip 6 ay o arkadaşı ile konuşmadığını...
Söz namustur.Kişi namusunu korumada ne kadar titiz davranırsa sözünü
tutmak konusunda da o kadar titiz olmalıdır.Söz vermeden önce iyi
düşünmeli, söz verdikten sonra yerine getiremem endişesiyle tir tir
titremeli.Şahsiyeti oturmuş insanlar söz ve sır konusunda her zaman
hassas davranmışlardır.Evet insan söz vermeli ama asla sözünde yalancı
çıkmamalı.Bediüzzaman'ın ifadesiyle "Yalan lafz-kafirdir"."Yalan kafir
sözüdür".Müslümana yakışmaz.
Rasulullah (s.a.v) buyurur:"Üç şey vardır ki, bunlardan biri kimde
bulunursa,namaz kılsa da, oruç tutsa da münafıktır.Konuşunca yalan
söyler,söz verince sözünde durmaz,kendisine verilen emanete hiyanet
eyler" Yine buyurdu: "Söz vermek borç gibidir.Kaçmamak lazımdır"
(Hasan-ı Basri)