Peygamberimiz (sav) gaybın bilgisinin
sadece Allah'a ait olduğunu açıklamıştır
Kuran'da "gayb" kelimesi, insanların bilmedikleri, görmedikleri gizli
olan şeyleri ifade etmek için kullanılmıştır. Örneğin gelecekte olacak
olan olaylar bizim için gayba ait bilgilerdir. Ancak geleceğe dair tüm
bilgiler, her insanın, her ülkenin, her binanın, her eşyanın geleceği,
her anıyla Allah Katında bilinmektedir. Peygamberimiz (sav)'e, gayb
bilgisinin sadece Allah'a ait olduğunu insanlara açıklaması şöyle
bildirilmiştir:
De ki: "Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin
gaybı O'nundur. O, ne güzel görmekte ve ne güzel işitmektedir. O'nun
dışında onların bir velisi yoktur. Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak
kılmaz." (Kehf Suresi, 26)
De ki: "Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilmez. Onlar ne
zaman dirileceklerinin şuuruna varmıyorlar." (Neml Suresi, 65)
De ki: "Şüphesiz Rabbim hakkı (batılın yerine veya dilediği kimsenin kalbine) koyar. O, gaybleri bilendir. (Sebe Suresi, 48)
Resulullah Efendimize zaman zaman gaybtan bazı şeyler sorulduğunda kendisi onlara şu cevabı verirdi:
"Bilmiyorum. Ben bir kulum; Mevlâm neyi bildirirse onu bilirim. Onun bildirmediğini bilemem..."39
Peygamberimiz (sav) insanlara, Allah'ın en gizli
konuşmaları dahi bildiğini hatırlatmıştır
Bazı insanlar bir kötülük düşündüklerinde ya da taraftarları olan
kişilerle bir kötülük planladıklarında, dedikodu yaptıklarında,
düzenler kurduklarında bunları insanlardan gizlediklerini zannederler.
Oysa Allah her insanın bütün düşündüklerini, aklından geçirdiklerini,
iki kişi arasındaki fısıldaşmaları, göklerde ve yerde olan herşeyi
bilir. İnsanın an an yaptığı herşeye şahittir. Ve her insan, gizli
gizli yaptığını veya konuştuğunu sandığı herşeyin hesabını ahirette
verecektir. Belki o kişi yaptığı o kötülük dolu konuşmayı unutacaktır,
ancak Allah insanların unuttukları herşeyi hesap gününde önlerine
getirecektir.
Peygamberimiz (sav) de bu konuya dikkat çekerek, insanları verecekleri
hesap için uyarmıştır. Bu konudaki ayetlerden bazıları şöyledir:
De ki: "Sinelerinizde olanı -gizleseniz de, açığa vursanız da- Allah
bilir. Ve göklerde olanı da, yerde olanı da bilir. Allah, herşeye güç
yetirendir." (Al-i İmran Suresi, 29)
De ki: "Benimle aranızda şahid olarak Allah yeter; kuşkusuz O, kullarından gerçeğiyle haberdardır, görendir." (İsra Suresi, 96)
Buna rağmen yüz çevirecek olurlarsa, de ki: "Size eşitlik üzere
açıklamada bulundum. Tehdit edildiğiniz (sorgu ve azab günü) yakın mı,
uzak mı, bilemem. Şüphesiz O, sözün açıkta söylenenini de bilmekte,
saklamakta olduklarınızı da bilmektedir." (Enbiya Suresi, 109-110)
De ki: "Siz Allah'a dininizi mi öğreteceksiniz? Oysa Allah, göklerde ve
yerde olanları bilir. Allah, herşeyi bilendir." (Hucurat Suresi, 16)