XBOXCAFE OYUNCU TOPLULUĞU PLATFORMU( www.xboxcafe.com.tr ) 2008 - 2022
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

XBOXCAFE OYUNCU TOPLULUĞU PLATFORMU( www.xboxcafe.com.tr ) 2008 - 2022

Hoşgeldiniz!, Misafir
5955 Gündür yayındayız Toplam Mesajınız: 16777215
 
AnasayfaXboxcafeAramaLatest imagesHtml Deneme AlanıKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
En son konular
» gamestockcity (instagram)
Taif Duası Icon_minitimetarafından Blackdream Ptsi Kas. 28, 2022 9:01 pm

» İngilizce Öğreniyorum Ders 5 (Bahar Şahin)
Taif Duası Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:22 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 4 (Bahar Şahin)
Taif Duası Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:20 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 3 (Bahar Şahin)
Taif Duası Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:17 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 2 (Bahar Şahin)
Taif Duası Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:14 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 1 (Bahar Şahin)
Taif Duası Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:12 am

» P1-P2 Kardeşlik Hesabi Anlatim
Taif Duası Icon_minitimetarafından Blackdream Paz Kas. 20, 2022 12:28 pm

» Oyuncu isimleri paylaşım alani
Taif Duası Icon_minitimetarafından Blackdream Paz Kas. 20, 2022 11:58 am

» PES 2015 SATİLİK VEYA TAKASLİK (100 TL)
Taif Duası Icon_minitimetarafından Blackdream Paz Kas. 20, 2022 11:47 am

» GAMEPASS 3 YILLIK ALMA TAKTİĞİ
Taif Duası Icon_minitimetarafından Blackdream C.tesi Kas. 12, 2022 11:01 pm

Kimler hatta?
Toplam 21 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 21 Misafir :: 1 Arama motorları

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 262 kişi Perş. Mart 29, 2018 2:45 pm tarihinde online oldu.
Veterans FC
Taif Duası Img-2010

 

 Taif Duası

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Blackdream
Yönetici
Yönetici
Blackdream


Erkek
Zodyak : Akrep
Mesaj Sayısı : 56296
Yaş : 35
Nereden : Bursa
İş : Makine Teknikeri
Kayıt tarihi : 24/01/08
Rep Puanı : 28
Rep Puanı : 232054

Taif Duası Empty
MesajKonu: Taif Duası   Taif Duası Icon_minitimeCuma Mayıs 30, 2008 12:45 am

"Taif
Duası” bir dinin mübelliğinin en zor şartlarda, belki bir tıkanma
anında bile ana misyonundan kopamayacağı gerçeğini sergileyen bir tarih
notu... Bir siyer-i Muhamedi harikası...


Hatırlayalım:
Mekke’de
Muhammed Mustafa’nın (s.a.) hüzün senesi... En yakınları irtihal-i
dar-ı beka eylemiş... Sevgili eşi Hatice, en zor günlerinde sırtını
dayadığı amcası göçmüş.

Baskılar artmış, Mekke daralmış...
Taif
Mekke’ye iki günlük mesafede bir yerleşim merkezi... Oraya gitse, acaba
bir nefes alma imkanı bulabilir mi? Mukaddes emaneti taşıyacağı bir
yürek çıkar mı karşısına?

Taif...Eşrafın kapısı çalınıyor. Bir yürek aranıyor...
Yok... Üstelik alay var, aşağılama var, hatta öfke var...
Sonra ayak takımını örgütleyip O güzeller güzelinin üstüne sürme var...
Yollarda taş sağnağı...
Nereni
savunacaksın... Baş, göz, beden... Bir Peygamber kan revan içinde
kalıyor. “Ayakkabıları kanla dolmuştu” diye yazıyor tarih kitapları...

Zulmün, barbarlığın, acımasızlığın uç noktası...
Şu dua o ana ait:
“Allahım,
Güçsüz ve çaresiz kaldığımı, halk nazarında hor görüldüğümü ancak sana arz ve şikayet ederim.
Ey
merhametlilerin merhametlisi, her kesin zayıf görüp de dalına bindiği,
biçarelerin Rabbi Sensin. Sensin Rabbim benim. Beni kime bıraktın!
Huysuz ve yüzsüz yabancıya mı, yoksa bu işimde bana hakim olacak
düşmana mı?

Allahım!
Eğer
bana karşı gazaplı değilsen, çektiğim mihnetlere, belalara hiç
aldırmam. Fakat senin esirgeyiciliğin bunları göstermeyecek kadar
geniştir.

Allahım,
gazabına uğramaktan, rahmetinden uzak kalmaktan, karanlıkları
aydınlatan, dünya ve ahireti salâha kavuşturan ilâhi nuruna sığınırım.
Rızanı dilerim. Sana iltica ederim. Bütün kuvet, her kudret ancak
Sendendir, Ya Rabbi!”

Bu duayı yaptı...
Bir bağ evine sığınmıştı.
O gün bir başka şey daha oldu. Onu Hazreti Aişe’den dinleyelim:
Bir
gün “Uhud savaşından daha fazla daraldığın gün oldu mu?” diye soruyor
Allah Rasûlune... Uhud, varoluş – yokoluş berzahı gibi bir ortam...
Allah Rasulü’nün yaralandığı bir ortam... İslam’ın dağ gibi
yiğitlerinin, Rasulullah’ın amcası Hamza gibi, Medine’ye İslâm nurunu
taşıyan Mus’ab gibi yıldızların söndüğü bir ortam... Acaba ondan zoru
yaşanmış mıydı?

Allah Rasulü işte bu Taif darlığını hatırlıyor:
-
Kureyş’ten gördüğüm baskı üzerine Taif’e gitmiş, korunmamı İbnu Abdi
Yalil’e teklif etmiştim. Yanaşmadı. Ben de kederli ve elemli bir halde
Mekke’ye dönmüştüm. İşte bu dönüş esnasında “Karn-ı Sealib” mevkiine
gelince, başımı kaldırıp gök yüzüne baktım. Bir bulutun beni
gölgelendirdiğini gördüm. Buluta dikkatlice baktığımda içinde
Cebrail’in bulunduğunu farkettim. Cebrail bana:

“Ya
Muhammed, Allah, kavminin dediklerini işitti. Seni korumaktan
çekindiklerini gördü. Allah sana şu dağlar meleğini gönderdi,
emrindedir. Kavmin hakkında ne yapılmasını dilersen, emredebilirsin.”
dedi.

Bunun üzerine dağlar meleği seslenip bana selam verdi ve sonra:
-Ya
Muhammed, Cebrail doğru söyledi. Ne emredersen yerine getirmeye hazırım
ben. Eğer Ebu kubeys ve Kaynakan denilen şu iki yalçın dağın Mekkeliler
üzerine çökerek birbirine kavuşmasını (ve müşrikleri topluca yok
etmesini) dilersen (onu da emret), dedi.

Ben şöyle cevap verdim:
-(Hayır
bunu istemem.)Ben Allah’ın, bu müşriklerin soyundan yalnızca Allah’a
ibadet eden ve O’na hiçbir şeyi eş - ortak koşmayan tevhide gönül
vermiş (muvahhid) bir nesil getirmesini dilerim. (Buhari, Bed’ül halk,
7 – Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan’ın Peygamberler ve Tevhid Mücadelesi
isimli kitabından naklen, c. 3, s. 182)

Uhud’dan daha zorlu bir gün ve o günün Peygamber lisanına yansıyan duası...
“Kahrolsunlar” değil, “kendileri tevhidle buluşup kurtulamasa bile nesilleri kurtulsun!”
İslam’ın
insanla buluşma cehdinde, yani tebliğde Peygamber tavrı bu. Sünnetin
hayatın her safhasını kuşatan rahmet boyutunda temel çizgi bu...

Bir
temel çizgi, arızı bir tercih değil. Çünkü böyle zor zamanların
tercihi, eğer insanın nefsine bırakırsanız sadece öfke, intikam ve
boğazlaşma olur... “Ne olursa olsun” dedirtir nefis böyle zamanlarda
insana...

Bundan
ancak, nefsini bir ebedi misyonun çerçevesinde terbiye edenler –
terbiye edilenler korunur. Peygamber odur, Hazreti Muhammed –sallalahü
aleyhi ve sellem- o ebedi misyonun bayrak taşıyıcısıdır.

3)[/size]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.xboxcafe.com.tr
Blackdream
Yönetici
Yönetici
Blackdream


Erkek
Zodyak : Akrep
Mesaj Sayısı : 56296
Yaş : 35
Nereden : Bursa
İş : Makine Teknikeri
Kayıt tarihi : 24/01/08
Rep Puanı : 28
Rep Puanı : 232054

Taif Duası Empty
MesajKonu: Geri: Taif Duası   Taif Duası Icon_minitimeCuma Mayıs 30, 2008 12:45 am

Bu
ebedi misyonu yürek kıvamı haline getirenlerdir ki, nefsi sedlere, onun
ortaya çıkaracağı her türlü dirence, karşı koymaya, hatta gaddarlaşmaya
rağmen, insana ulaşmanın zaruretini bilir, idrak eder ve ona göre
kişilik kuşanır.

Onun için “kahır” yerine “kurtuluş” dilemek arızi, sun’i bir davranış değildir. Misyonun en zaruri gereğidir.
Misyon,
İslâm’ı insanla – insanı İslâm’la buluşturmaktır. Misyon, insanın
Rabini - Yaratıcısını tanımasına rehberlik etmektir. Onun için insan
yaşamalı ki hep fırsatı olsun Rabbi ile buluşmak için, Yaratan’ını
tanımak için. Çünkü “doğan her gün insan için bir ümit demektir”
misyonu idrak hedefinde...

Allah’ın
insanoğluna İslâm’ı temel hayat çerçevesi olarak göndermesinin özünde
de kahır değil kurtuluş ve rahmet vardır. Bütün Peygamberler İslâm’la
gelmişler... Son Peygamber’le gelen Kitab-ı Kerim, önce geçen bütün
ilâhi mesajlara sahip çıkmış...

İslâm, Yaratıcı’nın insanoğluna verdiği yol haritası olmuş... Yaratıcı insan için İslâm’ı seçmiş...
Kitab-ı
Kerim’in bildirdiğine göre melekler Yaratıcı’ya “Yeryüzünde fesad
çıkaracak ve kan-lar dökecek bir varlık mı yaratacaksın?” diye
soruyorlar... (Bakara, 30)

Allah “Siz bilmezsiniz, ben bilirim” diyor meleklere insanı yaratırken... İnsana “din” diye bir yol haritası veriyor.
İnsanın içinde bulunan “kan dökücülük – fesad çıkarıcılık” potansiyelini, kendi haline bırakmıyor.
Ayrıca o potansiyellere gün yüzüne çıkma imkanı verecek, besleyecek bir yol haritası değil Yaratıcı’nın verdiği... Din o değil.
Eğer
hiç yol haritası verilmeseydi olmazdı, başıboş bırakılması anl-----
gelirdi bu, insanın, eğer insanın kan dökücülüğünü özendiren, hatta
belki sadece serbest bırakan bir yol haritası verseydi, yeryüzü
mezbahaya dönerdi.

Oysa
Yaratıcı hem “din” veriyor hem de “İslâm” gibi bir din veriyor yol
haritası olarak.... “Topluca silm iklimine girin” (Bakara, 208)
çağrısını yapıyor. “İslâm’dan başka din - yol haritası aramayın” (Al-i
İmran, 85) diyor.

İslâm:
silm, selm kökünden gelen bir kelime. Kelimenin bütün anlamlarında
barış, güven, huzur, selâmet muhtevası var. “İslâm ol, kurtul” diyor
Peygamber aleyhisselam, taa Bizans Kralına yazdığı mektupta...

O bir rahmet peygamberi...
“Alemlere rahmet...” Sadece Mekke’ye, Arap toplumuna değil... Ulaştığı yere “rahmet” taşımakla donatılmış onun yüreği...
İnsanına
her işe başlarken “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla” başlamayı
öğretiyor. O’nun bütün misyonu, insanı İslâm’la, yani barışla, güvenle,
sulh, selametle buluşturmak...

İnsanı yokettiğinde hiçbir şeyle buluşturmanın mümkün olmadığı açık olduğu için, yoketmenin O’nun misyonu ile alâkası yok.
O diriltmek üzere gelmiş...
“Allah
ve Rasulü, sizi, size hayat verecek şeye çağırdığında o çağrıya
uyun...” (Enfal, 24) diyor O’nun Kitabı... Çağrı “diriltici” bir
çağrı... “Ey Ali, senin elinle bir kimsenin İslâm’la buluşması senin
için dünyanın her türlü zenginliğinden daha değerlidir” diyor Hazreti
Ali’ye... Bir insanın “İslâm’la buluşması”, bir “sayı çoğalması, tebaa
büyümesi” demek değil O’na göre... O, asla bununla ilgili değil. O
dünya iktidarı peşinde değil. “Dünya ile ilişkisini bir ağaç altında
gölgelenip giden insanın hali”ne benzeten bir insanın, dünya hesabı
olur mu? “İslâm’la buluşmak” insan için, yaratılış gayesiyle buluşmak
demek. Gerçekten insan olmak demek. “Kan dökücü ve fesad çıkarıcı”
eğilimleri terbiye edip, Yaratıcı’nın “halifem” diye onur - izzet
bahşettiği bir varlık haline dönüşmek demek.

İslâm,
insanlar olarak bir arada yaşamanın gerektireceği en sert cezalarda
bile “hayat” arar, ölüm, yokedicilik değil.En uç cezalar bile sulhla,
selametle, barışla, hayatla bir ilişkisi varsa anlamlıdır, insanın kan
dökücülük damarını besleyenler İslâm’ın ceza hukukunun dışındadır.

Cihad,
bir kan dökücülük tatmini değildir, asla, bir iktidar alanı
genişlemesi, İstanbul Fatihi Muhammed Han’ın unutulmaz ifadesiyle “Kuru
kavga ve cihangirlik davası” değildir. Çünkü bu “dünya iktidarını bile
Allah’a kulluk için vesile addeden” (Hacc, 41) İslâm’ın ruhuna aykırı
olurdu.

Onun
için kızgın savaş ortamında bile insanlara İslâm’la buluşma fırsatı
verilmesi öngörülmüş, savaşçıların bu hassasiyeti unutmamaları
tenbihlenmiş, bunda gaflet edilip, “lâilahe illallah” diyen bir insanın
öldürülmesi en büyük Peygamberi muahezeyi mucip olmuştur.

Onun
için, İslâm güçsüz zamanlarda barış, güven isteyip, güçlü zamanlarında
zorbalaşmaya izin veren bir disiplin değildir. İslâm bütün zamanlarda,
bütün yer yüzünde ve bütün insanlara sulh, barış, güven getirmeyi
amaçlar.

Çünkü İslâm, Yaratıcı’nın insan ve evrenle ilgili iradesinin bir boyutudur.
Ve
Yaratıcı yer yüzünü fitne - fesad ortamı olsun diye değil, İslâm’ın
evrensel barışına tanık olsun diye var kılmıştır. “En güzel davranış”
(Mülk, 2) sınavına sokuyor Yaratıcı insanı, hem de neredeyse bir hayat
misyonu çerçevesinde...

Taif duasını bir kere de böyle okumak var Müslüman için, başkaları için...
İslâm’ın
hayat bahşedici misyonunun hayat bulması için Müslüman’ın İslâm’ı bu
hüviyetiyle içselleştirmesi gerektiği açık. Her anlamda damarınıza
basıldığı –mazlumiyetin tüm İslâm dünyasını kasıp kavurduğu- bir
zamanda, insan için dua edebilmek, onun Yaratıcı ile irtibatını
yenilemesi için yakarmak, bu, kolay kazanılacak bir iç disiplini
anl----- gelmiyor... Öfkeleri yenebilmek, gayzları, kinleri yutabilmek,
ve tüm duvarları aşıp dua edebilmek...

“En mazlum” zamanlarda Hazreti Peygamber’in “en mazlum” zamanındaki bu sünnetini hayat disiplini yapabilmek...
Müslüman
olmak bazan çok sade, suyun akışı kadar kolay, bazan çok çetin bir
kalbi disiplin demek... (Mazlumiyeti tevhid duası ile aşmayı
başarabilenlere Mirac ikram ediliyor, unutmamak lazım. Mirac Taif
daralmasının tesellisidir.)

Ve
İslam dışından İslam’ı doğru okuyabilmek için onun Peygamberi
(s.a.)’nin “Taif duası”ndaki insanı sımsıcak kuşatan kalbi vüs’atini
derinliğini, enginliğini- anlamak...

Allah
Rasulü’nün Taif’i aşan “Rabbim, tevhidle buluştur” duası tüm nesilleri
içine alıyor: Kahır duygularından kurtulup O’nun duasına amin
diyebildiğimiz takdirde neden bize de Mirac yücelişleri armağan
edilmesin...

[size=12](Ahmet Taşgetiren, Altınoluk Dergisi Yıl: 2004 - Ay: Ocak Sayı: 215 - Sayfa:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.xboxcafe.com.tr
Rest-007
Süper Moderatör
Süper Moderatör
Rest-007


Erkek
Zodyak : Yengeç
Mesaj Sayısı : 2112
Yaş : 48
Nereden : Bursa
İş : Teknisyen
Kayıt tarihi : 10/03/08
Rep Puanı : 1
Rep Puanı : 305

Taif Duası Empty
MesajKonu: Geri: Taif Duası   Taif Duası Icon_minitimeSalı Ocak 27, 2009 3:28 pm

paylaşımın için teşekkürler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.forum.webyardim.org
Blackdream
Yönetici
Yönetici
Blackdream


Erkek
Zodyak : Akrep
Mesaj Sayısı : 56296
Yaş : 35
Nereden : Bursa
İş : Makine Teknikeri
Kayıt tarihi : 24/01/08
Rep Puanı : 28
Rep Puanı : 232054

Taif Duası Empty
MesajKonu: Geri: Taif Duası   Taif Duası Icon_minitimePerş. Ocak 29, 2009 5:50 pm

recalar
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.xboxcafe.com.tr
 
Taif Duası
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
XBOXCAFE OYUNCU TOPLULUĞU PLATFORMU( www.xboxcafe.com.tr ) 2008 - 2022 :: www.webyardim.org Forumu :: WEBYARDİM FORUMU İCİN TİKLAYİN :: Dini Bölüm :: Hz. Muhammed s.a.v Efendimiz ve Diğer Peygamberler-
Buraya geçin: