XBOXCAFE OYUNCU TOPLULUĞU PLATFORMU( www.xboxcafe.com.tr ) 2008 - 2022
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

XBOXCAFE OYUNCU TOPLULUĞU PLATFORMU( www.xboxcafe.com.tr ) 2008 - 2022

Hoşgeldiniz!, Misafir
5952 Gündür yayındayız Toplam Mesajınız: 16777215
 
AnasayfaXboxcafeAramaLatest imagesHtml Deneme AlanıKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
En son konular
» gamestockcity (instagram)
eFendimize mekTup Icon_minitimetarafından Blackdream Ptsi Kas. 28, 2022 9:01 pm

» İngilizce Öğreniyorum Ders 5 (Bahar Şahin)
eFendimize mekTup Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:22 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 4 (Bahar Şahin)
eFendimize mekTup Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:20 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 3 (Bahar Şahin)
eFendimize mekTup Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:17 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 2 (Bahar Şahin)
eFendimize mekTup Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:14 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 1 (Bahar Şahin)
eFendimize mekTup Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:12 am

» P1-P2 Kardeşlik Hesabi Anlatim
eFendimize mekTup Icon_minitimetarafından Blackdream Paz Kas. 20, 2022 12:28 pm

» Oyuncu isimleri paylaşım alani
eFendimize mekTup Icon_minitimetarafından Blackdream Paz Kas. 20, 2022 11:58 am

» PES 2015 SATİLİK VEYA TAKASLİK (100 TL)
eFendimize mekTup Icon_minitimetarafından Blackdream Paz Kas. 20, 2022 11:47 am

» GAMEPASS 3 YILLIK ALMA TAKTİĞİ
eFendimize mekTup Icon_minitimetarafından Blackdream C.tesi Kas. 12, 2022 11:01 pm

Kimler hatta?
Toplam 24 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 24 Misafir :: 1 Arama motorları

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 262 kişi Perş. Mart 29, 2018 2:45 pm tarihinde online oldu.
Veterans FC
eFendimize mekTup Img-2010

 

 eFendimize mekTup

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Blackdream
Yönetici
Yönetici
Blackdream


Erkek
Zodyak : Akrep
Mesaj Sayısı : 56296
Yaş : 35
Nereden : Bursa
İş : Makine Teknikeri
Kayıt tarihi : 24/01/08
Rep Puanı : 28
Rep Puanı : 232054

eFendimize mekTup Empty
MesajKonu: eFendimize mekTup   eFendimize mekTup Icon_minitimeCuma Mayıs 30, 2008 12:46 am

Haddimiz Olmayarak Hoşgörü ve Şefaatlerine SığınarakPeygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem’e) Mektup!
Rahman ve Rahîm Olan Allah’ın Adıyla…
Bizleri Müslüman olarak yaratan, Peygamber ve Sahabe sevgisiyle
donatan; Gül Peygambere gönül vermiş, gönül ehli Müslümanlarla
tanıştırıp kaynaştıran, Rabbimize hamd olsun (c.c.)-..
Yoluna kurban olduğumuz, hayatına hayran kaldığımız, her şeyini örnek
alma çabasına girdiğimiz, Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve
sellem)’e, O’nun etrafında pervane dönen, Âl ve Ashabına, Etbâına
(r.a.) ve onların nurlu ve onurlu yollarını yol edinme gayretinde
olanlara da, salât ve selâm olsun. Salât ve selâm olsun…

Bismillah…
Allah’ın adıyla…
Nasıl başlasak bilemiyoruz…
Bütün bedenimiz ve çırpınan yüreğimizle beraber, ellerimiz de titriyor.
Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’e mektup yazmak ha!..
O nerede, biz nerede?
Fakat başladık işte…
Yıllardır bunun hayaliyle ve alt yapısını oluşturmayla geçti günlerimiz.
Senelerdir bunun için çalışıp çabalıyoruz biz!
Peygamber Efendimiz ve sevgili Ashâbıyla aynı frekansta buluşmak için, akıl almaz işlere giriştik.
Hem, öyle bir çağda yaşıyoruz ki, herkes birbirine en modern iletişim
araçları ile çeşitli yazılar yazıyor, süslü püslü nice mesajlar
gönderiyorlar.
Birbirlerini sevenler, bu yolla yazışıyorlar artık…
Nice zamandır, biz de Peygamber Efendimize yazmak istedik.
Uzun bir düşünce döneminden sonra, ancak şimdi yazma cesareti gösterebildik…
Yazmaya başladık ama, nasıl göndereceğimizi bilemiyoruz.
Hele bir yazalım da, gerisine Allah kerîm.
Yazmasına yazacağız da, ne yazacağız ve ne yüzle yazacağız acaba?
Utandırma Allah’ım!
Utandırma Rabbim!
Peygamber Efendimize yazıyoruz biz…
Utandırma Rabbim.
Utandırma Allahırn!..
O’nun muhabbeti sarıp sarmaladı çünkü bizi…
Ey Peygamber!
Peygamberimiz.
Efendimiz!..
Mektubumuza başlarken, öncelikle kalbî selâm ve sonsuz hasretlerimizle
beraber, en derin muhabbetlerimizi iletir, böylesine bir hareketimizden
dolayı hoşgörülerine sığınırız.
Şanına layık olmayacak belki ama, Sana yazıyoruz bu mektubu yâ Rasûlallah!
Çünkü seviyoruz Seni ey Can…
Sonsuz muhabbetimizin deryasıyla, Siz değil de, Sen diye hitap edeceğiz.
Tekrar hoşgörü ve şefaatlerine sığınıyoruz ey Can…
Salât ve Selâm olsun Sana ey Gül yüzlü, Gül Peygamber…
Her şey Seninle başlar yâ Rasûlallah ve yine her şey Seninle biter…
Çünkü, her şeyi Allah’tan getiren Sensin.
Çünkü Sen, Allah tarafından “Âlemlere rahmet olarak gönderilen”sin. (Enbiya, 107). Sen Allah’ın Rasûlü’sün…
Her şeyin başında Sen varsın yâ Rasûlallah; her şeyin sonunda da yine Sen…
Çünkü yüce Allah, Senin hakkında şöyle buyurdu;
“…Peygamber size ne verirse onu alın; neden sakındırırsa, ondan da sakının, uzaklasın…” (Haşr, 7).
Her şey Seninle anlam kazanır yâ Rasûlallah; Sensiz ise, anlamlı gibi görünen her şey anlamını yitirir.
Gel ey Can!
Gel ey Nur!
Hayatımıza gel, aşkımıza gel…
Kararmış dünyamıza gel…
Gel ki, aydınlansın her yer
Gel ki, çekip gitsin zulmet.
Gel ey Gül!..
Dikenliklerimize gel.
Gel ki, kurtulalım sivri dikenlerin istilâsından.
Gel ki, Güle yönelelim biz de.
Gel ey Gül!
Gel artık!..
Gönder Rabbim, Gülümüzü gönder bize…
Gül, Peygamberdir…
Gülün her yaprağı da bir Sahabe…
Gül, İslâm’dır…
Gül, huzur ve mutluluktur…
Gül kokusu, Peygamber kokusu, dokusu da sevgi ve muhabbettir…
İşte bütün bunlar, bir bütün olarak sadece ve sadece sensin yâ Rasûlallah!..
Öyleyse gel ey Gül!
Gel ey Can!
Gönder Rabbim, Gülümüzü gönder artık bize…
Gönder ki, kurtulalım sivri dikenlerin istilasından…
Gel artık, gel ve şefaat et ey Can!..
Ya Rasûlallah!
Seni keşfedeli yıllar oldu belki, ama, Sana yazabilme cesaretini ancak şimdi bulabildik.
Seni keşfedeli yıllar oldu dedik.
Ama mektubumuzun hemen başında, üzülerek belirtelim ki, Seni keşfedemeyenler yine çoğunlukta yâ Rasûlallah!
Keşfettiklerini, tanıdıklarını, bildiklerini zannedenler de, kupkuru bilgiye sahipler sadece.
Hissiz, sevgisiz, muhabbetsiz, aşksız… Tanımıyorlar Seni ya Rasûlallah! Tanıyamamışlar…
Bunun için utanmaları gerekirken, kendilerinde hiçbir eksiklik de hissetmiyorlar.
“Peygamberimiz ve Ashabı hakkında ciddî olarak kaç eser okudunuz?” diye sorduklarımız, bir acayip bakıyorlar bize.
“Seven insan, sevdiğini anlatan eserleri okumaz mı hiç?” diyoruz, yine ses çıkmıyor…
Fakat, Senin böyle kuru eleştirilerden de hoşlanmadığını biliyoruz biz.
Buna rağmen, Seni doğru dürüst tanımayanlara nasıl tanıtacağımızın derdine düştük.
Hani Sen, mesajı ilk açıkladığında, alay etmişlerdi ya Seninle; şimdi
de, her yerde olmasa bile, bazı yerlerde Seni ve sevgili Ashabını
günümüze taşımaya çalışanlar aynı duruma düşüyorlar yâ Rasûlallah…
“O devir geçti artık!” diyorlar…
“Sen çağımıza gel, çağımıza” diyorlar…
“O’nun yaşadığı toplum ile şimdiki toplum hiçbir benzerlik göstermez” diyorlar.
Bütün bunları yazdığım için üzülme sakın yâ Rasûlallah!..
Ama ne yapalım ki, gerçek bu.
Aslında, içinde bulunduğumuz olumsuzlukları birer birer yazıp şikâyet edecektim Sana yâ Rasûlallah!
Fakat Seni üzmekten korktuğum için vazgeçtim bütün bunlardan.
Yeter ki, Sen üzülme ey Allah’ın Rasûlü!.. Yâ Rasûlallah!
Müslüman olmaya ve Müslüman kalmaya karar verme aşamasında olan, o kadar çok kararsızlar var ki!
Onlara nasıl yardım edeceğimizi de tam olarak bilemiyoruz.
Ne yapalım ki, anlayış ve hoşgörü sürekli bizden bekleniyor.
Yani hep tek taraflı.
Bizler de, “Bilimsellik” adına, ne uçurumlara yuvarlandık yâ Rasûlallah!..
Panel, Seminer ve Konferans gibi bilimsel tebliğlerin yanında, akademik
çalışmalarda da, Seni temel dayanak olarak gösterdik sadece.
Yani bir nevi anlatılan ve yazılan çalışmalarda referans göstermek!
Hayatımıza aktarmak için değil maalesef!..
Senin ve sevgili Ashabın hakkında neler konuşup yazdık bilimsellik adına…
İyi de, bu işin sonu nereye varacak; hiç düşündük mü?
Kıyamet günü nasıl bakacağız mübarek Gül yüzüne bilmem ki!..
Fakat yine de, her şeye rağmen, Seni tanımak, Sana ulaşmak ve Seni sevmek en büyük arzumuzdur bizim.
Yüce Allah’a hamd olsun ki, bütün olumsuzluklara rağmen Seni
hissediyoruz artık. Bütün engellere rağmen de, Sana ulaşma çabasındayız.
Gönlümüzün, evimizin, her şeyimizin baş konuğu, hep Sensin artık yâ Rasûlallah!
Hep Sensin…
Sürekli davet ediyoruz Seni.
Gelir misin evimize…
Gel artık ey Gül!
Gel artık ey Gül yüzlü Gül Peygamber…
Gönder Rabbim, gönder artık Gülümüzü…
Mektup yazıyoruz biz; Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’e mektup yazıyoruz.
Peygamberimize… Efendimize yazıyoruz biz! Öyleyse çekilin aradan. Bizi
O’nunla baş başa bırakın. Peygamber Efendimize yazıyoruz biz. O’na
yazıyoruz; O’na… Can Efendimize…
Bir mektubun değeri, yazıldığı kişi ve olayla doğru orantılıdır.
Mektubun önemi, muhtevası, muhabbeti o nispette artar veya azalır.
Dünya üzerinde, Senden daha üstün bir insan var mı ki yâ Rasûlallah!
Senin üstünlüğün, insanlar arasında tartışılamadığı gibi, yüce Allah
da, Seni, her yönden üstün vasıflarla yaratıp donattığını, beyan
buyuruyor.
Sen bizim Peygamberimizsin, Canımız; Gülümüz-sün…
Gel artık ey Gül yüzlü Gül Peygamber… Gönder Rabbim, Gülümüzü gönder
artık bize… Sana yazmak; yazabilmek! Cür’etimizi hoş gör ey Nebi!
İçimiz içimizi yakıp kavururken, Sana olan muhabbetimiz bizi böyle bir teşebbüse götürdü…
Neden mektup mu diyorsun yâ Rasûlallah?
Senin hakkında şimdiye kadar çok şey yazıldı çizildi.
Hayatın, faaliyetlerin, savaşların, yönetim biçimin yazıldı…
Senin için nice naatlar, münacaatlar yazıldı… Daha çok şey yazıldı Senin için.
Fakat bilebildiğimiz kadarıyla mektup yazılmadı hiç, veya yazılamadı.
Belki yazıldı da bunları yazan sevdalı kalemler, çıkmadılar piyasaya, çıkamadılar belki de.
İşte bunun için, biz de oturup mektup yazmak istedik Sana.
Dünya üzerinde hayatı ve faaliyetleri hakkında en çok yazılan ve konuşulan Sensin yâ Rasûlallah!
Bütün bunların yanında, biz de mektup yazarak ulaşmak istedik Sana.
Çünkü, Seni okuyup tanıdıkça, inanç ve hayranlığımız arttıkça,
hayatındaki pırlantaları, hayatımıza gergef gergef işlemeye çalıştıkça,
doğdu böyle bir düşünce.
Sana yazmak istedik. Ulaşmak istedik Sana. Tanışmak istedik yakınca.
Böylesine bir davranışımızın hükmü üzerinde düşünmedik belki, ama, daha samimi oluruz diye düşündük bunu.
Belki daha çok örnek alırız Seni.
Belki böylece Seninle ulaşırız Sana.
Bunun için sarıldık kâğıt kaleme.
Yazmak istedik Sana.
Kırık dökük, bölük pörçük de olsa, şefaat ve hoşgörülerine sığınıp Sana mektup yazıyoruz yâ Rasûlallah!..
Salât ve Selâm gönderiyoruz bununla Sana. Alır mısın bilmem ki!
Alıp cevap verme lütfunda bulunur musun yâ Rasûlallah?..
“Ümmetim” der misin bize de!
Şefaat eder misin kıyamet gününde!
“Bunu tanıyorum ben Rabbim !” der misin o gün!
“Bu sürekli Beni anmıştı, Beni konuşmuş, Beni örnek almaya çalışmış,
Beni herkese tanıtma aşkına düşmüş ve en sonunda da, mektup yazmıştı
Bana. Ben bunu tanıyorum Rabbim!” der misin?
Dersin değil mi yâ Rasûlallah!
O gün imdadımıza yetişir misin bizim?
Yetiştir Rabbim, o gün de imdadımıza yetiştir Gülümüzü!..
Gülümüzü yetiştir Rabbim… Yâ Rasûlallah!
Herkes sevdiğini anar, sevdiğine yazar, sevdiğini yazar…
Bizim de sevdiğimiz Sensin yâ Rasûlallah! İşte bunun için sarıldık
kâğıt kaleme. Binlerce Salât ve Selâm olsun Sana ey Can! Ey Gül yüzlü
Gül Peygamber…
“O’nun ahlakı Kur’ân idi” buyuran sevgili Hz. Âişe annemiz, dikkatlerimizi Seninle beraber Kur’ân-ı Kerîm’e de çekmişti.
“Benim sünnetime uymayan Benden değildir”
buyruğun, bizi tiril tiril titretiyor yâ Rasûlallah!
“Benim sünnetime uymayan Benden değildir” buyurmuştun…
Senin sünnetine uymak!..
Bir şeyi, Sen yaptığın için yapmak!
İtiraz etmeden, tenkit bataklığına düşmeden, benlik uçurumuna yuvarlanmadan…
“Bu niçin böyle, şimdi böyle olur mu, bilimsellikle bağdaşır mı?” diyerek, zaman öldürmeden…
Senin dediğini yapmak! Yaptığını yapma aşkına düşmek…
Sırf Sen buyurdun diye, sırf Sen yaptın diye yapmak.
Kapışmak mübarek sözlerini… Koşmak mübarek izinden… Teslimiyet bu olsa gerek! Sünnetine uymak bu olsa gerek!
Senden taraf olmak da yine bu olsa gerek… Körü körüne bağlılıktan
bahsetmiyoruz biz. Aşktan bahsediyoruz. Sevdadan bahsediyoruz.
Muhabbetten bahsediyoruz. Gönülden bahsediyoruz. İman ve amelden
bahsediyoruz. Bir insan, birini sevdiğinde, her şeyine taşır onu.
Yemesine-içmesine, yatmasına-kalkmasına… Hayatının her safhasına
taşıyarak, onunla aynîleşme sürecine girer.
Onsuz olamama derdine düşer.
Onsuzluğu düşünemez bile.
Her şeyi ve her şeyini onunla düşünür…
O Sensin yâ Rasûlallah!
Bizim her şeyimiz Sensin!
Her şeyimiz Sen!..
Gönüller Sultanı Efendimiz!
Her şeyimiz ancak Seninle aydınlıktır bizim.
Sensiz ise karanlık; kapkaranlık…
Ey Peygamber!
Sen olmayınca hiç bir şey olmuyor.
Her şeyimiz kararıyor Sensiz.
Öyle ki, Sen olmayınca, günlük güneşlik gündüzlerimiz bile karanlık, kapkaranlık oluyor.
Can Efendimiz! (sallallahu aleyhi ve sellem) Sana karşı son derece mahcubuz. Utancımız çok büyük.
Doğru dürüst tanıyamadık Seni. Tanıyamayınca da, tanıtamadık tabiî.
Örnek alamadık, örnek de olamadık… Kalplere girmenin yolu, Seni
kalbimize almaktı.
Seni kalbimize alamayınca, sunamadık diğer kalplere de…
Her şeyin başı Seni sevmektir Efendimiz. Sevdalanmaktır Sana… Yanıp tutuşmaktır!
Eğer tam anlamıyla sevebilseydik Seni, sevdalana-bilseydik Sana, bugün bu hallerde olmayacaktık.
Her birimiz birer sevda çağlayanı gibi, akıp gelecektik Sana yâ Rasûlallah!
Kuşanacaktık Kur’ân ve Sünnet’i. Şekillenecektik o seçkin Ashabın gibi… Ama olmadı ey Nebi! Olmadı.
Aramıza girdiler… Engeller koydular, aşılmaz. Yollar koydular, ulaşılmaz. Dağlar koydular, geçilmez…
Biz, Seni, Senin istediğin gibi tanıyıp severek, bütün hayatımıza örnek alamadık.
Bu dünyada Seninle olamazsak eğer, yarın âhirette halimiz n’olur bizim?
Yarın mahşerde Sensiz kalırsak halimiz n’olur bizim ey Gül yüzlü Gül Peygamber?..
Ey Can Efendimiz!
Her şeye rağmen, gönlümüz Sende bizim.
Hatalarımızla, sevaplarımızla seviyoruz Seni ey Nebi!
Fakat eksiklerimiz, kusurlarımız çok olduğu için, tümüyle tecelli etmiyorsun gönlümüzde.
Tümüyle gelmiyorsun hayatımıza. Girmiyorsun rüyalarımıza her gece.
Ara sıra da olsa, rüya aleminde bizleri şereflendirdiğin zaman, o günlerimiz ve hatta o aylarımız dolu dolu, dopdolu geçiyor.
Ne olur gel artık!
Düşlerimize gel…
İşlerimize gel…
Aşlarımıza gel…
Bunlara gelirsen aşklarımıza da gelmiş olursun.
Gel ki, ibadetlerimiz rayına otursun.
Gel ki, sevdamız gerçek aşka erişsin.
Gönder Rabbim, gönder artık Gülümüzü…
Bekliyoruz ey Nebi!
Senin hasretinle yanan, nice bağrı yanık âşıkların var…
Senin için bestelenen yepyeni “Taleal Bedru Aleyna”ların var…
Gel artık!..
İşimize, aşımıza, aşkımıza, içimize gel…
Çünkü biz de Sana gelmek istiyoruz ey Gül; gelmek istiyoruz Sana… Ey Can!
Yıllar yılı, salât ve selâm ile çalıp duruyoruz kapını. Salât ve selâm ile kurmak istiyoruz gönül irtibatımızı.
Bundan dolayı, Sana gönderdiğimiz salât ve selâmların sımsıcak
gölgesinde, Güllerle bezeli, aydınlık dualarımızın nuruyla yöneldik
Sana.
Nurundan nur devşirmek istiyoruz yâ Rasûlallah!..
Ey Nebi!
Gönlümüz Sende bizim.
Kırık dökük, kirli paslı bir gönül taşıyorsak bile, gönlümüzün en temiz yerini Sana ayırdık Can Efendimiz.
Sana ayırdığımız gönül odamız pırıl pırıldır.
İsterdik ki, kalbimizin bütün odaları ak pak, pür nur olsun.
Ama başaramadık yâ Rasûlallah!
Kötü şeylerle doldurduk onları.
Onun için karardık zaten.
Dünya ve dünyalıklar istila etti bizi…
Fakat bütün bunlara rağmen, bir odacığım olsun temiz tutmayı başardık kalbimizin.
Hani, her evde misafir odası olur ya; hani orası sürekli temiz tutulur da, oraya çoluk çocuk sokulmaz ya.
İşte biz de kalp odalarımızdan birini, sadece Sana ayırdık yâ Rasûlallah!
Sana ve sevgili Ashabına…
Sizleri, işte bu odamıza davet ediyoruz.
Gelir misiniz yâ Rasûlallah!
Şeref verir misiniz bize de!
Gönder Rabbim, gönder artık Gülümüzü…
Senin için ayırdığımız kalp odamıza teşrif edince, diğer odalar da gerçek anlamını bulur ancak.
Senden ötürü, komşuluğundan dolayı onlar da düzelip nurlanır.
Ey Gül kokulu Gül peygamber!..
Seni andıkça, dikenler bile tümüyle Güle dönüşüyor.
Senin Gülü ve Gül kokusunu sevdiğini biliyoruz yâ Rasûlallah.
Bu gözle bakıyoruz Güllere…
Bu düşünce ile kokluyoruz onları…
Bu aşkla alıyoruz elimize.
Bundan dolayı, herhangi bir çiçek olmaktan çıktı artık Gül!
Çünkü her Gül yaprağında Seni ve sevgili Ashabını görür olduk yâ Rasûlallah…
Gül Yüzüne kurban olsun ümmetin!.. Seven, sevdiğine Gül verirmiş…
Güller Senin Gül Cemalini hatırlatıyor bize. Seni anıyor, Seni arıyoruz
yâ Rasûlallah! Sen bizim her şeyimizsin.
Hayat ancak Seninle gerçek anlamını kazanır yâ Rasûlallah.
Sensizlik yetti Canımıza… Gel artık!
Rüyalarımıza gel, hayatımıza gel, işimize gel, içimize gel!..
Yesrib’in gecesini nurunla aydınlatıp, Medine gündüzüne çevirdiğin gibi, bizim de gönüllerimize giriver artık ne olur ey Nebi…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.xboxcafe.com.tr
Rest-007
Süper Moderatör
Süper Moderatör
Rest-007


Erkek
Zodyak : Yengeç
Mesaj Sayısı : 2112
Yaş : 48
Nereden : Bursa
İş : Teknisyen
Kayıt tarihi : 10/03/08
Rep Puanı : 1
Rep Puanı : 305

eFendimize mekTup Empty
MesajKonu: Geri: eFendimize mekTup   eFendimize mekTup Icon_minitimeSalı Ocak 27, 2009 3:27 pm

paylaşımın için teşekkürler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.forum.webyardim.org
Blackdream
Yönetici
Yönetici
Blackdream


Erkek
Zodyak : Akrep
Mesaj Sayısı : 56296
Yaş : 35
Nereden : Bursa
İş : Makine Teknikeri
Kayıt tarihi : 24/01/08
Rep Puanı : 28
Rep Puanı : 232054

eFendimize mekTup Empty
MesajKonu: Geri: eFendimize mekTup   eFendimize mekTup Icon_minitimePerş. Ocak 29, 2009 5:50 pm

recalar
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.xboxcafe.com.tr
 
eFendimize mekTup
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» 222. Mektup
» 87. Mektup
» 78. Mektup
» Esrarengiz mektup

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
XBOXCAFE OYUNCU TOPLULUĞU PLATFORMU( www.xboxcafe.com.tr ) 2008 - 2022 :: www.webyardim.org Forumu :: WEBYARDİM FORUMU İCİN TİKLAYİN :: Dini Bölüm :: Hz. Muhammed s.a.v Efendimiz ve Diğer Peygamberler-
Buraya geçin: