XBOXCAFE OYUNCU TOPLULUĞU PLATFORMU( www.xboxcafe.com.tr ) 2008 - 2022
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

XBOXCAFE OYUNCU TOPLULUĞU PLATFORMU( www.xboxcafe.com.tr ) 2008 - 2022

Hoşgeldiniz!, Misafir
5943 Gündür yayındayız Toplam Mesajınız: 16777215
 
AnasayfaXboxcafeAramaLatest imagesHtml Deneme AlanıKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
En son konular
» gamestockcity (instagram)
bermuda şeytan üçgen'i Icon_minitimetarafından Blackdream Ptsi Kas. 28, 2022 9:01 pm

» İngilizce Öğreniyorum Ders 5 (Bahar Şahin)
bermuda şeytan üçgen'i Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:22 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 4 (Bahar Şahin)
bermuda şeytan üçgen'i Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:20 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 3 (Bahar Şahin)
bermuda şeytan üçgen'i Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:17 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 2 (Bahar Şahin)
bermuda şeytan üçgen'i Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:14 am

» İngilizce Öğreniyorum Ders 1 (Bahar Şahin)
bermuda şeytan üçgen'i Icon_minitimetarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:12 am

» P1-P2 Kardeşlik Hesabi Anlatim
bermuda şeytan üçgen'i Icon_minitimetarafından Blackdream Paz Kas. 20, 2022 12:28 pm

» Oyuncu isimleri paylaşım alani
bermuda şeytan üçgen'i Icon_minitimetarafından Blackdream Paz Kas. 20, 2022 11:58 am

» PES 2015 SATİLİK VEYA TAKASLİK (100 TL)
bermuda şeytan üçgen'i Icon_minitimetarafından Blackdream Paz Kas. 20, 2022 11:47 am

» GAMEPASS 3 YILLIK ALMA TAKTİĞİ
bermuda şeytan üçgen'i Icon_minitimetarafından Blackdream C.tesi Kas. 12, 2022 11:01 pm

Kimler hatta?
Toplam 26 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 26 Misafir :: 1 Arama motorları

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 262 kişi Perş. Mart 29, 2018 2:45 pm tarihinde online oldu.
Veterans FC
bermuda şeytan üçgen'i Img-2010

 

 bermuda şeytan üçgen'i

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Rest-007
Süper Moderatör
Süper Moderatör
Rest-007


Erkek
Zodyak : Yengeç
Mesaj Sayısı : 2112
Yaş : 48
Nereden : Bursa
İş : Teknisyen
Kayıt tarihi : 10/03/08
Rep Puanı : 1
Rep Puanı : 305

bermuda şeytan üçgen'i Empty
MesajKonu: bermuda şeytan üçgen'i   bermuda şeytan üçgen'i Icon_minitimeCuma Mayıs 30, 2008 9:50 am

Şeytan Bermuda´yı terk mi etti?

Bermuda Üçgeni bir mit mi? Yoksa eski zamanlardaki denizcilerin
uydurdukları türde bir masal mı? Acaba gerçekten orada zaman zaman
doğaüstü bir olay mı yaşanıyor? Veya birilerinin iddialarına göre,
kayıp kıta Atlantis´ten kalan bilinmeyen bir teknoloji mi olaylara
neden oluyor? Mitolojik mitlerin dışında kalan çağdaş mitleri oluşturan
temel neden paradır, insanlar doğadışı öyküler veya olgular yaratarak,
olayın olduğu yerde ekonomik bir potansiyel oluştururlar.

Çağdaş mitleri sıralarsak, ilk üçe muhakkak Bermuda Şeytan Üçgeni
girer, Bermuda gizemi benzerlerinden çok fazla malzemeye sahiptir,
kamoyuna malolmuş, kitaplarda, filmlerde kullanılan malzeme yerel
düzeyde anlatılan malzemenin çok azını oluşturur, geride inanılmaz
büyüklükte malzeme bulunmaktadır. Yazımızın ana amacı öncelikle
bilimsel olduğu varsayılan yani bilimin zahmet edip popüler bir
açıklama getirmediği yayınların iddialarını tartışmaya yöneliktir.
Burada tartışılan Üçgen´de ışık hızında olayların yaşandığı
iddialarıdır veya Üçgen´in mistik bir alan olduğudur ya da UFO´ların
üssü olduğu şeklindeki abartılı iddialardır. Bunların bir kısmı roman
yazarlarının eğlencesidir, bazıları ise takma ünvanlı yarı-bilimcilerin
araştırılmamış ve kanıtlanmamış söylentilere dayanan korku filmi
çizgisindeki derlemeleridir. Peki ama gerçek nerededir ve daha da
önemlisi gerçeği söyleme yetkisi kime aittir? Üçgen gerçekten tehlikeli
bir yer midir? Bermuda Üçgeni´ne gizemli yer tanımını getirirken, doğru
bir tanım mı yapıyoruz? Bir uçak veya kuş iz bırakmadan nasıl
kaybolabiliyor? Ve sonuç olarak, gizem dediğimiz kavramı, aktif ve
taraflı imajinasyonlardan nasıl ayıracağız? Olayın temel konu
başlıkları şunlardır; Coğrafi başlıklar; Üçgen´nin boyutları-Sargasso
Denizi-Atlantik akıntıları-Okyanus tabanı-Gaz kabarcıkları-Manyetik
kuzey kutbunun coğrafi ve göksel konumu şeklindedirler. Tarihi
başlıklar; Bermuda Üçgeni deyiminin ilk defa ne zaman
kullanıldığı-Kristof Kolomb ve uçakların kara kutularıdırlar. Ele
alınması gereken olaylar ise; Uçuş 19-Mary Celeste-Carroll
A-Rosalie-Stavenger ve Aralık 1948´deki DC3 olayıdır. Biz yola tanımdan
ve boyutlardan çıkacağız;

Akıntının ölümcül oyunu;

Oxford English Sözlüğü´nün Şubat 1964´de yayınlanan ikinci baskısı,
"Bermuda Üçgeni" veya "Şeytan Üçgeni" deyimlerinin ilk kez yer aldığı
ansiklopedik kaynaktır. Deyimler, "Argosy" yani büyük ticaret gemileri
maddesinde kullanılmış ve mitik bir Bermuda Üçgeni tarifinin çevresinde
sınır ötesi bir abartı yaratılmıştır. Üçgen´nin resmi boyutları
Bermuda, Puerto Rico-San Juan ve ABD, Florida-Miami´dir. Bununla
beraber olayları gözden geçirdiğimizde, bu sınırın dışına çıkıldığını
farkederiz, olaylar Kuzey Atlantik´e doğru yayılırlar. Bazen de Doğu
Pasifik´te, Meksiko Körfezi´nde yer alırlar. Sargasso Denizi ise tüm
çekişmelere rağmen Bermuda Üçgeni´nin resmi sınırlarının dışında kalır.
Oysa, birçok best-seller kitapta Sargasso Denizi Üçgen´nin tam ortasına
konulmuştur yani görülür ki, tanımlanan sınırlarla, yaşanan olayların
yerleri arasında çelişki vardır. Bermuda Üçgeni´ninden geçen veya
etkileyen akıntıların başında Gulf Stream Akıntısı gelir. Akıntı,
Florida Burnu´nun ucundan başlayarak, Britanya´ya kadar gider.
Londra´nın ünlü sisinin oluşmasının ardında Gulf Stream vardır, birçok
Avrupa ülkesinde ve Kanada´da iklimin ılımlı olmasının nedeni de Gulf
Stream Akıntısı´dır. Gulf Stream güçlü bir akıntıdır, yani denize düşen
birçok kuşu ve acemi denizciyi itip götürecek kadar güçlüdür. Akıntı
önüne kattığı bir botu, kuzeye iterek önce Florida´nın doğusuna ve
Bahama Adaları´na götürür, Florida ile Bahamalar´ı ayıran Florida
Boğazı´nda akıntı değişir ve çalkantılar halinde hızlanarak kuzeye
yönelir. Bu ne demektir? Akıntıya kapılan bot, önce doğuya sonra da
kuzey-doğuya yönelecektir. Eğer botu kıyı boyunca izliyor veya
gözlüyorsak, kısa bir mesafeyi hızla veya çabuk aştığını görürüz. Ve
ardından da botun kısa bir süre içinde, ufuk çizgisinde kaybolduğunu
izleriz. Daha beteri ise, botun rotasını batıya çevirmesi halinde dahi,
hala kuzeydoğuya doğru akıntı tarafından itiliyor olmasıdır yani Gulf
Stream Akıntısı, acemi denizcileri veya yetersiz tekneleri kendi
doğrultusuna götürebilir. Kürekle hareket eden küçük bir kanonun ise,
akıntıdan kurtulması imkansızdır. Bunu med-cezirle mücadele etmeye
benzetebilirsiniz. Belli bir çaptaki yelkenli teknelerin dahi başı
derttedir, yelkenli uygun rüzgarı arkasına alıp rotasını Akıntı´nın
dışına çevirmiş dahi, hedefine giden yola girinceye kadar, rotasından
millerce öteye gitmiş olacaktır. Ancak bölgeyi ve Akıntı´nın tüm
özelliklerini çok iyi tanıyan bir denizci önceden tedbir alarak, bu
duruma düşmeyecektir. Yukardaki duruma düşen teknenin kaptanı, istediği
rotadan uzaklaştıkça okyanusta kaybolma tehlikesi karşısında paniğe
düşecek ve içinde bulunduğu durumdan nasıl kurtulabileceğini
hesaplamadan imdat mesajlarını yayınlamaya başlayarak, arama ve
kurtarma operasyonlarını başlatacaktır. Ve okyanusta kaybolma tehlikesi
de gerçektir, bulanamadığı takdirde de kayıp ilan edilecektir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.forum.webyardim.org
Rest-007
Süper Moderatör
Süper Moderatör
Rest-007


Erkek
Zodyak : Yengeç
Mesaj Sayısı : 2112
Yaş : 48
Nereden : Bursa
İş : Teknisyen
Kayıt tarihi : 10/03/08
Rep Puanı : 1
Rep Puanı : 305

bermuda şeytan üçgen'i Empty
MesajKonu: Geri: bermuda şeytan üçgen'i   bermuda şeytan üçgen'i Icon_minitimeCuma Mayıs 30, 2008 9:51 am

Okyanusun inanılmaz derinliği

Kuzey Amerika kıtasının kıyıları çok güzeldir, mavi suların güzelliği
özellikle Karayipler´de belirgindir. Karayip Adaları´nın birçok yerini,
kıyı boyunca yukardan uçarak gözlerseniz berrak suların altındaki dev
blokların millerce uzandığını görürsünüz. Bu görkemli bir görüntüdür ve
öylesine net bir görüntüdür ki, su altındaki batık bir uçağı veya
parçalarını açıkça görebilirsiniz, düşen birçok uçağın kara kutuları bu
sayede bulunabilmiştir. Büyük jetler her tür hız ayar aygıtına
sahiptirler, küçük uçaklarda ise "Emergency Lacator Transmitter" denen
aygıttan başka birşey yoktur, bu küçük uçaklarda bulunan Kara Kutu´lar
ise su altında yeterince çalışmazlar. Yanısıra da okyanusun kumsal
tabanında oluşan kum dalgalanmaları bulutlar halinde zaman zaman
çalkalanarak aygıtları iyice çalışmaz hale getirmektedirler. Batık
küçük tekneler de bu nedenlerle gözden kaçmakta ve en gelişmiş radarlar
tarafından dahi görülememektedirler. Öyleyse, belli bir çapın altındaki
batık teknelerin bulunması çok küçük bir olasılıktır. Gerçek tehlike,
Karayipler´in sığ kıyılarına dalan dalgıçların gördüğü gibi, okyanus
tabanının çok sığ olarak kıta kıyısı boyunca binlerce mil devam
ettiğidir. Yani bu sığ kıyı tabanı aynı zamanda da okyanus tabanıdır ve
siz çok küçük bir farkla çok az açıldığınızda veya bir sürpriz olarak
derinlik birdenbire yüzlerce metreye ulaşabilir. Puerto Rico´nun 100
mil kuzeyi, Atlantik Okyanusu´nun en derin yeridir, Puerto Rico su altı
hendeğinin derinliği 9.200 metreye ulaşır. Florida Boğazı´nda derinlik
5.000 metreyi aşar. Büyük Bahamalar´dan Kuzeydoğu Providence Kanalı´na
uzanan bölgede derinlik 2.000 ile 4.000 metre arasındadır. Yani beş-on
metrelik bir derinlikte yüzerken, dalarken veya teknenizle seyrederken,
birkaç dakika içinde altınızda binlerce metrelik bir derinlik ortaya
çıkabilir. Ve bu sığ sanılan bu kıyılarda sayısız uçak ve tekne hiç iz
bırakmadan kaybolmuştur. Kısacası, Miami´den, Bahamalar´a uzanan
bölgede okyanusun derinliği yaklaşık olarak 6.000 metredir ve bu sular
sakin değildir.

Kuzey Kutbu kaosu ve Kolomb´un yanılgısı;

Bu bölümdeki araştırmanın temeli, Üçgen´deki olaylarda sık anlatılan
pusula bozulmalarıdır. Üç temel kutup vardır; Manyetik Kutup, Grid
Kutup ve Gerçek veya Göksel Kutup. Gerçek Kutup, Polaris yıldızıyla
yani Kuzey Yıldızı ile belirlenir, yerini bulmak için Ursa Major ve
Ursa Minor yani Büyük Ayı ve Küçük Ayı takımyıldızları gözlemlenir,
Küçük Ayı´nın ucundaki iki yıldızın üstünden yukarı çıkıldığında
görülen son parlak yıldız Polaris´dir. Grid Kutup, 90 derece enlemdeki
gerçek kutuptur, haritalarda ve kürelerde görülür, Polaris´le aynı
doğrultuda değildir, bazen farklılık gösterir. Pusulaların gösterdiği
Manyetik Kutup ise, Grid Kutup´un binlerce mil ötesindedir; manyetik
bir alanı gösterir ve bu yer Hudson Körfezi´ndeki Baffin Adaları´nın
bir tanesindedir. Bazı kürelerde göreceğiniz küçük (x) işareti, bu yeri
göstermektedir. Atlantiği geçerken garip pusula hareketleri ile
karşılaşan ilk denizci bilindiği tadarıyla Kristof Kolomb´dur, Gerçek
Kutup´la, Manyetik Kutup arasındaki farkı veya aynı olmadığını ilk o
görmüş ve bunu gemisinin seyir defterine kaydetmiştir. Ama 500 yıl
öncesindeki pusulaların ne kadar başarılı oldukları ayrı bir tartışma
konusudur ve Kolomb öyle sanmış da olabilir. Dünyada Manyetik ve Grid
veya Manyetik ve Gerçek Kuzey olan iki boylam vardır, birisi Avrupa´nın
merkezine yakındır, ötekisi ise ABD´nin doğusundadır. Atlantik´de
yolculuk ederken, Manyetik ve Grid Kuzey arasındaki farkın gittikçe
arttığını görürsünüz. Portekiz yakınında 4 derece olan bu fark,
Atlantiğin ortasında, Sargossa Denizi´nde 22 dereceye kadar ulaşır.
Florida Burnu´na geldiğinizde ise fark, bir hatta yarım dereceye kadar
düşecektir. Bu açıklama çok yeterli görünmese de, bazı pusula
sapmalarını açıklama yönündedir. Kristof Kolomb ve Bermuda Üçgeni olayı
tarihsel bir dip nottur. Ünlü denizci, Sargossa Denizi´nde garip
olaylar yaşamıştır, pusulası sapmış ve denizde garip ışıklar görmüştür.
Öncelikle söylemek gerekir ki, Kolomb mükemmel bir denizci ve kaptandı,
denizlerde sayısız sorun yaşamış, doğa ile boğuşmuştu. Mürettebatı onun
yeteneklerine inanıyordu, ilk yolculuğunda mürettebatın korkusu karayı
görememekten öte, yiyecek ve suyun biteceği yüzündendi. Okyanusun ne
kadar büyük olduğunu, karaya olan mesafeyi bilmiyordu ve hesapları
kendisine özgündü. O çağda, dünya ikiye ayrılmıştı, ufuk çizgisi ve
ötesi... Ötesi, bilinmeyen bir yerdi. Dünyanın düz olduğuna
inanılıyordu. Kolomb´a göre dünyanın çevresi 15.000 mildi. Ve Kolomb,
denizin ötesine giderek Sargossa Denizi´ne ulaştı, burası onun ve
adamlı için bir bulmacaydı, karaya yaklaşırken kuşlar görmüştü ama kara
görünmüyordu. Sonra Atlantik´in batısına doğru devam ettiler ama
pusulaları Gerçek Kutbu göstermiyordu, sadece Kolomb olayın
farkındaydı, kimseye söylemedi, oysa pusula normaldi; çünkü Manyetik
kutup Prince of Wales Adası yakınlarındaydı. Kolomb ve mürettebatı,
aynı gece suya düşen bir meteor gördüler, bu onlar için alışılmışın
dışındaydı. Olayları Kolomb´un seyir defterinden izliyoruz. 11 Ekim
gecesinde uzakta ışıklar gördü, herkes uyuyordu, adamlarından ikisini
çağırarak gösterdi. Üçüncü adam geldiğinde ışık kaybolmuştu. Olay
duyulduktan sonra mürettebat artık geri dönülmesini istedi, Kolomb
birkaç gün süre istedi; eğer kara görünmezse döneceklerdi. Karayı ilk
görecek adama ödül vaadetti. Etrafta kuşlar vardı ve denizde yosunlar
yüzüyordu, denize kadar inmiş olan bulutları birkaç kez kara sandılar.
Kolomb, ödülü arttırdı. 11 Ekim gecesinde görülen ışık Hispanola
Adası´na aitti ama uzağından paralel olarak geçiyorlardı, sonra birkaç
ışık daha gördü ama kimseye haber vermedi. Dört saat sonra sabah
olduğunda, Pinta gemisinden Rodrigo de Triana karayı gördü, bulutlar
veya sis açılmış ada ortaya çıkmıştı; orası bir gece önce ışık
gördükleri yerdi. Kolomb ve adamları yosunlu, üzerinde kuşların
uçuştuğu sisli bir denizde yol alırken, ışıklar görmüşler ve bu gizemli
ortamda doğaüstü güçlerle karşılaştıklarını sanmışlardı. Oysa ışıkların
kaynağı büyük bir olasılıkla adada yakılmış bir ateşti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.forum.webyardim.org
Rest-007
Süper Moderatör
Süper Moderatör
Rest-007


Erkek
Zodyak : Yengeç
Mesaj Sayısı : 2112
Yaş : 48
Nereden : Bursa
İş : Teknisyen
Kayıt tarihi : 10/03/08
Rep Puanı : 1
Rep Puanı : 305

bermuda şeytan üçgen'i Empty
MesajKonu: Geri: bermuda şeytan üçgen'i   bermuda şeytan üçgen'i Icon_minitimeCuma Mayıs 30, 2008 9:53 am

İşin gerçeği ne olabilir?

1. Filo komutanı Teğmen Charles Taylor Deneyimli bir pilottu, Deniz
Kuvvetleri Uçuş Komutanlığı´ndan Fort Lauderdale üssüne yeni atanmıştı.
Diğerleri uçuş saatlerini tamamlamaya çalışan acemi pilottular.

2. Görevin amacı, bombardıman eğitimi için, Büyük Bahamalar´daki Hens
ve Chickens Shoal bölgesinde alçak irtifada uçuş çalışmaları yapmaktı.
Teğmen Taylor o gün uçmak istemiyordu, bir gece önce verilen partide
çok içmişti ve yorgundu ve ondan başka hiç kimse görev rotasını ve
amacını bilmiyordu.

3. Pusulalar bozulduktan sonra, Teğmen Taylor ölü uçuş yapmaya devam etti, oysa denize iniş yapabilirlerdi.

4. Taylor´un anlaşıldığına göre kolunda saati de yoktu çünkü
arkadaşlarına sık sık saatin kaç olduğunu sorduğu sormuştu. Uçarken bir
ara üzerinden geçtiği yeri tanıdığını sanmıştı, kendisi Florida Keys´de
yaşıyordu ve oraya vardığını zannediyordu ama bulunduğu yer
Bahamalar´dı. Florida Keys bir adadır, böylece Taylor Florida
kıyılarına ulaşacağını sanarak filosunu yönlendirdi fakat hava gittikçe
bozuyordu, saatlerce kuzeye uçtuktan sonra anakaraya ulaşamadı ve bu
kez doğuya dönme emrini verdi, bu kez Mexico Körfezi üzerinde uçtuğunu
sanıyordu. Gerçekte kuzeye doğru Atlantik kıyısı boyunca uçuyordu,
doğuya dönme emrini verinci filo Atlantik´e yönelmiş ve sonsuz uçuşuna
başlamıştı.

5. Uçuş 19, uçuş sırasında sürekli olarak üsle ilişki halindeydi, kule
onu pusulasız uçması için uyarmıştı, bunun için özel telsiz kanalını
kullanacaktı. Kule Taylor´dan o kanala geçmesini istedi ama Teğmen
reddetti çünkü uçaklardan birisinin telsinin o kanalı arızalıydı ve
Taylor frekansı değiştirirse o uçakla irtibatı kaybedeceğinden
korkuyordu. Hava fırtınaya dönüşmüştü ve artık görüş sıfırdı.

6. Taylor´un eninde sonunda telsiz frekansını değiştireceğini düşünen
Fort Lauderdale üssü, kendi telsizini o kanala sabitleştirdikten sonra
kıyı boyundaki tüm telsiz istasyonlarının da aynı kanaldan Uçuş 19´a
fikslenmelerini istedi. Eğer Taylor kısa bir an için bile olsa, frekans
değiştirseydi, her yerden yardım alacak ve Florida´da Jacksonville´e
ulaşacaktı .

7. Hava yağmurlu yani kapalıydı ve güneş görünmüyordu, bu yüzden Taylor güneşe bakarak yön bulamadı.

8. Filonun diğer üyeleri Taylor´un yolunu kaybettiğini ve Florida´yı
aradığını duyuyorlardı, içlerinde onun yanıldığını farkedenler
olabilirdi ama askeri disiplin gereği ses çıkarmadılar.

9. Kule çeşitli mesajlar yolladı ama Uçuş 19 bunların çoğunu
işitemeyecek kadar üsten uzaklaşmıştı ve bu yüzden de bir başka telsiz
trafiğinin içindeydiler yani kendi üssünün ilişki kuramadığı frekansına
kilitli kalmıştı. Eğer Taylor o anda artık ulaşamadığı kendi üs
frekansından çıkıp, yardım frekansına geçseydi, sayısız telsizle
bağlantı kurabilecekti. Kıyı istasyonlarından hiçbirisi Taylor´un
grubunu işitemedi.

10. Yardım için havalanan Mariner tipi uçak, Uçuş 19´u aramak için
aceleyle yollanan tek uçaktı. Yani yeterince kontrol edilmeden
havalanmıştı, büyük bir olasılıkla havada infilak etti, patlamayı gören
tanıklar vardı ve yağ lekeleri bulundu. Mariner uçaklarının yakıt
tanklarında sürekli sızıntı olduğu o sıralarda çok konuşulan ve sorun
olan bir konuydu, bu yüzden onlara "uçan gaz tankı" diyorlardı ve
gereken kontrol aceleden yapılamamıştı. Kalkıştan 23 dakika sonra
patlamış olmalıydı.

11. Avenger´lar su yüzeyinde iki dakika kalabilirdi ve süre hava iyi ve
deniz durgunsa geçerliydi. Ve tabii suya inişte pilotların yaralanmamış
olmaları da gerekliydi çünkü Avenger bir deniz uçağı değildi ve suya
çarpışı sert olacaktı. Dalgalar uygun koşullarda değildi ve Uçuş 19
hava karardığında sağnak yağmur altında deniz yüzeyine çok yakın
uçuyordu. Taylor´un dışındaki pilotların hiçbirisi bu koşullarda uçma
deneyimine sahip değildiler, hepsi öğrenciydi. Benzinleri bittiğinde,
bir kaya gibi dalgalı denize çakılmış olabilirler, ne durumda
olduklarını anlamadıkları son mesajlarından anlaşılıyordu ve beraber
uçmayı sürdürmeye karar vermişlerdi.

12. Arama, ilk saatlerde yeterli değildi, alarm durumunda kalındı ama
denize yollanan araçların sayısı çok azdı. Çünkü Deniz Kuvvetleri Uçuş
19´undan umudunu kesmişti. Sonraki haftalarda hava iyiyken yapılan
kapsamlı aramalar boşunuydı, artık çok zaman geçmişti.

13. Uçaklar kıta kıyısından çok uzaklaşmışlardı; Karayipler´in
üzerindeydiler ama buralarda deniz derinliği binlerce metredir, bu
nedenle de en küçük bir enkaz parçasının bulunması dahi imkansızdı.

Evet, bütün bunlar karşıt görüşler, tümü de dünyevi, doğaüstü güçler
burada yoklar. Deneyimli havacılar uçuşlarda her tür sürprizin
olabileceği ve en normal koşullarda dahi öldürücü olayların meydana
gelebileceği konusunda hemfikirdirler. Cevaplanamayan tek soru
pusulaların neden bozulduğudur ama bu da yukarda bahsedilen kutupsal
alan karışımı yüzünden oluşmuş olabilir. 1991´de Florida açıklarında
600 metre derinlikte beş Avenger uçağı bir derin deniz araştırma
kapsülü tarafından bulundu, herkes heyecanlandı, efsane bitiyor muydu?
Ama kapsülün getirdiği parçalar incelendiğinde bulunan uçakların Uçuş
19 olmadığı anlaşıldı, bu Avengerlar başkaydı ve o bölgede o dönemlerde
mantıklı nedenlerle düşen yüze yakın Avenger vardı. Uçuş 19 sonuçta
hala kayıp. Şimdi bir de öteki efsaneye göz atalım.

DC 3´ü Noel Baba mı kaçırdı?

27 Aralık 1948´de Porto Rico, San Juan´dan, Miami Florida´ya giden
ticari uçak tamamiyle yüklüydü. Pilot Yüzbaşı Robert Lindquist, Miami
Kulesi´ne 50 mil kala telsizle arayarak, iniş koşullarını sordu, kule
cevap için aradığından hiç ses çıkmadı ve DC 3 bir daha ilişki kurmadı.
Uçaktan biraz önce keyifli Noel şarkıları geliyordu ama on dakika sonra
yok oldular. Uçakta bir telsiz sorunu yoktu ve üstelik pilot
kaybolmadan hemen önce Miami´yi gözle de görmüştü. Hava açık ve
durgundu, pilot ve yardımcısı yıllardır uçuyorlardı ve kimse bir uçak
kazası görmedi. Uçağın bulunduğu yerde yani üzerinde uçtuğu denizin
derinliği sadece 6 metreydi. Şimdi olasılıklara bakalım;

1. Uçağın bataryaları zayıftı; pilot San Juan´dan ayrılmadan önce yer
personeli tarafından uyarılmıştı. Aynı gün Miami´den San Juan´a uçmuştu
ve gerekli şarjı yapmadan geriye dönüyordu. Yani o gün yirmi saatten
fazla uçuş yapılmıştı ve pilotların yanısıra uçak da yorgundu ve düştü
ama zannettiği yerde uçmuyordu, pilotun gördüğü yer ise Miami değildi.
Bataryaların zayıflığı yüzünden Kule uzaklığı 50 mil olarak duymuştu.

2. Florida Boğazı´nda denizin derinliği 1.500 metreden fazladır. Akıntı
çok hızlı ve güçlüdür. Eğer uçak sandığı yerin dışında bir yere
düştüyse bulunması imkansızdır. Akıntının inanılmaz gücü sadece birkaç
saat içinde tüm uçağı en küçük bir parçasını bulunamayacak kadar
dağıtabilir.

3. Pilot uçağının yerini bilmiyordu; iddia edildiği gibi kayıtlı uçuş
mesajlarında, pilotun Miami´yi gördüğünü söyleyen bir kayıt bulunamadı.
Uçaktaki enerji zayıflığı nedeniyle kuleye verdiği zaman, hız ve hava
kayıtları kuşkuluydu ve pilotlar inişe elli mil kala bu tür rapor
vermezler, büyük olasılıkla uçak Miami´den elli ile yüz mil arasında
bir uzaklıktaydı.

4. Rüzgar yön değiştirmişti ve uçak batıya doğru itiliyordu. Ama pilot
Miami´yi olan uzaklığı yanlış tahmin ettiğinden yönünün değiştiğini
fark edemedi. Telsiz ilişkisini de bataryaları boşaldığı için
kaybetmişti ve böylece Florida´nın güney ucunu kaybederek, Mexico
Körfezi´nde kayboldu.

5. Yıllardır sadece San Juan-Miami arasında uçan ve bu rota dışında hiç
uçmamış olan pilot için, farklı ve alışmadığı uçuş koşulları ve de
havayolu yeniydi, bu nedenle şaşırarak neden bilmediği bir yerde
uçtuğunu anlayamadı. Yardımcı pilotu ise yeni bröve almıştı ve hiç
deneyimi yoktu. Kısacası boşalan bataryalar, uçuculuğun ciddi bir iş
olduğu gerçeği ile buluşarak Bermuda Efsanesi´ne DC 3´ü de kattılar.

Ve Mary Celeste´nin kaderi

Bermuda Üçgeni konusunu Mary Celeste´den söz etmeden bitirmek mümkün
değildir. Mary Celeste yaklaşık 300 m. boyunda, 282 ton ağırlığında
Brigade tipinde bir şilepti. Bulunduğunda tamamen boş olarak yüzüyordu,
4 Aralık 1872´de Dei Gratia´dan yükünü almış ve gelecek ay New York´a
ulaşmak için yola çıkmıştı. 7 Kasım´da Cenova limanındaydı, bir hafta
sonra da Cebelitarık Boğazı´nı aşmış, onu Dei Gratia´da ilk görenler
geminin yüzüşünde bir gariplik olduğunu söylemişlerdi. Ama daha sonra
boş olarak bulunduğunda geminin mükemmel durumda olduğu anlaşıldı,
sadece filikaları yoktu. Mary Celeste´nin içindekilerin kaybolmasıyla
ilgili sayısız öykü vardır, kaptanın tüm yolcuları ve mürettebatı birer
birer öldürüp kanını içtikten sonra yeraltı dünyasına gittiği
fantazyasına kadar... Ama biz doğal olasılıkları görelim;

1. Mary Celeste, hiçbir zaman Şeytan Üçgeni´ne girmedi. Bulunduğunda Azorlar´la, Portekiz arasında denizde sürükleniyordu.

2. Gemi son derece tehlikeli bir mevsimde denize açılmıştı, yolunun
üstünde Atlantiğin kış fırtınaları vardı. Büyük bir fırtına ile
karşılaşmışlar ve geminin batacağını sanarak filikalara binmişler ve
açık denizde kaybolmuşlardı ama gemi batmamıştı

3. Olayın Bermuda Üçgeni ile ilgisi olmadığını bir kez daha
anımsatalım. Benzeri kazalar dünyanın her yerinde sayısızdır ve sadece
Hint Okyanusu´nda terk edilmiş ve içindeki insanların bulunamadığı
yüzlerce gemiye raslanmıştır. Kısacası Mary Celeste, Bermuda Üçgeni´ne
takılı bir kulptur.

İşte size Bermuda Şeytan Üçgeni´ne öteki kapıdan bir bakış. Şimdi karar
sizin ama bir düşünün, kolay olan efsaneleri yaratmaktır, zor olan ise
bilgiye ulaşmaktır hele hele gerekli olan bilgiye...

Yorum Yaz :: Arkadaşına gönder

19/4/2006 - Başlıksız yazı
Yazar: Anonymous
BERMUDA NIN SIRRI HALAN ÇÖZÜLEMEDİ

Baglantı

7/12/2006 - Başlıksız yazı
Yazar: Anonymous
peki bukadar olayın olması biraz tuhaf deilmi yani neden gecemiyorlar yani bukadar ucagın tok olması garip



17/4/2007 - bermuda
Yazar: Anonymous
ya bişi deyim mi size bu üçgenin sırrı çözüldüüüüü. yani bu uzun yazı gereksiz ve ötesi kaldı anlıyo musunuz!!!

Baglantı

16/6/2007 - mary celeste
Yazar: Anonymous
mary celesteyi batıyor diye terk ettilerse gemideki belirsiz kan izleri
ve kaptanın odasındaki kanlı hançer bayağı bi düşündürücü olurdu
doğrusu üstelik yiyecek ve içecek almadanda atlantiğin ortasında
filikalarlada kaçmak çok aptalca birde kaptan seyir defterini ve gemiyi
batıracağını düşünülen şiddetli bi fırtınada pusulayı almadan gemiyi
terk etmişler burdada ayrı bi çelişki var bence o kadar da açık bir
bilgi verildiğni düşünmnüyorum daha dikkatli araştırlmalı

Baglantı

2/12/2007 - sır çözüldü...
Yazar: Anonymous
okyanusun altında dogal gaz oldugu ve bu gazın okyanus sularına dogru
sızdıgı tahmin ediliyor.boylece okyanusun soguk suyu dogalgazı hidrat
denilen tebeşirimsi beyaz bir maddeye donusturuyor.sonrasında golf
stream sıcak su akıntısı ile bu madde eriyor sudan daha hafif oldugu
için yuzeye dogru harekete geçiyor ve yuzeye çıkarken bulundugu yerdeki
suyun yogunlugunu azaltıp kaldırma kuvvetinin azalmasına neden oluyor
ve gemiler bu nedenle batıyor.gaza donusen hidrat havadan da hafif
oldugu için yukselmeye devam ediyor ve atmosferin de gaz yogunlugunda
degişim olmasına neden oluyor,oksijeni azaltıyor uçakların motorunun da
çalısmaı için oksijene ihtiyaç oldugundan mutevellit motorlar
duruyor.işte sır...bence çok sasırtıcı ve bir okadar da dogal bir durum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.forum.webyardim.org
 
bermuda şeytan üçgen'i
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
XBOXCAFE OYUNCU TOPLULUĞU PLATFORMU( www.xboxcafe.com.tr ) 2008 - 2022 :: www.webyardim.org Forumu :: WEBYARDİM FORUMU İCİN TİKLAYİN :: Kültür & Medya :: Astroloji-
Buraya geçin: