Blackdream Yönetici
Zodyak : Mesaj Sayısı : 56296 Yaş : 35 Nereden : Bursa İş : Makine Teknikeri Kayıt tarihi : 24/01/08 Rep Puanı : 28 Rep Puanı : 232054
| Konu: O konuya girmedi Paz Mayıs 16, 2010 9:35 am | |
| O konuya girmedi
| Erdoğan, referandumla ilgili ilk kez meydanda halka seslendi. Bir AKP'li '****** kasedini' hatırlattı, yorum yapmadı
Başbakan’ın 12 Eylül’de yapılacak referandum için ilk durağı Manisa oldu. Erdoğan, “Biz 60’a da 120’ye de hazırız. Şimdi söz, yetki, karar ve mührün millette. Onlar nereye giderse gitsin biz millete gidiyoruz” dedi
BAŞBAKAN Erdoğan, dün, Atina’dan Manisa’ya geçti. Manisa’da toplu açılış ve temel atma törenlerine katılan Erdoğan’ın gündemi Anayasa değişikliği paketi için 12 Eylül’de yapılacak referandumdu. Erdoğan, özetle şöyle dedi:
DİKTA İÇİNİZDE BE:
Sizden aldığımız yetkiye uyarak anayasayı değiştirmek için girişimlere başladık. İstedik ki böyle bir önemli meselede, geniş mutabakat sağlayalım, geniş bir uzlaşma zemini oluşturalım. Ama ne yazık ki TBMM’de grubu bulunan diğer siyasi partiler bu uzlaşmaya yanaşmadılar. Ne çıksa hepsini Anayasa Mahkemesi’ne götürdünüz. Anayasa Mahkemesi’nin adını da bunlar değiştirdi. Bu CHP zihniyeti Anayasa Mahkemesi’nin Anamuhalefet Mahkemesi koydu. Türkiye’nin en acil, en önemli, hayati ihtiyacına kulaklarını tıkadılar, sırtlarını döndüler. Düşünebiliyor musunuz, bir Genel Başkan arkadaşlarına diyor ki, ’Siz oy kullanma kabinine girmeyeceksiniz’ Nerede demokrasi? Bu ne demek? ’Ben size güvenmiyorum. Olur ya, içeri girersiniz de kabul oyu kullanırsınız’ Bunun için onlara güvenmiyor. Sadece kürsüde konuşacaksınız, bu iktidara verip veriştireceksiniz, oy kullanmaya gelince kullanmayacaksınız, hani dikta, nerede demokrasi? Diktayı başka yerde arıyorlar. Dikta içinizde be. Dikta da kendilerine, arkadaşlarına oy kullandırtmayacak kadar dikta. Bakıyorsun bir başka grup. Onlar da yine aynı. Onlar da oy kullandırtmadılar. Sorduğun zaman bağırırlar, ’Partimizi kapattılar.’Eee hadi bakalım, çık meydana. Onlar da oy kullandırtmadılar. Olur ha belki gider kabul oyu kullanır. Onun için de oy kullandırtmadılar. Bunun adı demokrasi değil, bunun adı güven değil. Ama her şeyiyle ekibimiz hem konuşulması gerekeni konuştu, hem de gidip oyunu kullandı. Kim yanındaki arkadaşlarına güveniyor, kim güvenmiyor, bunlar da iyot gibi açığa çıktı. Dediler ki, ’Devleti bıraktı, geldi, buraya karargahı kurdu. Gece gündüz burada duruyor Başbakan.’ Anayasa yapmak devletin işi değil mi? Ben de bu iktidar partisinin hem genel başkanıyım, hem de Başbakanım. Buraya gelmemden daha doğal ne olabilir? Bu tarihi süreçtir ve biz Meclis’te de yine Başbakanlık makamımızda yine bu görevleri aksatmadan yürüttük. REFERANDUM TARİHİ:
Şimdi Yüksek Seçim Kurulu bir karar verdi. Zorlama bir karar, bunun da farkındayız. Neymiş 60 gün olmazmış, 120 gün olurmuş. Verdiğiniz karar hayırlı olsun diyoruz. Biz 60’a da, 120’ye de hazırız. Bak, işe bak. Şimdi 12 Eylül 2010’da sandıklara gideceğiz. Bak bu sorumluluğunuz artıyor ha. Gümbür gümbür o sandıklardan bu anayasa değişikliği geçecek. Bu değişiklik müzakerelerinden sonra ilk toplantıyı Manisa’da yapıyoruz, ona göre.
RUH ÜÇÜZÜ:
Cumhuriyet tarihinde hiçbir zaman bir siyasi partinin grubu böyle güzel, anlamlı, güçlü bir dayanışma göstermemiştir. Birbirimize kenetlendik. Milletin yüklediği emanetin bilinciyle hareket ettik. CHP, MHP, BDP aynı safta, el ele, kol kola bu değişiklik sürecine karşı çıktılar. Blok halinde dayanışma halinde Türkiye’nin aydınlık ufkunu karartmanın mücadelesini verdiler. Hani ben daha önce CHP ile MHP’nin ruh ikizi olduğunu söylerdim. Şimdi bunlar ruh üçüzü oldu.
MÜHÜR MİLLETTE:
Şimdi söz, yetki, karar ve mührün millette. Onlar nereye giderse gitsin biz millete gidiyoruz.
ŞEHİT CENAZELERİ: Çeşitli el, kol, parmak hareketleriyle bu şehit cenazelerini istismar edenler var. Sevgili kardeşlerim cenazeler bizim hepimizin. Oralar slogan atma yeri değildir. Dualarla uğurlanır, bağırarak çağırarak değil. Bunları bir oy zemini olarak ranta dönüştürme gayreti içinde olanlar var. Fırsat vermeyeceğiz.
Erdoğan’la vatandaşın ****** diyaloğu
Başbakan: Yasa yapmak görevin. Bu maaşı sen ne için alıyorsun, yasa yapmak için alıyorsun. Bu millet sizi oraya yasa, anayasa yapmak, milletin iradesini temsil etmek için gönderdi. Yeri gelecek gerekirse 16 saat çalışacaksanız. Yahu zaten ne çalışıyorsun ki. Salı, çarşamba, perşembe haftada üç gün. .
Törene katılan bir vatandaş: ****** da çalışıyor.
Başbakan: Neyse bizi o işlerin içine bulaştırmayın.Arkadaşlarım verilmesi gereken cevabı verdiler.
|
| |
|