Blackdream Yönetici
Zodyak : Mesaj Sayısı : 56296 Yaş : 36 Nereden : Bursa İş : Makine Teknikeri Kayıt tarihi : 24/01/08 Rep Puanı : 28 Rep Puanı : 232054
| | Silent Hill - Home Coming [ Full-2008 ] | |
[center] Silent Hill serisi hepimizin bildiği ve tanıdığı bir seri, oynarken yaşattığı psikolojik gerilim, rahatsızlık, korku hatta kimileri için dehşet verdiği de bildiğimiz ve tanıdığımız şeyler. Oyuncuların karakter aracılığı ile kendilerini içinde buldukları durum, çaresizlik ve tekinsizlik kesinlikle bambaşka bir deneyimdir. İsterse Silent Hill’in sisli sokakları olsun, isterse de Otherworld’ün paslı endüstriyel koridorların olsun, oyunlardaki karakterler hep normal insanlar olmuştur, savaşçılar değil, kontrolleri dışında gelişen bir durumda saplanmış ve mahsur kalmışlar ve de anormal canavarların karşısında hayatta kalmak durumunda kalmışlardır. Bu olaylar oyuncuda panik ve endişe uyandırıyordu çünkü bir dövüşten sağ kurtulacaklarının garantisi kesinlikle yoktu. Seri bir sürü oyuna, çizgi romana hatta (kötü de olsa) bir filme konu olarak başarısını kanıtladı herkesin nezdinde. Kötü olan şey ise seriyi temsil eden son oyun olan Silent Hill: Homecoming, oyunun duygusal ve psikolojik öğelerini alıp götürmeyi becermiş. Konami’nin dağıtımını üstlendiği ve Double Helix’in geliştirdiği Homecoming, önceki oyunlardaki canavarları ve garip mekânları, dehşet dolu atmosferi taşısa da genel olarak önceki oyunlar kadar korkutucu olamıyor, korku oyunu kavramı ile eş anlamlı hale gelmiş bir oyun için bu bir hayli kötü bir özellik. PC sürümü henüz çıkmayan oyunun PS3 ve X360 sürümleri çıkalı epey oluyor, geç kaldım ama olsun, güç olmasın da. İşte karşınızda yeni bir Silent Hill olan Homecoming. Homecoming, Alex Shepherd isimli karakterin başından geçen olayları konu alıyor, bu arada soyadı Shepherd olan oyun karakterlerine bir yenisinin daha eklendiğini görmek gerçekten çok hoş, bir de derler ki oyun dünyasında gezegendeki en yaratıcı insanlar çalışırmış, lütfen farklı bir imge bulunsun artık. Alex yeni terhis edilmiş bir askerdir ve son zamanlarda uykularını kaçırtan rahatsız edici rüyalar görmektedir, bunların çoğu da küçük kardeşi Joshua hakkındadır. Sonunda kararını verir ve bunun kaynağını araştırmak üzere eski evine geri döner, Shepherd’s Glen adındaki bir kasabaya. Önceki Silent Hill karakterinin misafir oyunculuğu sayesinde evde işlerin hiç iyi gitmediğini ve gittikçe kötüleşmekte olduğunu öğrenir. Bizim açımızdan yeni bir şey değil bu tabii, kasabada bir sürü insan kaybolmaya başlamış, hatta toplu olarak, bunların arasında da Alex’in babası ve kardeş de var. Sokaklar tarumar olmuş, kargaşa içinde ve garip yaratıklar kasabada kol gezmeye başlamış. Bir başka standart Silent Hill senaryosu daha. Alex ailesinin ortadan kaybolmasının ve diğer olayların peşinden gidip araştırmaya başlayınca Shepherd’s Glen’in ardındaki kara gizemi keşfeder, dahası Silent Hill ile olan bağlantısını ve ailesinin bu olaylarda ne kadar önemli bir rol oynadığını. Hikaye özgünlükten biraz uzak olabilir ama işlenişi açısından ortalamanın üstünde, ve bir Silent Hill oyununda fazla sırıtmıyor, daha önceki Silent Hill oyunlarını oynamış olan oyuncular, Toluca Gölü’ne komşu olan yerleşim birimleri hakkında farklı ve yeni bir bakış açısı edinecektir. Homecoming, neredeyse on yıldır var olan ve yerleşmiş bir evreni temelinden değiştirip geliştirmeye kalkmıyor, onun yerine Alex’in hikayesini daha önceden belirlenmiş ve yerleştirilmiş düzene oturtmaya çalışıyor. Oyunda hem birkaç yıl önce gösterime giren Silent Hill filmine hem de başka korku-gerilim filmlerine yapılmış bazı atıflar bulunuyor, bunlar hem entelektüel açıdan hem de popüler sanat açısından oyuna genel bir derinlik katarken bir yandan da karakterlerin gelişimine ve bulundukları durumlara katmanlar ekliyor. Buna rağmen, olan biten her şeye karşın hikayenin ana düğümünü çok önceden fark edebiliyorsunuz, bariz bir şekilde üstelik, sonunda karşınıza çıktığında da bir anlamı, zevki ve sürprizi kalmıyor. Homecoming’i tek başına ayrı bir hikaye ve oyun olarak göremiyoruz ne yazık ki, hoş belki de yapımcıların amacı da buydu, belki bizlerin de ihtiyacı olan buydu, bu konu tartışmaya açık, ama Silent Hill: Homecoming bir yerden sonra daha büyük ve tamamlanmamış bir hikayenin alt planı, bir alt veya alternatif konusu olarak geliyor ve serinin diğer oyunlarına ince ama çok oturaklı olmayan bağlantılar ve göndermeler yaparak bir atmosfer oluşturmaya çalışıyor. Misafir oyuncudan bahsetmiştim yukarıda ya oyunun başında çıkan, o ve Cybil’in adının geçmesi dışında Silent Hill ile özdeşleşen diğer sabit karakterler bulunmuyor oyunda. Alessa veya Dahlia’yı göremiyoruz mesela, bir tek çok nadir Pyramid Head’in kendini gösterdiğini görebiliyoruz ama daha çok fanları sevindirmek için koyulmuş gibi duruyor kendisi, ama oyunun sonuna doğru çok güzel bir sahnede karşımıza çıkmıyor değil. Bu yaklaşımın sorunu ise Alex’in eline geçen silahlarını çok başarılı bir biçimde kullanması. Çünkü önceki oyunların kahramanları büyük ihtimalle ilk defa ellerine silah aldıkları için çok kötü isabet oranına sahip beceriksiz silahşorlar ve savaşçılardı ve sadece oyunda ilerledikçe daha başarılı olup rahatlatıyorlardı oyuncuları, ateşsiz silahlar ile de bu kadar hızlı ve yetenekli değillerdi. Alex, turnayı gözünden vurabilecek nişancılığa sahip ister inanın ister inanmayın, hatta canavarların ayrı bölgelerine ayrı nişan alıp (Fallout 3’ün VATS’ı gibi) spesifik saldırılar yapabiliyorsunuz, elinizde bir silahla yaratık avlamak ise gerçekten çok kolay, en azından Silent Hill için çok kolay. Bunlar da sonuç olarak silah kullanımını zorluktan çıkartıp işi çok kolaylaştırıyor, menzilli saldırı yerine ateşsiz silahlara odaklanırsanız da (demir boru vs) oyunun boss’ları ile dövüşmek için bol miktarda cephane depolamış oluyorsunuz. Saldırı atlatma ile de karşınıza çıkan yaratıkların çoğunu tek bir çizik almadan haklayabiliyorsunuz. Körlemesine dalmadığınız ve onlar tam saldıracakken tuşlara basmadığınız sürece karşı saldırıyı gerçekleştirmede hiçbir zorluk yaşamıyorsunuz. Neydi? Silent Hill’de dövüşler ölümüne olmalı ve umutsuz olmalıydı ki biz de onun korkusunu tadalım. Maalesef Homecoming bize bunu vermiyor. Bu yüzden de önceki oyunlarda yaşadığımız umutsuzluk ve panik gerçekleşmiyor. Bir yanda sürekli olarak canınızı yükseltecek tedavi nesnelerinin peşinde koşan ve dövüşlerden güç bela paçasını kurtaran karakterleri ile önceki Silent Hill’ler, bir yanda ise yaratık öldürmenin günlük bir olay olduğu ve tedavi gereçlerinden çok önünüzü görmek ile meşgul olduğunuz Homecoming. Tercih sizin. Canınız ile fazla uğraşmayacak olmanızın üstüne bir de Dr.Kaufmann’ın özel serumu geliyor, bu serum normalde iki türü bulunan (içecekler ve ilk yardım kitleri) iyileştirme araçlarının üçüncü bir türü gibi. İçince can göstergenizi yükseltiyor ve daha da korkusuzca saldırıyorsunuz. Tüm bunlara bakarak oyunun gerilimden çok aksiyon ağırlıklı bir oynanışa kaydığını söylemek kesinlikle yanlış olmaz, ve bu yaklaşımında serinin eski fanlarının hiç hoşuna gitmeyeceği kesin çünkü yaratıklar artık sıradan düşmanlar ve oyunun geri kalanını keşfetmenize engel olan şeyler haline getirilmiş. Oyunda düşman olarak sadece karanlığın ve diğer tarafın yaratıkları yok, Silent Hill’in karanlık güçlerine tapan Order tarikatı sık sık Alex’in karşısına çıkıp ilerlemesini ve gizemi çözmesini engellemeye çalışıyor.
Oyun sadece yaratıklarla dövüşmekten ibaret değil neyse ki. Oyunda ilerledikçe ve farklı ortamlardan geçtikçe çeşitli bulmacalarla ve gizli bölümlerle karşılaşıyorsunuz. Düğme mekanizmaları ile kapıları açtırmak, yeni yollar ve odalar keşfetmek oyunun bir parçası. Yol üzerinde Alex’in günlüğünde toplanan çeşitli fotoğraflar, çizimler ve başka nesneler bulacaksınız. Oyuncuların gözden kaçırması durumunda Alex toplanabilecek eşyaları gördüğü zaman kafasını çevirerek haber veriyor. Günlük tüm hikaye ile ilgili bilgi ve ipuçlarını bir arada bulabileceğiniz bir yer, istediğiniz zaman ulaşıp senaryonun eksik kısımlarını birleştirmek için veya oyun içinde dağılmış bulmacaları çözmek için danışabilirsiniz günlüğe. Çözümlerin bir kısmı oldukça kolay, bulduğunuz dokümanları inceleyip şifreleri buluyorsunuz kapılar için. Öte yandan, oyun içerisinde bazı zorlayıcı bulmacalar da bulunuyor, bazı kaydırma bulmacaları gibi, bir hata yaparsanız baştan başlamadığı için en son kaydettiğiniz yerden tekrar oyunu yükleyip tekrar başlamanızı gerektiriyorlar. İşin ilginç yanı oyunda sadece beş adet kaydetme yeri bulunuyor, hard disklerin bol miktarda bulunduğu günümüzde oyuncuları beş yer ile kısıtlamak gerçekten akla mantığa sığmıyor. Bunlar dışında seride ilk defa karşılaşılan bir özellik var, oyuncular normal karakterler ile açılan diyaloglarda farklı diyalog seçeneklerinden istediklerini seçebiliyorlar, farklı cevap ve sorular ile oyunun gizemini çözerken farklı yollara ve bilgilere ulaşıyorsunuz böylece ancak oyunun sonunu değiştirmiyor bunlar, sadece farklı bir yaklaşım sunuyor. Ancak diyaloglar dışında diğer karakterler hakkında vereceğiniz yargılar oyunun gidişatını ve sonunu etkileyebiliyor. Anneniz olan Lillian’ı acısından kurtarmak için öldürmek veya olaylarda bir şekilde parmağı olan babanızı bulunca affetmek bu yargılardan ikisi. Oyunda bir iyi bir de kötü son var temelde, iyi son aslında tek bir tane ancak farklı yolları var, diğer yandan kötü son ise dört farklı şekilde yaşanabiliyor, bunlardan bir tanesi de elbette bir klasik olan UFO’lar tarafından kaçırılmak. Görsel olarak Homecoming etkileyici, birçok hoş detay ve derinlik mevcut oyunda grafik açısından. Düşmanları kestiğiniz silaha göre farklı tepkiler, yaralar ve hasarlar görüyorsunuz, özellikle bir balta veya bıçak ile saldırdığınızda gerçekten tatmin edici sonuçlar görülüyor, Alex ise elindeki farklı silahlara göre farklı animasyonla ile saldırıyor. Shepherd’s Glen, Silent Hill ve Otherworld’ün sokaklarında dolaşan ve köşe başlarında saklanan yaratıkların görsel tasarımı göze oldukça hitap ediyor. Siam’lar, Lurker’lar ve hepimizin bildiği ve sevdiği hemşireler hareketleri, sesleri ve görünüşleri ile yeni nesil bir oyuna kesinlikle yaraşır derecedeler. Boss yaratıkların da kendilerine has görünümleri bulunuyor ve Alex ile kendilerini dize getirdikçe deforme olan ve değişen yapıları görmeye değer. Oyunun en güzel ve sağlam özelliği ise, tüm Silent Hill oyunları gibi, oyunun müzikleri. Akira Yamaoka tarafından düzenlenen müzik ve sesler çok başarılı. Atmosfer ve oyunun, karakterin ruh haletini başarılı bir biçimde yansıtıyor müzikler. Ancak ufak bir sorun var, oyunun müzikleri bir Silent Hill oyunu için mükemmel, ama oyunun kendisi Silent Hill adını pek hak etmiyor, oynanışta eksik olan korku öğesi yüzünden de oyunun korkutucu müzikleri biraz yersiz kalıyor haliyle. Müzikler daha çok yaratılan korkutucu ve gerici atmosferi desteklemek için kullanılan bir öğe iken burada oyun tarafından desteklenmiyor müziklerin yaratmaya çalıştığı şeyler. Kendi başına müziklere laf yok ancak oyunun geneli ile düşününce sadece müzikler kurtarmaya yetmiyor oyunu. Son olarak söylemek istediklerime gelince, Silent Hill fanları bu oyunun seriyi bir adım öteye götürecek bir yapım olacağını umuyorlardı ancak maalesef yeni yapımcının tercihleri yüzünden seriyi geliştirmeyi bırakın, bir adım geri götürecek hale gelmiş. Oyunun gergin, korkutucu ve psikolojiyi rahatsız eden yönleri yetim bırakılmış ve aksiyona nedensiz bir ağırlık verilmiş, güzel grafikleri, harika müzikleri olan ama korkutmayan bir Silent Hill olmuş sonunda. En azından daha güçsüz bir ana karakter olsaydı ve oyunun korku ile ilgili yönlerine daha klasik bir yaklaşım gösterilseydi bu oyun harika bir başka Silent Hill oyunu olarak tarihe geçebilirdi. Ama bu haliyle, olmamış diyoruz. İlk defa böyle bir oyun oynayacaklar için ise pek bir sorun yok. Karar bu sefer gerçekten sizin.
Minimum System Requirements OS: Windows XP/Vista Processor: Pentium 4 @ 2.8 GHz (3.2 GHz for Vista) Memory: 1 GB Hard Drive: 10 GB Free Video Memory: 256 MB (nVidia GeForce 7800 GT/ATI Radeon X1950) Sound Card: DirectX Compatible DirectX: 9.0c Keyboard & Mouse
Recommended System Requirements OS: Windows XP/Vista Processor: Pentium 4 @ 2.8 GHz (3.2 GHz for Vista) Memory: 2 GB Hard Drive: 10 GB Free Video Memory: 512 MB (nVidia GeForce 8800 GT/ATI HD2900) Sound Card: DirectX Compatible DirectX: 9.0c or 10 Keyboard & Mouse [/center] | |
|
Çarş. Ara. 24, 2008 2:56 pm tarafından Blackdream