Söz, Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâmın. Buyuruyor ki:
“Ey insanlar! Sözlerin en doğrusu, Allah’ın kitâbıdır. En sağlam kulp,
Kelime-i Şehâdettir. En hayırlı millet, Hazret-i İbrâhim’in (as)
milletidir. Yolların en hayırlısı, Muhammed’in (asm) yoludur. Sözlerin
en değerlisi, Allah’ı zikretmektir. Kıssaların en güzeli, elinizdeki
Kur’ân’dır. İşlerin en hayırlısı, farz olan amellerdir. Herşeyin en
kötüsü, sonradan ortaya çıkan bid’alardır. Dâvetlerin en güzeli
Peygamberlerin irşâdıdır. En şerefli ölüm, şehid olarak ölmektir.
Körlüğün en kötüsü, hidâyete erdikten sonra tekrar sapıklığa düşmektir.
İlmin en iyisi faydalanılan ilimdir. Doğru yolun en iyisi izlenilen
yoldur. En kötü körlük kalp körlüğüdür. Veren el, alan elden üstündür.
Az ve yeterli olan mal, çok olup âhiretten alıkoyan servetten iyidir.
En kötü mâzeret ölüm ânındaki mâzerettir. Pişmanlığın en kötüsü,
Kıyâmet günü duyulan pişmanlıktır.
İnsanların bazısı namazı ancak vaktin sonunda kılar. Kimisi de Allah’ı
nadiren hatırlar. En büyük hatâ dilin çok yalan söylemesidir. En
hayırlı zenginlik, gönül zenginliğidir. En iyi azık, takvâdır. Hikmetin
başı Allah korkusudur. Kalpte hürmetle saklanan en hayırlı şey,
kuvvetli îmândır. Îmânî meselelerde şüphe ve tereddüt küfürdendir.
Ölüler için yüksek sesle ağlamak ve dövünmek câhiliye âdetlerindendir.
Müslümanların umûmî malını zimmetine geçirmek, Cehennem közlerini
toplamak demektir. Altını ve gümüşü biriktirip zekâtını vermemek,
insanın vücudunu Cehennem ateşiyle dağlamaktır. Gayr-i meşrû meseleleri
ve küfrü konu alan şiir, şeytanın nağmelerindendir. İçki, bütün
kötülüklerin kendisinde toplandığı düğümdür. Kadınlar şeytanın
tuzağıdırlar. Gençlik bir çeşit deliliktir. Kazançların en kötüsü,
fâizden kazanılandır. Yiyeceklerin en kötüsü, yetim malıdır. Bahtiyar,
başkalarından ibret alandır.
Kötü kimse daha annesinin karnındayken Allah tarafından bilinir.
Her birinizin nihâyet gidebileceği yer birkaç metrelik topraktır. Her
iş neticesiyle değerlendirilir. Amelde esas olan âkıbetidir.
Habercilerin en kötüsü, yalan haber yayandır. Gelmesi kesin olan şey,
yakındır. Mü’mine sövmek fâsıkların, mü’mini öldürmek ise kâfirlerin
vasfıdır. Gıybetini yaparak mü’minin etini yemek, Allah’a karşı
gelmektir. Mü’minin malının dokunulmazlığı, kanının dokunulmazlığı
gibidir.
Kim yemin ederek “şu şöyle olacak!” diye Allah adına hüküm verirse,
Allah onu yalancı çıkarır. Kim bağışlarsa, Allah da onu bağışlar. Kim
affederse, Allah da onu affeder. Kim öfkesini yutarsa, Allah onu
mükâfâtlandırır. Kim musîbete sabrederse, Allah kaybettiklerinin yerini
doldurur. Kim başkasını alaya alırsa, Allah onu rezil eder. Kim
sabrederse, Allah sevabını kat kat verir. Kim Allah’a karşı gelirse,
Allah ona azap verir.
Allah’ım! Beni ve ümmetimi bağışla! Allah’ım! Beni ve ümmetimi bağışla!
Allah’ım! Beni ve ümmetimi bağışla! Allah’tan beni ve sizi affetmesini
dilerim.”1
Dünya câziptir ve tatlıdır. Allah onun tasarrufunu elinize verecek ve
nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan sakının! Kadınlardan
sakının! Çünkü İsrailoğulları arasında çıkan ilk fitne, kadınlar
yüzünden çıkmıştır.
Dikkat edin! Âdemoğulları değişik sınıflar halinde yaratılmışlardır.
Onlardan bir kısmı mü’min olarak doğar, mü’min olarak yaşar ve mü’min
olarak ölür. Bir kısmı kâfir bir ortamda doğar, kâfir olarak yaşar ve
kâfir olarak ölür. Bir kısmı mü’min olarak doğar, mü’min olarak yaşar
ve kâfir olarak ölür. Bir kısmı kâfir bir ortamda doğar, kâfir olarak
yaşar, mü’min olarak ölür.
Dikkat ediniz! Öfke, insan oğlunun içinde tutuşturulan bir kordur.
Öfkelenen kimsenin gözlerinin kızardığını, boyun damarlarının şiştiğini
görmüyor musunuz? Biriniz öfkelendiğini hissederse mutlaka otursun.
Dikkat edin! İnsanların en hayırlısı geç öfkelenen, çabuk
sakinleşendir. İnsanların en şerlisi çabuk öfkelenen, geç
sakinleşendir. Geç öfkelenip geç sakinleşen veya erken öfkelenip erken
sakinleşen kişinin bu iki hali birbirini telâfi eder.”