En son konular | » gamestockcity (instagram) tarafından Blackdream Ptsi Kas. 28, 2022 9:01 pm
» İngilizce Öğreniyorum Ders 5 (Bahar Şahin) tarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:22 am
» İngilizce Öğreniyorum Ders 4 (Bahar Şahin) tarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:20 am
» İngilizce Öğreniyorum Ders 3 (Bahar Şahin) tarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:17 am
» İngilizce Öğreniyorum Ders 2 (Bahar Şahin) tarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:14 am
» İngilizce Öğreniyorum Ders 1 (Bahar Şahin) tarafından Blackdream Perş. Kas. 24, 2022 12:12 am
» P1-P2 Kardeşlik Hesabi Anlatim tarafından Blackdream Paz Kas. 20, 2022 12:28 pm
» Oyuncu isimleri paylaşım alani tarafından Blackdream Paz Kas. 20, 2022 11:58 am
» PES 2015 SATİLİK VEYA TAKASLİK (100 TL) tarafından Blackdream Paz Kas. 20, 2022 11:47 am
» GAMEPASS 3 YILLIK ALMA TAKTİĞİ tarafından Blackdream C.tesi Kas. 12, 2022 11:01 pm
|
Kimler hatta? | Toplam 56 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 56 Misafir :: 1 Arama motorları Yok Sitede bugüne kadar en çok 262 kişi Perş. Mart 29, 2018 2:45 pm tarihinde online oldu. |
|
| vergi Hukuku... | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Blackdream Yönetici
Zodyak : Mesaj Sayısı : 56296 Yaş : 36 Nereden : Bursa İş : Makine Teknikeri Kayıt tarihi : 24/01/08 Rep Puanı : 28 Rep Puanı : 232054
| Konu: vergi Hukuku... Salı Nis. 07, 2009 5:39 pm | |
| VERGİ UYGULAMALARI Anayasaya göre Bakanlar Kurulunun vergilendirmeye ilişkin değişiklik yapmaya yetkili olduğu konular: İstisnalar, Muafiyetler, İndirimler, Oranlar Anayasa mahkemesinin bir vergi kanununu yürürlükten kaldırma yetkisine sahiptir. Kendisi mükellef olmadığı halde, mükellefle ilişkisi nedeniyle verginin hesaplanarak kesilmesi ve ödenmesi ve buna ilişkin biçimsel ödevlerin yerine getirilmesi açısından vergi idaresine karşı muhatap olan kişiye Vergi sorumlusu denir. Matrahın saptanmasına ilişkin usuller: Beyan usulü, Götürü usulü, İdarece takdir usulü, Karineler usulü Mesleki bir teşekküle kaydolunması tüccar bakımından işe başlamanın unsurlarındandır. Kolektif bir şirketin yıllık faaliyet bildiriminde yer alanlar: En yüksek nakit girişi, Gelir tablosu bilgileri, En yüksek nakit çıkışı, Bilanço bilgileri Borsa ajanlarının, Borsa acentalarının , Gümrük komisyoncularının, Noterlerin kazancı serbest meslek kazancıdır. Tüccarlar, faaliyetlerinden hiçbir gelir elde etmemiş olsa dahi, yıllık beyanname vermek zorundadır. 15.07.1997 tarihinde tasfiyeye giren ve 25.03.2000 tarihinde tasfiyesi sonuçlanan bir şirketin kurumlar vergisi açısından 4 tasfiye dönemi olacaktır. Tüketim kooperatiflerinde risturn istisnasının hesaplanmasında emek alımları, et ürünleri alımları, konserve alımları, giyecek alımları dikkate alınır. Hisselerin vergisiz olarak devri bakımından Anonim şirket ortakları diğerlerine göre daha avantajlıdır. Bir işletmenin çeşitli şubeleri aynı numaralı fatura kullanmak isterlerse, Faturalara bölümlerin ayrı ayrı isimlerin yazılması veya özel işaretler konulması zorunludur. İktisadi varlıklar, normal kullanma sürelerinden çok önce yıpranma ve yok olma gibi tehlikelerle karşı karşıya bulunuyorsa Fevkalade amortisman usulü uygulanır. Unakıtan Anonim Şirketinin 31.12.1999 tarihinde 20 milyar TL'lik alacağının icra aşamasında olduğu ve henüz tahsil edilemediği görülmüştür. Buna göre şirketin yapması gereken işlem : Şüpheli alacak karşılığı ayrılmalıdır. Avukatın milletvekilinden vekalet ücreti tahsil etmesi katma değer vergisine tabidir. Almanya'da ikamet eden mükellef A'nın babası, 01.02.1999 tarihinde İstanbul'da vefat etmiştir.Buna göre A'nın en geç hangi tarihe kadar veraset ve intikal vergisi beyannamesini vermesi gerekir. Yapı kooperatiflerinin sahip oldukları hizmet binalarının bina vergisinden muaf tutulmasının koşulu Kiraya verilmemesidir. Eğlence vergisinin mükellefi Eğlence yerini işleten gerçek ve tüzel kişilerdir. 80 milyon TL'ye sattığı bir müzik seti için fatura düzenlemediği tespit edilen bir tacire kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezasının miktarı8 milyon TL'dir. 21.01.1999 tarihinden itibaren Vergi ziyaı cezası uzlaşmaya konu olamaz. Vergi hatalarını ortaya çıkarma yolları: İlgili memurun hatayı bulması, Üst memurların yaptıkları incelemeler, Teftiş, Vergi incelemesi Genel bütçeye dahil vergi hatalarının düzeltilmesinde şikayet yoluyla başvuru Maliye Bakanlığına yapılır. Doğal afetler nedeniyle vergi borcunu terkin etme yetkisi Maliye Bakanlığına aittir. Bakanlar Kurulunun vergi konusunda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisinin olmamasının nedeni: Vergi ödevine ilişkin Anayasa hükmü, Anayasanın siyasi haklar ve ödevler bölümünde yer almıştır. Siyasi haklar ve ödevler konusunda KHK çıkartılamayacağından vergi konusunda da KHK çıkartılamaz. Danıştay, Bakanlar Kurulu kararlarını yürürlükten kaldırabilme yetkisine sahiptir. Mükelleflerin ödevleri: Bildirim, Defter tutma, Belgeleri saklama, Beyanname verme Vergi tarhı şekilleri: İkmalen, Beyannameye dayanan, Re'sen, Verginin idarece tarhı Ocak-Mart ayları için belirlenen kazanç üzerinden hesaplanan geçici vergi en geç 15 Mayısta ödenir. Şahıs şirketlerinin yapmak zorunda olduğu günlük işlemlerden biri Belge verilip alınmasıdır. Sermaye şirketlerinin kazançlarının vergilendirilme yöntemleri: Klasik sistem, Ayrı oranlar sistemi, Bütünleştirilmiş sistem, Vergi alacağı sistemi X Tüketim Kooperatifinin 1999 yılıkazancı100 milyar TL'dir. Kooperatifin 1999 yılı satışları toplamı 500 milyar TL, ortaklara yapılan toplam satış300 milyar TL , ortaklara gıda ve giyecek satışı ise 50 milyar TL olduğuna göre bu kooperatifin yararlanacağı risturn istisnası10 milyar TL'dir. Şahıs şirketlerinin, kuruluş anındaki ortaklık sözleşmesini onaylama yetkisi Notere aittir. Kazai bir hükme veya kanaat verici bir belgeye göre artık tahsiline imkan kalmayan alacaklara Değersiz alacaklar denir. İmtiyazlı şirketler yeniden değerlemeden yararlanamaz. Bir anonim şirket, bilançosunda kayıtlı bir gayri menkulünü yıllığı20 milyar TL’den kiraya vermiş ve 1999 yılında 1999,2000,2001 yıllarına ilişkin 60 milyar TL kira bedelini peşin olarak tahsil etmiştir.Buna göre söz konusu şirketin, 1999 yılı kar zarar hesabında gelir olarak göstereceği miktar 20 milyar TL'dir. İşçinin evini satışı Katma değer vergisinin konusuna girmez. Emlak vergisine ilişkin tahsil işlemleri Belediyeler tarafından yapılır. Eğlence vergisinin mükellefi Eğlence yerini işleten gerçek ve tüzel kişilerdir. 500 milyon TL’lik bir satış faturasını düzenlemediği saptanan tacire kesilecek özel usulsüzlük cezasının miktarı50 000 000 TL'dir. Uzlaşma istemi, vergi ve ceza ihbarnamesinin tebliği tarihinden itibaren başlayarak en çok 30 gün içinde yapılmalıdır. Vergilendirme hataları:Mükellefiyette hata, Konuda hata, Mükellefin şahsında hata, Muafiyet döneminde hata Aynı yargı çevresindeki idare ve vergi mahkemeleri arasında çıkan görev ve yetki uyuşmazlıklarını kesin olarak karara bağlayan organ Bölge İdare Mahkemesi'dir. Doğal afetler nedeniyle vergi borcunu terkin etme yetkisi Maliye Bakanlığına aittir. Devlete bir yük getiren uluslararası vergi anlaşmalarının yürürlüğe konması Kanun ile kabulüne bağlıdır. Vergi Usul Kanununda "Vergiyi doğuran olayın kanunlarla yasak edilmiş olmasının mükellefiyet ve sorumluluğu kaldıramayacağının " hükme bağlanmasının nedeni Vergi adaletinin gerçekleştirilmesidir. Vergi Usul Kanunu'na göre tutulan defterlerin ve belgelerin ilgili bulundukları yılı takip eden takvim yılından başlayarak 5 yıl süre ile saklanması zorunludur. Serbest meslek kazancının özellikleri: Ticari mahiyetinin olmaması, İlmi bilgiye dayanması, Devamlı olarak yapılması, Bir işverene bağlı olunmaması Kurumlar vergisi kanununa göre sermaye şirketlerinin indirebileceği giderlerden biri Hisse senetleri ve tahvil ihraç giderleridir. Tüketim kooperatiflerinde risturn istisnasının hesaplanmasında Dayanıklı tüketim malı alımları dikkate alınmaz. Fatura , malın teslim tarihinden itibaren en geç 10 gün içinde düzenlenmelidir. Kazai bir hükme veya kanaat getirici bir belgeye göre tahsiline imkan kalmayan alacaklar hakkında mükelleflerce yapılacak işlem: Değersiz alacak kabul edilerek, kayıtlı değerleriyle zarara geçirilerek yok edilir. Yeniden değerleme oranının belirlenmesinde Toptan eşya fiyatları endeksindeki ortalama artış ölçüt olarak alınır. Veraset ve intikal vergisinin matrahından indirilebilecek borç veya masraflar: Murisin belgeye dayalı borçları, Cenazenin teçhiz ve defni için yapılan masraflar, Murisin vergi borçları, Yabancı ülkelerde ödenen veraset ve intikal vergisi Hak sahibine, başkasına ait bir şeyin üzerinden faydalanma ve kullanma hakkı sağlayan ayni haklara intifa hakkı denir. Belediyelerin vergi gelirleri: İlan ve reklam, Eğlence, Yangın sigortası, Haberleşme vergisi Vergi karnesinin süresinin sonundan başlayarak 15 gün geçtiği halde alınmamış olması, ikinci derecede usulsüzlük cezasını gerektiren fiillerden biridir. İkmalen tarha göre yapılan tarhiyatta uzlaşma talep edilebilir. Vergi ziyaı suçunun unsurları gerçekleşmeden ceza kesilmesi bir vergi hatası değildir. Vergi yargı kararlarının uygulanma süresi 30 günü geçemez. Vergi Hukuku'nun yürütme organından doğan kaynakları arasında yer alanlar: Tüzükler, Yönetmelikler, Özelgeler, Genelgeler Anonim şirketler tüzel kişiliğe sahiptir. Matrahın saptanmasına ilişkin usuller: Beyan, Götürü, İdarece takdir, Karineler usulü Adi ortaklığın tüzel kişiliği yoktur. Şahıs şirketlerinin tasfiyesinde, sınırsız sorumluluk Zamanaşımı süresi sonuna kadar devam eder. Sermaye şirketlerinin kazançlarının vergilendirilme yöntemleri: Klasik, Ayrı oranlar, Bütünleştirilmiş, Vergi alacağı sistemi Bir takım özellikleri nedeniyle bazı işletmelerin takvim yılından farklı, özel hesap dönemleri uygulayabilmeleri için Maliye Bakanlığının iznini almaları gerekir. Emlak Vergisi Kanunu'na göre, idarenin verdiği ek süreye rağmen beyanname verilmemesi durumunda Vergi idarece tarh olunur. Gayri menkullerin ivazsız olarak intikalinde vergiyi doğuran olay Tapuya tescil ettirildiği tarihte ortaya çıkar. Belediyelerin tahsil ettiği harçlar: Bina inşaat harcı, Kaynak suları harcı, İşgal harcı, Ölçü ve tartı aletleri muayene harcı Danıştay, bir yüksek idare mahkemesi olmasının yanında danışma ve inceleme merciidir. Vadesinde ödenmeyen kamu alacaklarına uygulanan gecikme zammı31.01.2002 tarihinden itibaren %7 olarak uygulanmaktadır.
En son Blackdream tarafından Salı Nis. 07, 2009 5:42 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Blackdream Yönetici
Zodyak : Mesaj Sayısı : 56296 Yaş : 36 Nereden : Bursa İş : Makine Teknikeri Kayıt tarihi : 24/01/08 Rep Puanı : 28 Rep Puanı : 232054
| Konu: Geri: vergi Hukuku... Salı Nis. 07, 2009 5:39 pm | |
| Vergi Hukukunun Kaynakları
Ekonomik yaşamda önemli bir yere sahip olan doğal yapı; ülkenin coğrafi konumu, büyüklüğü, yüzey şekilleri, iklim koşulları ve jeopolitik durumu göz önüne alınarak belirlenebilir.Coğrafi konum açısından Türkiye’nin, kuzey yarımkürede, büyük bölümü Asya kıtasında ve küçük bölümü ise Avrupa kıtasında yer almaktadır.Kuzey ve güneyinde sıradağlarla çevrili ülkemiz geniş deprem kuşağının da içinde bulunmaktadır. Farklı yörelerdeki farklı iklim koşulları nedeniyle farklı bitki örtüsüyle kaplıdır. 814578 kilometre karelik yüzölçümüne sahip Türkiye Cumhuriyeti sınırları 24 Temmuz 1923’de Lozan Anlaşması ile çizilmiş ve bir kısmı kesin şeklini daha sonra almıştır. Ilıman iklim kuşağında yer alan Türkiye’de her tür ürün yetişmektedir. Türkiye madenler bakımından da zengindir. 1997 sayımına göre nüfusu 62 milyon dolayındadır.Üç kıta arasında yer alan, üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye jeopolitik konumu itibariyle önemli bir merkezdir. Boğazların Türkiye’nin jeopolitik durumu içerisinde özel bir önemi vardır. Türkiye 1997 yılında 195.4 milyar dolarlık GSMH ile dünyada 23'üncü,Satın alma Gücü Paritesine göre ise 409.7 milyar dolarlık GSMH ile dünyanın 16 ncı büyük ülkesidir. Türkiye tüketici fiyatlarına göre yıllık enflasyon açısından, Türkmenistan ve Romanya'dan sonra dünyada en yüksek üçüncü ülkedir. 1996 yılında dünya mal ihracatında 33 üncü, mal ithalatında ise 25 inci sıradadır.
Vergi Hukuku Kaynaklarının Uygulanması
Vergi hukuku kaynakları soyut ve genel bir takım kurallar içermektedir.Bu kurallar somut olaylara uygulanmaktadır. Uygulanırken de nerede,ne zaman ve nasıl uygulanacağını bilmek gerekmektedir. Bunlar bilinmediği takdirde uygulamada hatalar ortaya çıkabilir ve bu hatalar da sorunlara yol açabilir.Vergi hukuku kaynaklarının yer bakımından uygulanmasında yersellik ve kişisellik olmak üzere iki ilke söz konusudur.Zaman bakımdan uygulanmada ise vergi hukuku kaynaklarının yürürlüğe girmesi, yürürlükten kalkması, ileriye ya da geriye yürüyüp yürümemesi söz konusudur.Anlam bakımından uygulamada ise yorum konu edilmektedir. Vergi hukuku kurallarının objektif anlamının ortaya konması olarak tanımlanabilecek olan yorumun ilgili organa göre yasama yorumu, yargısal yorum yönetsel yorum ve bilimsel yorum olmak üzere çeşitli tabirleri vardır. Yorum yöntemleri olarak da belli başlı olarak deyimsel yorum ve amaçsal yorum yöntemleri karşımıza çıkmaktadır.
Vergi Mükellefiyeti ve Sorumluluk
Vergi mükellefiyeti maddi mükellefiyet ve şekli mükellefiyet olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Maddi mükellefiyet mükellefin vergi borcunu ödemesini ifade etmektedir. Şekli mükellefiyet ise biçimsel ve usule ilişkin ödevleri içermektedir.Vergi sorumluluğu ise mükellefiyetten farklıdır. Sorumlulukta mükellef olmadığı halde mükellefle ilişkisi olan kişiler verginin ödenmesinden ve biçimsel yükümlülüklerin yerine getirilmesinden dolayı vergi idaresine muhatap olmaktadırlar.Vergi hukukunda mükellefiyet ve sorumluluğu devre ilişkin sözleşmeler geçerli değildir. Bunun nedeni kamu alacağının güvence altına alınmak istenmesidir.Vergi hukukunda ortaklaşa sorumlulukta asıl vergi borçlusu yanında
bir de borcun ödenmesi yönünden vergi dairesine karşı muhatap olan bir kişi vardır. Vergi kesenlerde ve kanuni temsilcilerde durum böyledir. Zincirleme sorumlulukta ise vergi idaresi vergi mükellefi ya da sorumludan istediğine başvurabilmektedir. Buna örnek olarak da emlak vergisinde iştirak halinde maliklerin sorumluluğu gösterilebilir.Vergi ehliyeti yönünden vergi hukukunun bir özelliği vardır. Vergi hukukunda mükellef ve vergi sorumlusu olabilmek için kanuni ehliyet şart değildir.İradi temsilin bir türü olan vekâlet kurumu vergi hukuku açısından da geçerlidir. Vekil mükellef adına beyanname verebilir, tebligat kabul edebilir,Uzlaşma komisyonuna girebilir, avukat olmak koşuluyla mükellefi mahkemede temsil edebilir.
Tek Şahıs İşletmeleri ile Adi Ortaklıklarda Vergileme İşlemleri
Tek şahıs işletmeleri ile adi ortaklığın, kuruluşlarından itibaren karşılaşabilecekleri işlemler nedeniyle vergilendirilmeleri, vergi kanunlarında sıralı olarak düzenlenmemiştir. Bu ünite, bunları sırasıyla açıklamayı amaçlamıştır.İşletmenin işe başlama öncesi işlemler, vergi dairesine başvuruşu ile başlamakta, diğer kuruluşlardaki işlemlerle tamamlanmaktadır.İşe başlamakla birlikte, yapılan her işlem, vesika düzenlenmesi ile vesikaların defterlere kaydını gerektirmektedir. Bunun yanı sıra her ay, vergi tevkif atı ile katma değer vergisi beyannamelerinin verilmesi lazımdır.Yılın sona ermesi ile, o yılın kazancının tespiti ile bu kazancın beyan ve vergilendirilmesi işlemlerinin yapılması gereği ortaya çıkar. Bir taraftan günlük işlemler devam ederken, bir taraftan da kazancın tespit ve vergileme işlemleri de devam etmektedir. Belirtilen bu konulara ünitede yer verilmiştir.
Şahıs İşletmelerinde Vergilendirme İşlemleri
Kollektif şirketler ve adi komandit şirketlerden ibaret olan şahıs şirketleri,kuruluşlarını Türk Ticaret Kanun hükümlerine göre gerçekleştirmektedirler.Kuruluş sonrası ve işe başlama öncesinde, gerek şirketin gerekse ortakların vergilendirilebilmesi için mükellefiyet kayıtları yaptırılmaktadır.İşe başlamayla birlikte, vergilendirme bakımından günlük, aylık ve yıl sonu işlemleri, şirket adına yerine getirilmektedir. Yılın sona ermesiyle birlikte, biten yıla ilişkin ticari faaliyetten doğan şirket kazancı da yine şirket tarafından tespit edilmektedir.Şirket kazancının tespitinden sonra, bu kazançtaki paylarını öğrenen ortakların, bu miktarları beyan etmeleri gerekmektedir. Ortakların her biri beyanlarında şirketteki kazançlarından başka, varsa, diğer gelir türlerini de ayrıca bildirirler.
Serbest Meslek Kazançlarında Vergileme
Serbest meslek kazancı, her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar olarak tanımlanabilir. Bu doğrultuda, doktorların, mühendislerin,avukatların, muhasebecilerin, yeminli mali muşavirlerin ve eser meydana getiren mükellef, mütercim ve heykeltraşların, ressamların ve benzeri serbest meslek faaliyetlerinden elde ettikleri gelirler serbest meslek kazancı olarak vergilendirilecektir.GVK serbest meslek kazancını geniş bir biçimde tanımladıktan sonra kanunun 66. maddesinde gümrük komisyoncularının, borsa ajan ve acentalarının, noterlerin, noterlik görevini ifa edenlerin, serbest meslek erbabını örgütleyerek ve serbest meslek kazancından pay alanların serbest meslek faaliyetinde bulunan kollektif şirket, adi şirket ve adi komandit şirketlerde komandite ortakların gelirleri ;dava vekilleri,müşavirler,diş protezcileri,kurumlar ve tüccarlarla serbest meslek erbabının ticari ve mesleki işlerini takip edenler,konser veren müzik sanatçıları;V.U.K'nun 155.maddesinde belirtilen şartlardan en az ikisini taşıyan ebe,sünnetçi,sağlık memuru,arzuhalci,rehber gibi mesleki faaliyette bulunanların gelirleri de meslek kazancı olarak kabul edilmiştir.Meslek kazançlarında tahsil esası geçerlidir. Başka bir deyişle yıl içinde tahsil edilen gelirler vergilendirilirken, alacaklar tahsil edildikleri yılın geliri için de vergiye tabi tutulur.Serbest meslek kazançlarında vergi matrahı gayri safi kazançtan kanunen indirilmesi kabul edilen mesleki giderlerin düşülmesiyle bulunur.
Gelir Vergisinde Gelirin Toplanması ve Beyanı
Gelir Vergisi Kanununda aslolan değişik kaynaklardan elde edilen gelirin beyan edilmesi ve bu gelirlerin beyannamede toplanmasıdır. Ancak yine Gelir Vergisi Kanunu bu kanunda aksine hüküm bulunması halinde bazı gelirlerin toplanmayacağını ve beyanname verilmeyeceğini hükme bağlamıştır. Toplama yapılmayan haller kanundaki bu aksine hükümlere örnek gösterilebilir.Kanunun 86. maddesinde sayılan gelirler için, öngörülen hadleri aşmamak koşuluyla, beyanname verilmez.
Sermaye Şirketlerinin Kazançlarının Vergilendirilmesi
Sermaye şirketleri kurumlar vergisine tabidirler. Sermaye şirketleri birinci sınıf tüccar sayılmakta ve kazançları bilanço esasına göre tespit edilmektedir. Kazancın tespitinde gelir vergisinde ticari kazancın belirlenmesine ilişkin hükümler uygulanmaktadır. Kazancın tespitinde gelir vergisi kanununa göre indirilecek giderler ve kurumlar vergisi kanununa göre indirilecek giderler dikkate alınmaktadır. İndirilemeyecek giderler de hem gelir vergisi hem de kurumlar vergisi kanunu hükümleri dikkate alınarak tespit edilmektedir.Sermaye şirketlerinin başka şirketlerden pay almaları sonucu oluşan iştirak kazançları, yatırım indirimi, emisyon primi istisnası, yurtdışı inşaat, onarım, montaj hizmetleri kazanç istisnası gibi istisna ve indirimlerden yararlanma hakları vardır. Sermaye şirketleri şirket kazancını hesap dönemini takip eden 4. ay içinde beyan ederler. Hesap dönemi takvim yılı ise beyanname Nisan ayında verilir ve Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında olmak üzere 3 taksitte ödenir. Kurumlar vergisi oranı %30'dur. Kurumlar vergisi hesaplandıktan sonra kalan kazancı ortaklara dağıtılırsa gelir vergisi tevkif atı yapılarak sermaye şirketlerinde vergileme tamamlanır.
Kooperatiflerin Vergilendirilmesi
Kooperatifler sosyal amaçla kurulan kurumlar olup, amaçları ortaklarının ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla kurulan değişir sermayeli kurumlardır. Bu nedenle kooperatiflerin kurumlar vergisine tabi olmaması için kurumlar vergisi kanununda muafiyet ve istisna hükümlerine yer verilmiştir.Kooperatiflerin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi, ihtiyat akçelerinin ortaklara dağıtılmaması yalnız ortaklarla iş yapılması ile ilgili hükümlerin kooperatif ana sözleşmesinde yer alması ve aynı zamanda uygulamada da bu hükümlere uyulması gerekmektedir. Kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanan kooperatifler kurumlar vergisi ödememektedirler.Muafiyet koşullarını taşımayan veya kaybeden kooperatiflerden bazıları risturn istisnasından yararlanabilmektedir. Risturn istisnasından tüketim, üretim ve kredi kooperatifleri yararlanabilmektedir.Kooperatiflerin katma değer vergisi karşısındaki durumları ise kurumlar vergisinden tamamen farklıdır. Kooperatif kurumlar vergisinden muaf olsa bile, işlemleri katma değer vergisine tabidir. Yalnız yapı kooperatiflerinin üyelerine konut teslimlerine katma değer vergisi istisnası getirilmiştir.Kooperatiflerin sahip oldukları hizmet binaları emlak vergisine tabi değildir.Onun dışında sahip oldukları ve ticari amaçla kullandıkları binalar emlak vergisine tabidir.
Şahıs veya Sermaye Şirketlerinin Vergi Avantajlarının Karşılaştırılması
Şahıs ve sermaye şirketlerinin kazançları vergilendirilirken uygulanan kurallar bu şirketlerden birine diğerine göre bazı vergi avantajları sağlamaktadır.Kuruluş aşamasında sermaye şirketlerinin ödedikleri damga vergisi ve noter harcı gibi ödemeler şahıs şirketlerine göre daha fazladır.İstisnalar bulunmadığında gelir vergisi tarifesi %20-45 oranı aralığında olduğundan şirketlerinin vergi yükü daha azdır. Kazancın tespitinde indirilebilecek giderler açısından sermaye şirketleri daha avantajlıdır. Şahıs şirketlerinin ortakları vergilerini normal ödeme dönemlerinde ödemek zorundalarken, sermaye şirketleri ortaklarının ödeme sürelerini kar dağıtımı yoluyla değiştirebilir. Sermaye şirketleri vergiden istisna edilmiş kazançlar yoluyla vergi avantajları sağlarlar. Diğer bir deyişle yurtdışında inşaat onarım işi yapmak, hisse senedi ihraç etmek gibi bazı özellik arz eden işlemler yapan sermaye şirketleri daha avantajlı olmaktadırlar. Ülkemizde 1980 sonrasında sermaye şirketine dönüşüm teşvik edilirken,1998 yılında yapılan değişikliklerle sermaye şirketleri lehine olan hükümler yürürlükten kaldırılmıştır. | |
| | | Blackdream Yönetici
Zodyak : Mesaj Sayısı : 56296 Yaş : 36 Nereden : Bursa İş : Makine Teknikeri Kayıt tarihi : 24/01/08 Rep Puanı : 28 Rep Puanı : 232054
| Konu: Geri: vergi Hukuku... Salı Nis. 07, 2009 5:39 pm | |
| Defter ve Belge Düzeni
Günümüzde vergicilik, yükümlülerin tuttukları, kayıt düzenine dayanmaktadır.Yükümlüler gerek vergi matrahlarını ve gerekse işletmelerinin hangi yönde geliştiğini belirlemek için defter tutmak zorundadırlar. Ayrıca bu zorunluluk Türk Ticaret Kanunundan ve Vergi Usul Kanunundan kaynaklanmaktadır.V.U.K. nda kimlerin defter tutacakları ve kimlerin defter tutmayacakları açık bir biçimde ortaya konulmuştur. Defter tutma bakımından tüccarlar birinci sınıf ve ikinci sınıf tüccarlar olarak ikiye ayrılmıştır. Birinci sınıf tüccarlar yevmiye defteri, büyük defter, envanter ve bilanço defteri tutmak zorundadırlar. İkinci sınıf tüccarlar ise işletme hesabı defteri tutarlar.Defter tutmak zorunda olan yükümlüler defterlerini noterlere veya noterlik görevini üstlenen yetkililere onaylatmak zorundadırlar. Yükümlüler tutmak zorunda oldukları defterlerin dışında iş türlerine göre çeşitli belge almak veya vermek zorundadırlar. Bu belgeler, fatura,perakende satış belgesi, gider pusulası, müstahsil makbuzu, serbest meslek makbuzu, ücret bordrosu, taşıma irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müşteri listesi, ekim sayım beyanı ve diğer belgelerdir.
Amortisman Uygulaması
Amortisman, V.U.K.na göre, işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye uğrayan sabit varlıkların değerinin, bu kanun hükümlerine göre yok edilmesidir.Gayri menkuller ve bunların mütemmim cüzi ve teferruatları; tesisat ve makineler, gemiler ve diğer taşıtlar, gayri maddi haklar; alet, edevat, mefruşat ve demirbaşlar, sinema filmleri gibi maddi ve gayri maddi haklar; alacaklar; aktifleştirilen giderler gibi değerler için amortisman ayrılabilir.Ancak amortisman ayrılabilmesi bu varlıkların envantere alınmış olması gerekir.Ayrıca değeri 50 milyon lirayı aşmayan peştamallıklar, alet, edevat ve demirbaşlar için amortisman ayrılmaz. Bunlar doğrudan doğruya gider olarak yazılırlar.Amortisman ayırma usulü üçtür. bunlar normal amortisman usulü,azalan bakiyelerle amortisman usulü ve fevkalade amortisman usulüdür.
Amortisman Uygulaması
Yeniden değerleme, işletmelerde enflasyon etkisini ortadan kaldırmak için kullanılan yöntemlerdendir. Türk Vergi Sistemine yeniden değerleme ilk olarak 1963 yılında girmiştir. Bugünkü uygulamaya kadar değişik biçimlerde uygulanmıştır. Vergi Usul Kanununun mükerrer 298. maddesine göre bilanço esasına göre defter tutan gelir ve kurumlar vergisine tabi mükellefler yeniden değerleme yapabilirler. Dar ve tam mükellefler yeniden değerlemeden yararlanabilirler. Mükellefler yeniden değerleme yapıp yapmamak konusunda serbesttirler. Ancak iktisadi devlet teşekkülleri yeniden değerleme yapmak zorundadırlar. Vergi Usul Kanununa göre amortismana tabi iktisadi kıymetler yeniden değerlemeye tabi tutulabilirler.Bir kısım iktisadi kıymetler veya iktisadi kıymetlerle ilgili yapılan giderler yeniden değerleme kapsamı dışında tutulmuştur. Yeniden değerleme oranı olarak Devlet İstatistik Enstitüsünün Ekim ayı ile önceki yıl Ekim ayı arasındaki toptan eşya fiyatları genel indeksindeki artış olarak ilan ettiği oran Maliye Bakanlığınca kabul edilerek Resmi Gazetede ilan edilmektedir. Yeniden değerleme bilançonun aktifindeki iktisadi kıymetler ile pasifindeki birikmiş amortismanların yeniden değerleme oranı ile çarparak uygulanmaktadır. Hesap dönemi içinde alınan iktisadi kıymetler için yeniden değerleme yapılamaz. Yeniden değerleme sonucu oluşan değer artış fonu bilançonun pasifinde özel bir fon hesabında tutulmak zorundadır. Bilanço esasına tabi gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine yeniden değerleme sonucu ortaya çıkan değer üzerinden amortisman ayırabilme hakkı tanınmıştır.
Ticari İşletmelerde Dönem Sonu İşlemleri
Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, dönemsellik ilkesi gereği kârın belirlenmesi için bazı dönem sonu işlemleri yapmak zorundadırlar. Dönem sonu işlemleri bilançoyla ve gelir tablosuyla ilgili dönem sonu işlemleri olarak ikiye ayrılabilir. Bilançoyla ilgili olarak, değerleme kasa sayımı sonucu ortaya çıkan kasa farkları ile ilgili işlemler yapılır. Dönem sonunda değeri düşen stoklar için stok değer düşüklüğü için karşılık ayrılmaktadır.İşletmeler bilançolarındaki senetli borçlarını ve senetli alacaklarının dönem sonundaki değerini tespit etmek için reeskont işlemleri yapmaktadırlar.Gelecek dönemlerle ilgili giderler ve özel maliyet giderleri için dönemsellik işlemleri yapılır. Tahakkuk eden gelirler ve gelecek dönemlerle ilgili gelirlerin bu dönemi ilgilendiren kısımları için işlemler yapılır. Amortismana tabi iktisadi kıymetler için yeniden değerleme yapılması ve amortisman ayrılması işlemleri yapılır. Vergi yasalarına göre kabul edilmeyen giderler kanunen kabul edilmeyen giderler içerisine alınarak diğer giderlerden ayrılır. Gelir tablosu ile ilgili işlemler yapılarak işletmenin faaliyet sonuçları ortaya konmaktadır. Diğer bir dönem sonu işlemi ise işletmenin faaliyet sonuçlarından elde ettiği kâr olan ticari kâr ile vergi yasalarına göre belirlenen mali kârın tespit edilmesi işlemidir.
Katma Değer Vergisi ve Uygulaması
Harcamalar üzerinden alınan vergilerin gelişmiş bir şekli olan KDV. nde; ticari, sınai, zirai ve mesleki mal ve hizmet teslimleri, her türlü ithalat ile kanunda sayılan diğer teslim ve hizmetler KDV. ne tabi bulunmaktadır. Vergiye tabi mal tesliminde bulunan veya hizmet tesliminde bulunan gerçek veya tüzel kişiler (gerek özel, gerek kamu kesimindeki) KDV. Nin mükellefidir.Gerçek usulde, mükellef, 1 aylık dönemde, satışlardan hesaplanan KDV.nden, alışlarda ödediği KDV. ni indirerek, kalan miktarı, ertesi ayın 25'ine kadar vereceği beyanname ile bildirmek ve vergiyi ödemek zorundadır.Mal teslimi veya hizmet için ödenen veya borçlanılan bedelden (matrah) genel, zaruri mallar için düşük, lüks sayılabilecek mallar ve teslimler için de yüksek oranlarda vergi alınmaktadır.Ekonomik, sosyal ve askeri amaçlarla uygulanan istisnalara, üretim tüketim zincirindeki ara aşamalarda yer verilmemiştir.Ayrıca, her vergide olduğu gibi, KDV. nde de, düzenleyici hükümler yer almaktadır.
Veraset ve İntikal Vergisi
Veraset ve İntikal Vergisi veraset yoluyla veya ivazsız olarak varlıkların el değiştirmesini vergilendirmektedir. Verginin mükellefi veraset yoluyla veya ivazsız iktisapta bulunanlardır. Vergi matrahı, kanunda yazılı olan istisna, muafiyet, borç ve masrafların varlığın V.U.K'na göre bulunan değerinden düşülmesi ile saptanır. Vergi tarifesi çifte artan oranlı bir yapıya sahiptir. Matrah arttıkça ödenecek vergi artmakta, aynı zamanda intikalin veraset yoluyla veya ivazsız yapılmasına göre uygulanan oranlar artmaktadır. Vergi Mayıs ve Kasım aylarında olmak üzere üç yılda ve altı taksitte ödenebilmektedir.
Emlak Vergisi
Emlak vergisinde uygulamaya mükellef yönünden bakıldığında vergi işlemlerinin üç aşamadan geçtiği görülmektedir. Bunlar
● Mükellefiyetin başlangıcındaki işlemler
● Mükellefiyet devam ederken karşılaşılan işlemler ve
● Mükellefiyetin sona ermesindeki işlemlerdir. Vergi işlemleri biçimsel ve parasal yükümlülüğe ilişkin işlemlerdir.Mükellefiyetin başlangıcında, önce tapuya tescil ve harç ödenmesi,sonra belediyeye emlak vergisine ilişkin beyannamenin verilmesi gerekmektedir.Mükellefiyet devam ederken, her yıl vergi ödemesi zorunlu olduğu gibi, gerektiğinde genel beyan veya değişiklik nedeniyle, belediyeye beyanname verilmektedir.Mükellefiyeti sona erdirecek işlem ise, önce tapuda sonra da, belediyede yapılacak olan kayıt silme işlemleridir. Belediyede bu işlem nedeniyle,bir ödeme söz konusu değildir.
Belediye Gelirleri
Bireylerin birlikte yaşamalarının gereğini yerine getirebilmek için meydana getirilmiş olan belediyelerin ve büyük şehirlerde artan yerel sorunların çözümü için kurulan büyük şehir belediyelerinin görevleri giderek artmaktadır.Görevlerin yapılabilmesi için de, şüphesiz yeterli gelir kaynaklarına ihtiyaç vardır. Belediyeler için bu gelir kaynaklarının başlıcaları, tahsili kendilerine ait emlak vergisi ve Belediye Gelirleri Kanununda yer alan işlemlerin vergi ve harçlarıdır. Bunların yanında, çeşitli paylar ile diğer gelir türleri, az da olsa belediyelerin gelirleri kapsamındadır.Büyük şehir belediyelerinin gelirleri ise; özel kanununda belirtilen, çoğu diğer vergi ve gelirlerden alınan paylar ile kendilerinin yapmış olduğu bazı hizmetlerin vergi ve harç tahsilatlarından ibarettir.
Vergi Suç ve CezalarıVergi suç ve cezaları, idari ve kamusal nitelikte suç ve cezalar başlığı altında incelenecektir.İdari vergi suç ve cezaları vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük fiillerinin işlenmesiyle ortaya çıkar. Bu tür suçlara cezayı vergi idaresi keser.Kamusal nitelikteki suçlar ise genelde kamu düzenini de bozdukları için bu tür suçlar ceza mahkemelerinde yargılanır ve cezalar, hapis cezası olarak bu merciler tarafından verilir.Vergi cezaları ödeme, yanılma, pişmanlık ve islah, ölüm, mücbir sebepler,zamanaşımı ile tamamen; uzlaşma ve cezalarda indirim müesseseleriyle kısmen veya tamamen ortadan kalkar. | |
| | | | vergi Hukuku... | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |