Hazret-i Safiye bint-i Hayy (r.a) Müminlerin annesi... Medine'deki yahudilerden Nadiroğulları kabilesi reisi Huyevy b. Ahtab'ın kızıydı. Asıl ismi Zeynep idi. Arabistan'da reislere veye hükümdarlara düşen ganimet hissesine "Safiyye" denildiği ve bu sebeple, Zeynep'de Hayber savaşında esir olarak Resulullah'ın hissesine düştüğü için bu isimle adlandırılmıştı. Babası Hz.Peygambere karşı müşriklerle işbirliği görüşmeleri yapmış, bundan dolayı Medine'den uzaklaştırılmış, kabilesinin bir kısmıyla birlikte Hayber tarafına gitmiş, Ahzab savaşı sırasında Kureyzoğullarını müslümanların aleyhine kışkırtmak için onların kalelerine gitmiş, akibetide onlar gibi olmuş ve orda öldürülmüştü. Hz.Safiyye'nin annesinin ismi Durra idi.
| |
İlk evliliği
İlk önce
Sellam İbn-i Mişkem el-Kuradi ile evlenmişti.. bu zat meşhur bir şair,
aynı zamanda ileri gelen bir kumandan idi. Bir süre sonra boşanarak,
daha
sonra Kinane İbn-i Ebi Hukayk ile evlenmişti. Bu zat Hayber'in en
meşhur
kalesi bulunan Şemmus kalesinin kumandanıydı. Hayber'in
müğslümanlar
tarafından fethi sırasında öldürülür. Safiye bu savaşta babası ve
kardeşinide
kaybeder. O da artık savaş esirleri arasındaydı. Acınacak durumu vardı.
Zatı
Saadetleriyle Evliliği
Ganimet
malları taksm edilir. Esirlerde bölüşülmek için toplanılır. O sırada
Sahabilerden
Vahye el-Kelbi huzuru saadete arz edip:
-
Bana bir cariye lazımdır, der.
Resulullah,
esir kadınlar arasından istediğini seçmesini buyurur. O da
Safiyeyi seçer. Safiye, imtiyaz sahibi bir hatun olduğundan diğer
sahabiler
bu seçime itiraz ederek:
- Safiye
Beni Nudeyr bir kavmin başkanının kızıdır. böyle bir cariye ancak Zatı
Risaletpenahilerine yakışır, derler.
Zatı
Saadetleri de sahbilerin bu fikrini kabul buyurdular. Vahye'ye de
bir başka cariye verdiler, hem onu razı ettiler, hem de itirazlara
meydan
kalmadı.
Resulullah,
Yahudiler ile bir anlaşma imzaladıktan sonra Safiye'ye İslam ve
Yahudilik
hakkında görüşlerini sordu.
"Ey
Allah'ın Resulü ! İslam'ı arzu etmiş ve sen davet etmeden önce seni
tasdik
etmiştim. Babam da senin davanın doğruluğu itiraf ederdi. Fakat
ırkçılık
onu götürdü. Ben Allah'tan başka ilah olmadığına ve senin Allah'ın
Resulü
olduğuna kesinlikle inanıyorum." cevabını
alınca Hz.Safiye'yi azad edip, onunda isteği üzerine kendilerine
nikahladılar.
Hz.Peygamber
(s.a.v.) yeni hanımını yakından tanımaya fırsat bulabildiği ilk gece
onun
yanağında yeşil bir benek gördü. Sorması üzerine Hz.Safiyye'nin cevabı
şu olmuştu:
-Bir
süre önce rüyamda, gökteki ayın yerinden ayrılıpgöğsümün üzerine
düştüğünü
gördüm: bunu kocama anlattığımda o "Sen şu Medine Kralı ile evlenmek
istiyorsun"
dedi. suratıma şiddetli bir şamar indirdi, işte bu onun izidir.
Hayberden
ayrılışlarında Resulullah O'nu kendi develerine bindirirler ve kendi
hırkalarını
onun başına örterler. Bunda maksat halkın Hz.Safiyenin artık Ezvac-ı
Mutahherattan
olduğunu bilmesidir. Medineye geldiklerinde kendilerine büyük bir
ziyafet
çektiler.
Hz.Safiye'nin
güzelliğini duyan ensar kadınları görmeğe gelirler. Hz.Ayşe de
örtünüp
gelir. Kadınlar görüp gittikten sonra Zatı Saadetleri Hz.Ayşe'ye
yanaşıp yavaşcacık buyurdular:
- Nasıl,
Ayşe?
Hz.Ayşe
arz eder:
- Bir
yahudi kızı.
Zatı
Risaletpenahileri buyururlar:
- Hayır
Ayşe, böyle deme, müslüman oldu ve iyi müslüman.
Ahlak
ve Adetleri
Hayber'in
el-Kammus kalewsi feth edilmiş. Hayber üzerinde İslam bayrağı
dalgalanmaya
başlamıştı. Hz.Safiye amcazadesi ile birlikte Hz.Bilal r.a. maiyetinde
huzuru saadete götürülüyordu. Yoldan geçerken, Yahudilerin cesetlerinin
bulunduğu yerden geçmek zorunda idiler. Gayet nazik bir durum idi.
Yanında
bulunan hatun feryd ü figanı kopardı. Toprakları başına savurmağa
başladı.
Fakat o metanetini muhafaza etti, hatta kocasının cesedinin yanından
geçerkende
çıtını çıkarmadı.
Bir ara
cariyelerinden biri Hz.Safiye'yi Hz.Ömer'e şikayet ederek:
-Safiye'den
Yahudilik kokusu geliyor. Şimdi bile "Cumartesi" gününe hürmet
gösteriyor.
Yahudilerle münasebetini kesmiyor.
Hz.Ömer
de meseleyi Hz.Safiye'ye sorar. Hz.Safiye buyurur:
- Hak
Teala bana Cumartesi yerine Cumayı inayet kıldıktan sonra Cumartesi'ne
hürmet göstermeme ne lüzum vardır. Buy bir tarafa dursun. Yahudilerle
münasebetim
olduğuna gelince, onlar benim akrabalarımdırlar, ben sılayı rahmi
nasıl keserim, dedi. Hz.Safiye bu olaydan
sonra cariyesini azad eder.
Bir yolculuk
esnasında, Hz.Safiye'nin devesi hastalanır, yürüyemez olur. Canı
sıkılır,
gayri ihtiyari ağlamağa başlar. Zatı Saadetleri durumu haber alır,
gelir
mübarek elleriyle gözyaşlarını siler. Hz.Safiye r.a. bu muhabetten daha
fazla ağlamağ başlar. Resulullah, kafilenin hep inmesini emir
buyururlar.
akşam olunca Hz.ZEynep bint-i Cuhuş'a:
- Zeynep
sen safiye'ye bir deve ver.
Hz.Zeynep:
- Nasıl?
Ben kendi devemi bu Yahudi kızına mı vereceğim?
Hz.Zeyneb'in
bu sözünden Zatı Saadetlerinin canı sıkılır. bunun içinde iki üç ay
onunla
konuşmazlar. Sonunda Hz.Ayşe'nin araya girmesiyle affederler.
Hz.Safiyer
İslam halkasına girdikten sonra kendisine "Yahudi" denmesine çok
üzülürdü.
Bir gün Resulullah evine teşrif eder, onu ağlarken bulur.
Sebebini
sorduklarında, Hz.Ayşe ve Hz.Zeyneb'in şöyle dediğini öğrenir:
-Bütün
Ezvacı- Mutahherat arasında biz hepsinden daha imtiyazlıyız daha
üstünüz.
Biz Zatı Saadetlerinin yalnız karısı değil aynı zamanda amca
çocuklarıyız.
Zatı
Saadetleri buyurdular:
-Niçin
sen demedin ki, benim dedem Harun a.s., amcam Musa a.s., kocam da
Muhammed
(s.a.v.) dır. böyle olunca siz benden nasıl da üstün olabilirsiniz.
Vefatı
Hz.Safiyye r.a. Hicri 50 yılında
vefat etmiştir. Ölüm döşeğinde iken, sahip olduğu malların üçte birini,
Yahudi dininde ısrar edip kalmış olan bir yeğenine vasiyet etmiş,
geri kalanını sadaka vermişti. Bazı müslümanlar buna karşı çıktı.
Hz.Ayşe
r.a. araya girerek vasiyetin yerine getirilmesinin İslam hukukuna uygun
olacağını ifade etti. Vasiyet ettiği gibi yaptılar.
KAYNAK:
1) Kadın Sahabiler, Mevlana
Niyaz, Tercüme: Prof Ali Genceli, Toker Yayınları
2) Şamil İslam Ansiklopedisi