Hz.
Muhammed (sav) diğer elçiler gibi kavmine öncelikle, yaptığı tebliğ
karşılığında hiçbir ücret istemediğini, her yaptığını Allah için
yaptığını ve karşılığını Allah'tan beklediğini bildirmiştir. Allah'ın
Hz. Muhammed (sav)'e, insanlardan hiçbir karşılık beklemediğini
söylemesini emrettiği ayetlerden bazıları şu şekildedir:
İşte Allah'ın hidayet verdikleri bunlardır; öyleyse sen de onların bu
hidayetlerine uy. De ki: "Ben bunun için sizden bir ücret istemiyorum.
O (Kuran), alemlere bir 'öğüt ve hatırlatmadan' başkası değildir."
(Enam Suresi, 90)
De ki: "Ben sizden bir ücret istemişsem, artık o sizin olsun. Benim
ecrim (ücretim), yalnızca Allah'a aittir. O, herşeye şahid olandır."
(Sebe Suresi, 47)
Bir başka ayette ise kavmine hiçbir menfaat beklemediğini bildiren Hz. Muhammed (sav), onlara asıl amacını şöyle bildirmiştir:
De ki: "Ben buna karşılık, Rabbine doğru bir yol tutmayı dileyen
(insanlar olmanız) dışında sizden bir ücret istemiyorum." (Furkan
Suresi, 57)
Allah'a İman Etmek İçin Mucizeler Görmek İsteyenlerin, Mucize Görseler de İman Etmeyeceklerini Açıklamıştır
Allah'ın varlığının delilleri apaçık olduğu halde inkar edenler, iman
etmemek için bahaneler arar ve Allah'ın kendilerine mucizeler
göndermesini isterler. Hz. Muhammed (sav)'in kavmi de ona tabi olmamak
için kendilerine bir delil göstermesini istemişlerdir. Ancak bu
insanların Allah'tan mucizeler istemelerinin nedeni onu gördüklerinde
iman etmek veya imanlarını sağlamlaştırmak değildir. Söyledikleri
sadece teslim olmamak için öne sürdükleri bir bahanedir. Allah Hz.
Muhammed (sav)'e bu insanlara şöyle söylemesini emretmiştir:
Olanca yeminleriyle, eğer kendilerine bir ayet gelse, kesin olarak ona
inanacaklarına dair Allah'a yemin ettiler. De ki: "Ayetler, ancak Allah
Katı'ndadır; onlara (mucizeler) gelse de kuşkusuz inanmayacaklarının
şuurunda değil misiniz? (Enam Suresi, 109)
Her insanın Allah Katı'nda belli olan bir ölüm vakti vardır. O an
geldiğinde Allah'ın görevlendirdiği melekler insanın canını almaya
gelirler. Eğer imanlı bir insanın ölümüyse melekler ona selam verip,
onu cennetle müjdeleyip, canını kolaylıkla alırlar. İnkar edenlerin
canları ise yüzlerine ve sırtlarına vurularak alınır. Melekler onlara
aşağılatıcı bir azaba gireceklerini bildirirler. O anda iman etmeyen
insanlar gördükleri apaçık gerçeğe teslim olurlar. Ancak bu andan sonra
insanın iman etmesi ona bir fayda sağlamaz, çünkü artık kendisine
verilen süre dolmuştur. Allah iman etmemek için bahane arayan insanlara
bu gerçeği bildirmiş ve Hz. Muhammed (sav)'e insanlara şöyle
söylemesini emretmiştir:
Onlar, kendilerine meleklerin gelmesini mi, ya da Rabbinin gelmesini mi
veya Rabbinin bazı ayetlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin
ayetlerinden bazılarının geleceği gün, daha önce iman etmemişse veya
imanıyla bir hayır kazanmamışsa hiç kimseye imanı yarar sağlamaz. De
ki: "Bekleyin, biz de şüphesiz beklemekteyiz." (Enam Suresi, 158)