Peygamber Efendimizin saçı
Peygamber Efendimizin saçının uzunluğu ile ilgili farklı tarifler
vardır. Tarifler arasında böyle bir farklılık olması ise doğaldır,
çünkü bu bilgileri aktaranlar Peygamber Efendimizi farklı zamanlarda
gördükleri için, saçının uzunluğu da farklı olmuş olabilir. Ancak bu
tariflerden anlaşılan Peygamberimiz (sav) saçını en kısa kulağı
hizasında, en fazla ise omuzlarına kadar uzatmıştır.
Enes b. Malik (ra) anlatıyor:
"Hazreti Peygamberin saçları, kulaklarının orta hizasına kadar uzamıştı."84
Hazreti Aişe (ra) validemiz anlatıyor:
"Resulullah'ın mübarek saçları, kulakları ile omuzları arasındaydı. Allah'ın selat ve selamı üzerine olsun."85
Bera b. Azib (ra) anlatıyor:
"Peygamber Efendimiz orta boylu idi. Omuzları da genişçeydi. Saçları ise, kulak yumuşaklarına değerdi."86
Ebu Talib'in kızı ümmü Hani (ra) anlatıyor:
"Resulullah Efendimiz Mekke'ye geldiklerinde evimizi teşrif etmişlerdi. Bu sırada mübarek başları dört belikli (örgülü) idi." 87
Peygamberimiz (sav)'in saç ve sakal bakımı
Peygamber Efendimiz temizliğe çok önem verdiği için, saç ve sakal
bakımına da önem vermişlerdir. Bazı kaynaklarda onun yanında daima
tarak, ayna, misvak, kürdan, makas, sürmedan gibi eşyalar bulundurduğu
bildirilmektedir.88 Peygamberimiz (sav) ashabına da aynı tavsiyelerde
bulunmuş ve "Kim saç bırakmışsa, onun bakımına dikkat etsin"89 şeklinde
buyurmuşlardır. Peygamberimiz (sav)'in saç ve sakalı ile ilgili diğer
aktarılanlar şu şekildedir:
Hz. Adda İbn Halid'den (ra):
"Mübarek sakalı gayet güzeldi."90
Hz. Aişe (ra) validemiz anlatıyor:
"Resul-i Ekrem (sas)… saçlarını tarayıp yağladığında…"91
Simak b. Harb (ra) aktarıyor:
"Cabir b. Semüre'den işittim. Ona, Hazreti Peygamberin saçlarının
ağarma durumu sorulmuştu. O da: Mübarek başlarını yağladıkları zaman
saçlarının akı gözle farkedilmez; fakat başlarına yağ sürmedikleri
anlarda beyazları görünürdü"92 dedi.
Peygamberimiz (sav), dış görünümüne ve temizliğine verdiği önemle,
müminlere güzel bir örnek olmuştur. Bir rivayette Peygamber Efendimizin
bu konudaki tavrı şöyle belirtilir:
"Bir gün Peygamber (sav) sahabelerinin yanına çıkacağı zaman küpteki
suya bakarak sarığını ve sakalını düzeltti ve şöyle dedi: 'Allah
kardeşlerinin yanlarına çıkarken kulunun kardeşleri için süslenmesini
sever.'93
Peygamber Efendimizin giyim tarzı
Peygamberimiz (sav)'in giyimi hakkında da sahabeler pek çok detay
aktarmışlardır. Bunun yanı sıra Peygamber Efendimizin müminlere nasıl
giyinmeleri gerektiğiyle ilgili olarak tavsiyeleri de onun bu konuya
verdiği önemi ortaya koymaktadır. Örneğin Peygamber Efendimiz hadis-i
şeriflerinde şöyle buyurmuştur:
"Allah güzeldir, güzelliği sever, güzel giyinmek kibir değildir, kibir
(mazhar olduğun nimeti kendinden bilip) hakkı reddetmek, halkı hakir
görmektir."94
"Allah güzeldir, güzeli sever ve kuluna verdiği nimetin eserini üzerinde görmekten hoşlanır."95
Peygamber Efendimizin torunu Hz. Hasan, onun giyim konusu hakkındaki görüşünü şöyle ifade etmiştir:
"Peygamber Efendimiz bize elde ettiğimizin en iyisini giymemizi ve bulabildiğimiz en hoş kokuları sürmemizi emrederdi."96
Bu konudaki Peygamberimiz (sav)'in bir başka hadisi de şu şekildedir:
"Ey müminler! Gönlünüzce yiyiniz, içiniz, giyininiz ve Allah yolunda
sarf ediniz. Ancak, israfa veya kibir ve gurura kaçmayınız."97
Peygamber Efendimiz ashabından biri dış görünümüne önem vermediğinde
veya bakımsız olduğunda onu da hemen uyarırdı. Bu konuya ait bir
rivayeti Ebu'l Havas (ra), babasından şöyle nakletmektedir:
Üzerimde adi bir elbise olduğu halde Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın yanına gelmiştim. Bana:
"Senin malın yok mu?" diye sordu.
"Evet var" cevabıma:
"Hangi çeşit maldan?" sorusunu yöneltti.
"Her çeşit maldan Allah bana vermiştir" demem üzerine:
"Öyle ise Allah Teala Hazretleri sana bir mal verdiği vakit Allah'ın
verdiği bu nimetin eseri ve fazileti senin üzerinde görülmelidir"
buyurdular.98
Buna benzer bir başka olayı ise Hz. Cabir (ra) şöyle aktarmıştır:
Resulullah aleyhissalatu vesselam, binek hayvanlarımızı güden bir adamımızı gördü. Üzerinde eskimiş iki parçalı giysi vardı.
"Onun bu eskilerden başka giyeceği yok mu?" diye buyurdular. "Evet var"
dedim. "Çamaşır torbasında iki giysisi daha var. Ben onları
giydirmiştim."
"Öyleyse çağır onu da, bunları giysin" diye emrettiler. (çağırdım,
emr-i Nebeviyi söyledim.), o da onları giyindi. Geri gitmek üzere
dönünce, Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Nesi var da bu yenileri giymiyor? Bu daha hoş değil mi?" diye buyurdular.99
Peygamberimiz (sav)'in giyim tarzı ile ilgili sahabelerin aktardığı bilgilerden bazıları ise şunlardır:
İbnu Abbas (ra) anlatıyor:
Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam üzerinde mümkün olan en güzel elbiseyi gördüm."100
Ümmü Seleme (ra) anlatıyor:
"Peygamber Efendimizin en çok sevdikleri elbise çeşidi, gömlek (kamis) idi."101
Ashabdan Kurre (ra) anlatıyor:
"Ben, biat eylemek üzere, Müzeyne kabilesinden bir grup insanla
birlikte Resulullah Efendimizin huzurlarına çıktım. Peygamber
Efendimizin gömleklerinin yakası düğmesiz olduğundan…"102
Enes b. Malik (ra) anlatıyor:
"Peygamber Efendimiz, giydikleri elbiseler içerisinde, Hibere-i
Yemani'yi çok severlerdi"103 (Hibere, Yemen'de dokunan pamuktan
yapılan, kırmızı çubuklu yeşil bir kumaştır. Eskilerin "alaca"
dedikleri desenli kumaşlar için kullanılan bir tabirdir. Bu da kumaşın
düz değil desenli olduğunu ve birkaç renkten oluştuğunu gösterir.)
El-Bera b. Azib (ra) anlatıyor:
"Kırmızı desenli elbisenin, Peygamber Efendimiz kadar bir başkasına
yakıştığını görmedim. Bu kıyafetle Resulullah (sav)'ı gördüğümde,
mübarek saçları, omuzlarına değecek kadar sarkmıştı."104
Semüre b. Cündüb (ra) rivayet ediyor:
"Hazreti Peygamber: "Beyaz elbise giyiniz. Zira o, son derece temiz ve hoştur" buyurmuşlardır"105.
Hz. Aişe (ra) anlatıyor:
"Resulullah Efendimiz, bir sabah vakti, üstlerinde siyah yünden
dokunmuş bir izar (peştemal, futa, göğüsten aşağı örtülen elbiseler)
olduğu halde, evlerinden dışarı çıkmışlardı."106
Peygamber Efendimizin dış kıyafetleri
Eşa's b. Süleyn (ra) anlatıyor:
"Bana halam anlattı. Ona da amcası anlatmış. Halamın amcası demişti ki:
Bir gün Medine sokaklarında izarımı sürüyerek yürüyordum. Bu sırada
arkamdan bir ses işittim: "İzarını yukarı kaldır. Zira izarın yerde
sürünmemesi, onun daha temiz kalmasını ve uzun müddet dayanmasını
sağlar" diyordu. Arkama dönüp baktığımda bu sözleri söyleyenin
Resulullah Efendimiz olduğunu gördüm."107
Seleme b. El-Ekva'dan (ra):
"Hz. Osman, uzunluğu bacaklarının yarısına kadar ulaşan bir izar giyer
ve "Arkadaşımın (sahibi), yani Resulullah (sav)'ın izarları da aynen
böyleydi" derdi.108